"Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adalet olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir."
(Kötünün Zaferi / Erich Auerbach)
“Türkiye’de en iyi avukat,” dedi, “ yalan sanatını iyi kıvırandır. Çünkü bu ülkedeki hukuk sistemi hak üzerine değil, mal üzerine kuruludur. Ulu Önder Atatürk şu sözü boşuna söylememiş:
‘Adalet mülkün temelidir.’
Vallahi de, billahi de doğru. Bazı hâkimlerin karşısına mülkünle çıkıyorsan, adaleti de kendi lehine satın alabiliyorsun.”
Akıllı hükümdar, kendi egemenliğini korumak ve gücünü artırmak istiyorsa, reayaya adaletle muamele etmeli, zulümden kaçınmalıdır: " ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR"
Gözleri doluyor
Tozlu çerçevedeki
Mustafa Kemal'in
Bir elinde Cumhuriyet'in
Kum saati
Bir elinde
'Adalet Mülkün Temelidir.'
Sanki
Beyazıt meydanında
Nümayişe çıkmış eski bir tüfek
Ağlıyor
Ceketinin koluna
Gözyaşlarını silerek
Türkiye
Ayağa Kalk!
Gözleri doluyor
tozlu çerçevedeki
Mustafa Kemal'in
Bir elinde Cumhuriyet'in
kum saati
bir elinde
"Adalet mülkün temelidir!"
Ahmet Erhan
Tarikatlar Osmanlı döneminden itibaren denetim (!) altında tutulmaya çalışılmıştır. 1925 sonrası "Tekke ve Zaviyeler"in kapatılma çalışmaları, tarikat üyelerini isyana ve göçe