Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne anımsama, ne unutuş. Bir ucucalık, Kıyıların al rengi kokuları ile Kötürüm bir bülbülün şakıması gibi büyüyen Bakışlarımızın ağır simgelerinde. Ve ben sana dönüyorum an an Göçüp dönüyorum titreşim gibi
Sayfa 173 - Everest Yayınları
Bir boğuntu duygusu, tam şuramda Herkesten yapılmış bir karar kadar sıkkın 'Bu muydu' sorusunun cevabından yıkıcı Can çekişen bir unutuş, bir anımsama pıhtısı
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Garip'in İsim Babası Cavit Yamaç Anlatıyor
''Bilir misin dedi Orhan Veli'nin Garip kitabının adını ben koydum. Bir gün Nisuvaz'da oturuyordum. Orhan geldi, bir şiir kitabı çıkaracağını söyledi. Bir türlü kitabına bir ad bulamıyordu. Koymak istediği ad 'Tahattur'du (Anımsama). Bilirsin Orhan Veli'nin 'Alnımdaki bıçak yarası senin yüzünden/Tabakam senin yadigârın/Seni nasıl unuturum ben/Vesikalı yârim, diye bir şiiri vardır. Onun adı 'Tahattur'dur. Kitabına bunu vermek istiyordu. Bana sordu, ne dersin diye. Ben de bu adın çok eskimiş olduğunu, daha yeni ve ilgi çekici bir ad bulmasını söyledim. Bu yeni adın ne olabileceğini sordu. Ben de senin şiirlerin yadırganıyor, acayip, garip bulunuyor, öyle bir ad vermelisin dedim. Öyleyse bir ad bul, dedi. Yaban, acayip, garip derken, garip sözü üzerinde durduk. Orhan Veli'nin kitabının adı ortaya çıkmıştı. Garip sadece şaşırtıcı acayip anlamına gelmiyor, gurbette kalmışa da yakışıyordu. Zaten o dönemde Orhan Veli ve arkadaşları da biraz kural dışı biraz gurbette kalmış gibiydiler.''
Sayfa 164Kitabı okudu
Eski ruhbilimciler, insandaki dış duyulardan başka, beş de iç duyu kabul ederlerdi. Bunlar bellek (hafıza), sezgi (vahime), imgelem (nuhayyile), anımsama (müzekkire) ve düşünme (müfekkire) idi. Bu beş duyu, bir ortak duyuda (hiss-i müşterek) birleşirdi...
Anımsama, bir an için geri dönmek değildir, geçmilte elinden sıyrıldığımız ölümün bşr an için eline düşmek demektir, bize yeni bir yaşama geçemeyeceğimizi anımsatan ölümdür... insan unutamadığı için ölür...
Akademi'de iken tanıdığım bir kız arkadaşım, bana büyük kentin yakınında ailesi ile oturduğu evini anlatırken, aklımdan o evde o kızla sevişmenin ne olağanüstü bir mutluluk olacağını geçirmiştim de, böyle bir düş kurmanın yersizliğini düşünüp kendime gülmüştüm. Oysa sonra bu düş bütün güzelliği ile gerçekleşmişti. Buna bir önsezi diyebiliriz ama kaderin bizim için kurduğu tasarılar, önsezimizi aşar; o bizi bilinemez nasıl bir seyirlik tadından ve merakından ötürü kendi eğlencesi durumuna getirir. Bu eğlence bizi de mutlu ettiği sürece kaderin farkında bile olmayız, ama mutsuzluklarımızın tek sorumlusu hep odur. Bunları yıllar sonra, serinkanla düşünüyorum, garip bir anımsama tutkusu içinde. Doğrusu, mutsuzluğu tanımamıştım, bundan ötürü de kaderi suçlamak durumuna düşmemiştim; bana bunları dayımın köyünde geçirdiğim o unutulmaz yaz düşündürdü. Elimizde olanla elimizde olmayan arasındaki, yaptıklarımızın sonucu ile, nerdeyse başımıza gelenler arasındaki ayrımdan başka bir şey değil bu. Aşk bir çabanın sonucu olamaz, başımıza gelir ancak.
Reklam
İnsanda anımsama yoktur. Hiçbir şey anımsamaz. Niçin anımsamaz..? İnsan arar da arar...
Sayfa 193 - Oda yayınları...Kitabı okudu
Düşünün bir, bir kadın mıdır, Saçları, adı olmayan Artık anımsama gücü olmayan Gözleri boş ve bağrı soğuk Kışın bir kurbağa gibi. Bunların olduğunu düşünün: Sizlere yöneltiyorum bu sözleri. Onları yüreğinize kazıyın Evinizdeyken, yolda yürürken, Yatarken, kalkarken; Çocuklarınıza yineleyin bu sözleri. Yoksa, eviniz yıkılsın, Hastalık dert olsun başınıza, Çocuklarınız yüz çevirsin sizden.
Yüksükotunun Latince adı Digitalis'tir. "Dijital" sözcüğü Latince digitus, yani parmak sözcüğüne işaret eder, parmak da sayı saymaya. Dijital kültür, insanları küçültüp birer parmak-varlık haline getirdi. Dijital kültür sayı sayan parmağa dayanır. Ama tarih anlatıdır. O saymaz. Saymak tarih sonrası [posthistorische] bir kategoridir. Ne tweetler, ne de enformasyon toplanıp bir hikaye oluştururlar. Timeline da bir hayat hikayesi anlatmaz, bir biyografi değildir. Toplamsaldır [additiv], öyküleyici değildir. Dijital insan sürekli sayma ve hesaplamak için parmaklannı kullanır. Dijital dünya sayıyı ve saymayı mutlaklaştırır. Facebook arkadaşları da her şeyden önce birer sayıdır. Ama arkadaşlık gerçekte bir hikayedir. Dijital dünya toplamsal olanı [Additive] , saymayı ve sayılabilir olanı bütünleştirir/totalleştirir. Hatta eğilimler bile like biçiminde sayılır. Öyküleyici olan, yoğun bir şekilde anlamını yitirir. Saymak her şeyi karşılaştırılabilir hale getiriyor. Performans ve yeterlilik sayılabilir şeylerdir. Günümüzde sayılabilir olmayan artık varlığını [Sein] sürdüremiyor. Ama Varlık öyküleyicidir, anlatıdır, sayı değildir. Sayıda hikaye ve anımsama demek olan dil eksiktir.
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.