Rus gerçekçiliğinin tiyatroda metnindeki dışa vurumu niteliğinde bir kitap. Geçip girmiş hayatlar, pişmanlıklar, vazgeçmişler, amaçsız yaşamlar… Kahramanı olmayan bir eser denmiş, gerçekten de öyle nitekim gerçekte “kahraman” olabilen yok ki kitaba da yansısın. Vanya Dayı’nın huysuzluğu, profesöre getirdiği eleştiriler, Astrov, profesörün eşi ve Sonay adasındaki imkansız aşk üçgeni. Gerçekleşmeyen umutlar, gerçekleşmesi için hiçbir şey yapılmayan durumlar… Profesör evden çıkıp gitti ama yeni gittiği yerde kendilerini çok da farklı bir şey beklemiyor, geride kalanları da.