Vildan

Hüzün
Hüzün olsaydım kimseyi ansızın rahatsız etmez, çat kapı girmezdim kimsenin kalbine. En geç bir gün önceden planlar, haber verir, öyle giderdim gideceğim yere. Hüzün zaten taşıması ağır bir duygu bir de telaş eklenince daha da ağırlaşıyor. Ne yapacağını şaşırıyor insan, nasıl davranacağını. Güleceğini mi ağlayacağını mı, bilmiyor. Ama hüzün olmak isterdim biliyor musunuz? İnsanlar en çok hüzüne değer veriyor. Mutluluğun kıymeti yok ki. Gülüp geçiliyor. Oysa hüzün öyle mi? Ağlatıyor, sızlatıyor, düşündürüyor, el açtırıyor, dua ettiriyor. Bu hayatta acı hep tatlıdan daha kıymetli. İnanmıyorsanız bir Urfalı’ya sorun. Bu sorunun cevabını en iyi onlar bilir.
Reklam
Mehmet
Ben Mehmet olsaydım gözlerimin önünde acıdan çırpınan birine öylece bakakalmazdım. Ne yapacağımı bilmesem de öğreneyim derken telaştan ses çıkarırdım. Belki bu ses iyileştirirdi acısı olan kişiyi, ben farketmezdim bile. Ben Mehmet değilim. Mehmet olsaydım bıyıklarım kalın, sakallarım gür, tenim beyaz, kalbim temiz ve birini mutlu etmek pahasına da olsa asla yalan söyleyemeyen biri olurdum. İyi ki Mehmet değilim ama Mehmet’i olduğu gibi seviyorum.
Su
Su olsaydım damlaya damlaya göl olmazdım. İnsan halimde bile gözyaşı damlalarımla bir göl doldurabilirim. Su olsaydım hedefim damlaya damlaya okyanus olmak olurdu. İçimde sadece küçük balıklar değil onlarla birlikte dev balıklar, balinalar da yaşasın isterdim ve köpek balıkları da.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güneş
Güneş olsaydım, vay halinizeydi. Bazen sabah doğardım bazen akşam. Kestiremezdi kimse ne zaman, nereden, nasıl doğacağımı. Canım ne zaman ne yapmak isterse onu yapardım. Bir bahane bulur küserdim mesela. Karanlığa mahkum ederdim birkaç gün dünyayı. Sonra bir anda bi aydınlatırdım her yeri, gözlerini kapatırdı herkes kör olmamak için. Ancak böyle mi anlaşılır aydınlığın da karanlığın da kıymeti. Her şey yerli yerince. Ben dahi.
Yalnızlık
Yalnızlık olsaydım; yaşlı bir rahvan atının, sahibini şampiyonluğa taşıdığı yarış turnuvalarından sonra dinlenmesi için barınağına bırakıldığı an olurdum. Bence en büyük yalnızlık amaçlarımızın, dertlerimizin, uğraşlarımızın, seslerin, gürültülerin, kalabalıkların ve övgülerin, tezahüratların, coşkuların bizi yalnız bırakmasıdır. Bence en büyük yalnızlığımız, içinde bulunurken en çok sitem ettiğimiz anların bizi yalnız bırakmasıdır.
Reklam