Zenginin zengin diye derdi olmaz. Fakirin fakir diye. Gencin genç diye. Yaşlının yaşlı diye. Kime hak lan bu dert dediğiniz şey? Niye sormuyor kimse birbirine derdini?
“Nasıl anlatsam, havada gibiydim hep. Bastığım bir toprak, tutunduğum bir dal, yaslandığım bir duvar yoktu. Anneme yaslanmaya çalışıyordum babama değil, inadına anneme yaslanmaya çalışıyordum. Ona tutunamayınca hiçbir yere sığamıyordum. Yersiz Yurtsuz yaşadım ömrüm boyunca. Kendim tutunamayınca kimsenin bana tutunmasına da izin vermedim. … Öksüzlüğümü öğrenince ayaklarım yere bastı. Tam tersi olması beklenir belki; ama öyle olmadı. Her şey yerli yerine oturdu. Bir anda kendi evime kendi hayatıma kök saldım sanki.”
sayf. 199
Kitabın daha ilk sayfasında altını çizdiğim tek bir cümle var. Kitabı bitirdikten sonra başa alıp öyle bir göz gezdirirken unuttuğum bu cümleyi görünce yüzümde bir gülümseme oluştu. “Ben ne beklerdim babamdan peki? Hiç düşünmemiştim ama ihanet ve intihar dışında her şeye ihtimal verirdim sanırım.”
Kitap gerçekten çok akıllıca, bi o kadar yeterli ve doyurucu yazılmıştı. 21 yaşındayım ülkemizin doğu coğrafyalarında sıradan bir ailede büyüdüm. Kitapta tanıtıştığımız aile ve yaşanılanların daha çok anne-babalarımız hatta onlardan da bir üst kuşağa ait olduğunu düşünüyorum. Şu an da sırf 1000 Kitapta kaydettiğim 77. kitabı okuyorum ve okurken ağladığım kitap sayısı bir elin beş parmağını geçmez. Bu da onlardan biri ve muhtemelen en uzun uzadıya ağladığım. Bu yüzden benim için yeri hep ayrı olacak, ayrıca erkek arkadaşımla beraber alıp okumamız ve yine bu kitabı ortak bir hocamıza hediye etmiş olmamız da ayrı kılan noktalardan. Ben içeriğinin çok sevileceğini düşünüyorum ama sevilmese bile çok farklı bir kitap diyaloglar halinde karakterlerin her biri birbiriyle konuşuyor filim kesiti hissiyatı verdi bana ve çok keyif aldım. gerek yazım tekniği gerek içeriği olsun deneyimlenebilecek bir kitap bu yüzden %100 şans verilmeli. Özellikle 100-120. sayfalardan sonra sırlar çözüldükçe okuması daha da keyifli bir hal alıyor. İyi ki okudum, fazlasıyla çıkarımda bulundum, duygulandım, düşüncelere daldım… Siz de okursanız, mendilinizi hazır bulundurun:)
Ancak Aşk derdine düşmüş biçareler anlar; derun nedir, içinde neler saklar. Keza açtırsalar da ağızlarını dökülmez kelimelere ve ifade edilemez laflarla… Aşk!
Yüreğimde,sürgüne gönderilen bir adi sokak kadını zilyetiyle elimi suçsuz yüzüme kapayarak şehirden çıkıyordum.Dünyayı baştan başa bir zulüm,kendimi o zulme baş eğmekten başka çaresi olmayan bir sefil gibi gördüğüm o günde beni müdafaa ettiniz.