Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

annebülbül

Modernizm meselesi
Bir paradoksla başlayalım. Batida bir modernlik inşa oluyor. Nedir bu? Aydınlanmadır, Rönesans'tur, Reformdur. Ulus devlettir, Cumhuriyettir. Bin yedi yüz seksen dokuzdur. Kentleşmedir. Sınıftır. Kadındır. Modernliğin olmazsa olmazlarıdır bütün bunlar. Bu anlamda Bati'nın son üç-dört yüzyılda geçirdiği dönüşümleri indirgeyeceğiniz bir
Sayfa 55
Reklam
Zihniyet Nedir?
Zihniyet, idealizm artı materyalizmdir bir anlamda. Bir yandan derinliği olan bir kavramdır, diğer yandan da çok somuttur. Zihniyet "idea" nın "hayat" haline gelmiş halidir. Zihniyet tipkı praxis gibi teorik olanla pratik olan arasındaki bağlantıyı kuran bir kavram. Düşüncenin, fikrin hayatla ilişkisini kuruyor sanki. Fikirler, zihniyet üzerinden eyleme dönüşüyorlar. Hayat oluyorlar. Sadece bu değil. Zihniyet aynı zamanda toplumla birey arasındaki ilişkiyi de kurabiliyor. Çünkü zihniyetler hep bir zamanda ve mekânda oluşuyorlar. Zihniyet tam bir mücadele alanı. Toplumun bireyi ele geçirdiği, bireyin topluma isyan ettiği bir zemin. Zihniyet bu anlamlarıyla tam da sosyolojinin asl nesnesi. Weber'in "sosyolojinin nesnesi bilinçli insan eylemidir" sozünün Türkçesi bu olsa gerek. Zihniyet teori-pratik ile toplum-birey çapraz eksenlerinin cakışma noktası.
Sayfa 25
Sosyoloji mi zihniyet hermeneutiği mi?
Türkiye bir ulus-devlet olmaktan çok bir devlet- ulus'tur örneğin. Yani bizim gibi ülkelerde toplumsal olanın içinde ütopyanın, kurgunun payı çok önemlidir. Bu nedenle modernleşme ülkelerinde olgu-değer ayrımı yapabilmek batıdan daha zordur. Bu noktadan bakıldığında bizim gibi ülkelerde bir toplumsal çözümleme ile bir edebi metin arasında, bir felsefi manifesto ile parti programı arasında sanıldığından, çok daha az fark vardır. Bizde edebi metnin, yani kurgusal olanın sosyolojik statüsü bilimsel olanın hiç de gerisinde değildir
Sayfa 19

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Önsöz yerine Niyet
Sözünü ettiğim Tanpınar derslerinin birinde Beş Şehir'i okuyan bir öğrencim bana aynen şöyle demişti: "Ne kadar da muhafazakar bir adam bu hocam.Sürekli Süleymaniye'den, Mimar Sinan'dan, Dede Efendi'den, Itri'den söz ediyor." İşte, tam o anda kafamda bir Şimşek çakmıştı. "İşte." dedim kendi kendime bizi Tanpınar okumaya tenezzül ettirmeyen, tenezzül etsek bile onu anlamamıza engel olan tam da bu.Biz hep Tanpınar'ın neden söz ettiğine odaklandık ama sözünü ettiği şeye hangi tavırla yaklaştığını hep göz ardı ettik.
Sayfa 12
Önsöz yerine Niyet kelimesi kullanılmış.
Nedense son yıllarda Fransızların dünya literatürüne armağan ettikleri "problematize" etmek ifadesini ben "dert edinmek" diye çevirir oldum, tesadüf olduğunu sanmıyorum. Bir konu üzerinde yoğunlaşmak bir şekilde onunla kişisel de olabilecek bir ilişki kurmayı da içeriyor.Dert edinmeden bu yoğunlaşma pek sahici olamıyor. Başka bir çalışmamda bunu "ontolojikleştirme" diye adlandırmıştım.Bence dert edilmede onun akrabası.
Sayfa 11
Reklam
Filiz belki de bu kadar güzel olmasaydı dini hassasiyetle- rimden ödün vermez dini öğrenip öğretmek adna da olsa ona yaklaşmazdım. Saçları bu kadar gür ve alımlı olmasaydı ona hicab ayetinden bahsederken garip bir haz duymazdım. Onun zengin, sarışın ve güzel olması o yıllar bilinçaltıma kazinan "sermayenin birleştirilmesi" fikrini katileştiriyordu. Filize sahip olmak demek zenginliği, statüyü İslam potasında eriterek yeni bir müessese kuruyormuşçasına heyecanlanmak demekti. Dindar oldukları için fakir ve cahil olarak nitelendirilmiş atalarımın intikamını almak demekti. Kendine güveni tam olan bir kadının islami açıdan olgunlaştırılması demek dindar kadının kamusal alana inmesi demekti. Filiz'e çarşaf giydirmek ona din adına tahakküm etmek demekti. Yeni hayatını dini bilen biri ile yani benim dediğim şekilde şekillendirecek olması demek bir nevi ben ne dersem onu yapacak demekti. Kamusal alanda Öteki, evde beriki olan Filiz geleneksel dini anlayış içinse daima müdahaleye açık olan olacakti. Tüm bunları sonradan anladım Insanun hapishanede düşünmek ve sosyolojik tespitlerde bulunmak íçin bol vakti oluyor.
Insan illa ki bir görüşü birlemek, bütünlemek, yüceltmek eğilimindedir. Bu fitri eğilim eğer ki insan elinden çıkmiş bir ideolojivi beslerse diğerine haksızlık etmek olağan hale geIiverir. Bu yüzden insan elinin üzerinde duran bir ele bağlanmak, o ipe sarılmak, birliği hakkı olana avdet etmek tek yoldur.Bu yüzden daima içten içe rabbine bağlı , Rabbini her ideolojinin üzerinde tutan bir kul olmaya çalıştım. Bu yüzden daima içten içe rabbine bağlı, rabbini her ideolojinin üzerinde tutan bir kul olmaya çalıştım.
Şu an la' kısmına bastırarak ve kelime-i tevhid ile kelime-i şehadet arasında koşturarak bağıra bağıra can vermek isterdim. Allah'im elli yaşıma kadar disiplinli ve düzgün bir Müslüman olarak yaşayamadm. Haklısın. Her zamanki gibi. Sinemin özünü bilirsin. Ama son bir yildır Resulullah efendimizin gönül iklimine yaslanıyor ve seherlerde sana yaklaşabilmek adına uyumuyorum. Bu son bir yılımı tüm ömrüme yayarsan ve ihlâsla yapmış olduğum tövbeleri kabul edersen ben de belki son nefesimi "ey iman edenler, Allah'a karsı, O'nun azamet-i ilahiyesine göre takva üzere olun ve ancak Müslümanlar olarak can verin," emrini yerine getirmiş bir kul olarak verebilirim. Bir ömür bu son nefes için hazırlanan insanlar var. Omür boyunca "son nefes" tandanslı yaşayan insanlar arasına beni de kabul et. Elli yılımı siviler. Son bir yılımı elli yılıma örtüver. Beni affet. Ben ölüyorum. Öldüğüme inanamayarak ölüyorum. Inanmayarak ölmüyorum ama.
"Temiz bir sayfa açmak ve o sayfayı seninle birlikte yeniden yazmak istiyorum." Dedi. Kabul ettim. O sayfaya birkaç güzel kelam yazdık. Ben uç kısmlarına kenar süsleri yapmaya çalıştıkça Iskender sayfada origami denemeleri yaptı. Daha sonra o "a4" kâğıt "c4" tipi patlayicıya dönüşüp ellerimde infilak etti. O yanmış ellerden hala merhamet umar Iskender. Ağır aksak yürüyen bir evlilik bizimkisi.. Yavaş başlayıp hzlandığımz, dingin başlayıp heyecanla devam ettirdiğimiz bir delilik. Bu normal olrmavan bir durumdur. Genelde insanlar evliliğe hizlı bir giriş yapıp gelişme içinde boğulurlar. Ya da bir delilikle karar verip heyecanla yürüdükleri bu volda refüjlere çarpa çarpa yavaşlarlar. Ama biz gün geçtikçe daha da heyecanlanıyoruz.
Güneş
Tuhaf şey ölürken güneşle konuşmak... Yatay duran geveze bir günebakana dönüşüyorum.
Reklam
Emirgan'da akşam vakti
"Garip şey diye düşündü. Gençlik hayattan o kadar müstakil, o kadar tek başına bir şey ki... fakat bunu anlamak için insanın biraz yaşlanması lazım..."
Sayfa 275 - Daha sonra Yaz Yağmuru öyküsünde de karşımıza çıkacak olan Sabri.Kitabı okudu
Evin Sahibi
Bunlar gibi, günün her saatinde tek cümlesini, sert bir ceviz gibi tepemde kıran papağanın daha evvel yaşadığına katiyetle emin olduğum insan hayatı ile, evin her köşesinde birkacina birden tesadüf edilen büyük çay kutularınin üzerindeki Japon ve ya Çin işi resimleri, bulutlarla yarı örtülü, derinliklerinde hayali leylekler ve zümrütüankalar dolaşan bir gök altında, uzak ve tepeleri güneşle yaldızlı dağların çerçevelediği bir manzarada gezinen, yahut mucizeli berraklığı iki üç ince çizgiye emanet edilmiş bir su başında düşünen, musıki fasli yapan, zarif çizgili, uzun etekli, kenarı yildız zırhlı lâcivert veya nar çiçeği renginde ipek mantolarını giymiş, çekik gözlü, ay isığı tenli genç kadınlar veya kIzlar, murakabelerinden hikmetten ziyade aksilik taşan asık yüzlů, seyrek sakallı hâkimler, ellerin- deki çay fincanlarından halka halka yükselen dumana bir aşk hatırası gibi eğilmiş narin endamlı delikanlılar, uzun firkete, zarif şemsiye, ayaklara dolaşan etek, ince kayık biçimli pabuç. her nevi saz; ve hepsinin birden insana verdiği acayip, büyulü bir uzak memleket daüssılasI... Velhasil çocuk yaşımı dolduran hayal hakikat bin türlü şey ancak ondan sonra hatırıma gelirdi.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bir yol
Evet, pekala biliyorum ki, bir gün ben her şeyi bırakıp bu küçük yola dalarsam , onun bittiği yerde bütün saadet ve hasretlerini , eski yaşanmış rüyalarını bulacağım, temiz yepyeni mesut bir adam olacağım. Bunu biliyorum fakat yapamayacağımi da biliyorum. Hâlbuki bir ömür yaşamaya değer bir şeydir.
Bir yol
Sayfa 77 Bilmem sizde de böyle midir; yolculuk benim üzerimde daima iyi ve unutturucu bir tesir yapar. Istiraplarımızın, üzüntülerimizin mekânla, yahut hayatımizın tabii muhitiyle sikı bir alakası olsa gerek. Bir: muharririn dediği gibi, falan yerde en kesif siddetinde olan bir acı iki yüz kilometre daha ötede ve baska insanlar içinde biraz daha hafif ve daha kabili tahammül oluvor. Bununla beraber acıdan acıya fark var. Ve benimki acılarn en büyüğü, evlat acisıydı, üstelik de yağmur yağıyordu. Oh, size bu yağmurlu günlerin bende yaptığı aksülameli nasil anlatmali? Böyle günlerde ben değişir, büsbütün başka adam olurum. Başka bir adam, tam kelimesi değil... Bütün bir mazi, en kötü, en karanlık, en tamir edilmez taraflarıyla içimde canlanır, hortlaklarımla baş başa kalırım. Böyle zamanlarda hayat sanki bütün çeşmelerini kapatır, yalnız bir tanesi, azap ve üzüntünün kaynaği kalır ve ben onun bulanık aynasında bütün ömrün en kötü muhasebesini yapa yapa kendimi seyrederim. Bu sefer de öyle oldu; her zaman ayak basar basmaz gündelik üzüntülerimden sıyrıldığım, yalnız kendimin olduğum Haydarpaşa Garı bana bu sefer büyük ve karanlık bir lahit gibi geldi. Trene aynı ruh haleti icinde bindim. Izmit'e kadar hep ayni ıslak ve rutubetli hava icinde, tupkı bir olukta seyahat eder gibi geldik. Hiçbir șey düşünmedim, hiç kimseyi görmedim, Sadece vagonların üstüne ve pencerelerin camlarına değdikce yağmurun çikardığı sesi dinledim. Bir tabutta uyananlar, yeraltinın mutlak sessizliğinde kendi nabızlarını ancak böyle dinlerler.
İnsan taşı bile nakış nakış işleyebilirken nasıl böyle taştan da beter oldu. Her devrin taş işçileri vardır oysa. Rabbimiz her devre taşları yontacak, onları tek tek işleyecek baniler göndermiştir. Onlarla yolunu nasıl kesiştirmez insan. Yağ- mur bile taşları şekillendirirken, çakıl taşları birbirine dokunarak törpülenirken, eğimli yollar merdivenler insanlara zorlukları bu denli hatırlatırken insanlar nasıl olur da birbirlerini bu denli köreltebilir. Nasıl taştan da beter hale gelebilir insan. Duvarların diline düşmek nasil bir duygu kim bilir?
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.