Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Vazgeçtim :)
Mayıs Sıkıntısı
Mayıs Sıkıntısı
hem kitabı okudum hem de film izledim. Film 2 saat 10 dakika. Kitap ise ana konusu ile ortalama 90 sayfa, geri kalan söyleyişi ve eleştiri yazıları. (144 sayfa) Ve benim not aldığım inceleme yazım kısa tutmama rağmen ortalama 4-5 sayfa 🫣 Asıl sıkıntı bu notlarımı derleyip mini bir Mayıs Sıkıntısı ile hemhal olmaktır işte
Nuri Bilge Ceylan
Nuri Bilge Ceylan
bey ☺️
Avrupadaki benzerleri ile karşılaştırıldığı zaman Fran­sız sağının en büyük özelliği, bölünmüş olmaktan fazla her bölümün içindeki disiplinsizliktir. De Gaulle ise bölünenleri bir demet halinde birleştirmiş ve bun­ların hepsini katı bir disipline bağlanmıştır. Böylece Fransa’da, Ingiltere’deki tutucu parti veya Almanya’ baki hristiyan demokratlara benzer bir siyasal gücün doğduğunu görürüz ancak bu güç Ingiltere veya Al­manya’daki benzerlerinin yerleşmişliğinden, militan­ larından ve örgütünden yoksundur. Bu güç cumhuri­yetçi monarşinin ana temellerinden biridir ve Ingilte­re’de başbakanın teklif ettiği tasarıları Parlamento nasıl kabul ederse, Fransa’da başkanın sunacağı ta­sarıların da kabul edilmesini güvenle sağlar.
Reklam
çocuklar için
Mesela Tommiks kitabı benim çok hoşuma gider çünkü hikâyedeki Kulver Kulesi'ni bizim Yeşilköy'deki filoya benzetirim. Doğan Kardeş Yayınları'ndan Carl Ewald'ın yazdığı Tabiat Ana Anlatıyor da şahane bir kitaptır. Çocukken Red Kit ile Tenten'i çok severdim. Okurken çok dikkatimi çekmişti, Tenten'deki uçaklar gerçek uçaklardı ve ben hepsini tanıyabiliyordum. Seneler sonra da doktora hocamı Tenten'le tanıştırdım. O da trenleri çok severdi ve bütün lokomotiflerin gerçek lokomotifler olduğunu söyledi. Düşünebiliyor musun, bu kitabı yazabilmek için Hergé müthiş bir araştırma yapmış. Bunların yanında Asteriks de son derece önemli kitaptır.
Şu ana kadar okuduklarımı geçtim akış için üzgünüm 😶
"Herkes ne diyecek? Bu ana kadar herkesten ne gördüm ki... Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı?"
Beni, şu içinde bulunduğum ana kadar taşıyan her şeyi düşünüyorum. Nereye gittiğimi ve nasıl bir insan olmak istediğimi düşünüyorum.
Reklam
Söyle bana Toprak Ana, gerçeği söyle: İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?
Vladimir: ..insan hayatla küçük şeyleri ihmal etmemeli. Estragon: Ne desem bilmem ki; sen hep son ana kadar beklersin zaten. Vladimir: (hayalederek). Son an ... (Dalar.) Ertelenen umutlar ... şeyi perişan eder.
Erkek kadına dedi ki: - Seni seviyorum, ama nasıl? avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki:
İnsanlığa inanıyor, dünyanın bu derece adaletsiz olamayacağına inanıyordu. Onun inancını sarsmak, umudunu kırmak istemiyordum.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
354 syf.
·
Puan vermedi
·
69 günde okudu
Buhranlarımız
Popüler bilim adamımız İlber Ortaylı'nın öneri listesinde olan bu kitap her ne kadar İslamcılık düşüncesinin temel metinlerinden biri olarak lanse edilmiş olsa da bir yanı ile Osmanlı'nın gerileme sebeplerini içeren bir manzumdur. Aklı başındaki tüm Türkiyelilerin okuması gereken bir eser olduğu kanaatindeyim. Eserde dikkatimi çeken ana başlıkları belirtip çıkayım. 1. Osmanlı'nın Avrupa'dan ithal ettiği meşrutiyet ve anayasa gibi kavramların Osmanlı tebaasına uygun olmadığı (halen aynı) 2. Doğunun geri kalmasının sebebinin İslam olmadığı, İslamın yanlış anlaşılması ve uygulanması olduğu (halen aynı) 3. Kadın hakları kavramının ülkeye yanlış bir şekilde enjekte edildiği (katlanarak devam ediyor) 4. Milliyetçilik akımının saçma olduğu ve eninde sonunda patlayacağı (100 yıl önce patladı ama biz hala duyamıyoruz)
Buhranlarımız
BuhranlarımızSaid Halim Paşa · Kapı Yayınları · 202129 okunma
ElizabethPantley
Bir ana babanın en büyük becerisi, çocuklarının duygularıyla kendi duygularını ayırabilmesidir.
Sayfa 94
Kady Grant
"Ya sen, Prenses?" diyor McCall usulca. Grant, "Lincoln'deki âşıklarınız birazdan burada olur," diye ya- nıtlıyor. Bir saat süren haykırışlar ve talimatların ardından sesi çatlak. "Kalıp onları yavaşlatmaya yardım edeceğim." "Bu intihar olur." "YZ'nin istediği bu. Gitmenize izin vermesinin bedeli. Kaçın. Oraya varınca hikâyenizi anlatırsınız." McCall bir an daha hareketsiz kalıyor, sonra dışarıdaki koridor- dan bir uluma sesi yükselince başını kaldırıyor. "Senin hikâyeni de anlatacağım," diye fısıldıyor. Sonra geçitten mekiğe koşuyor ve Corron kapıyı arkasından kapatıyor. McCall'un yüzü kapının mühürlendiği son ana kadar görünüyor. Tanık olduğu her ölüm yüzünden gün gibi okunuyor. Bir şey bana gördüklerini uzun süre unutmayacağını söylüyor. Bir şey bana benim de unutmayacağımı söylüyor.
Dilimizdeki "Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz" sözünün aslı muhtemelen "Ane gibi yar; Bağdat gibi diyar olmaz." şeklindedir. Çünkü sözün aslındaki Ane kelimesi, Bağdat yakınlarındaki sarp bir uçurumun kuşattığı dik bir geçidin adıdır. Bağdat gibi güzel şehir, Ane gibi de (sarp, ama manzaralı) yar (uçurum) olmaz, demeye gelir.
Yalan
Ana ben ozan oldum Okuyup yazan oldum. Teneke bile değil iken Aş pişen kazan oldum. Ana ben ozan oldum Okuyup yazan oldum. Derede bile yüzemezken Okyanusta yüzer oldum. Ana sözlerim yalan Ne okurun ne yazarım Toprakta tenim çürür Arşa kazın mezarım.
Sayfa 11
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.