Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Arabadaki Saklıkar

Arabadaki Saklıkar
@arabadakisaklikar
Amin
B.

B.

@bntlk
·
06 Şubat 00:53
ey alemlerin Rabbi teslim olduk acziyetimizi itiraf ediyoruz, mülk senindir, güç ve kuvvet sana aittir, bize merhamet et. Yerlere ve göklere sakinlik ver, gökten ve yerden gelecek bütün felaketlerden bizleri koru.
Reklam
Gerçekten kelimenin tam anlamıyla inanamıyorum. Gerçek olamayacak kadar vahşice. Allah’ım… Kendilerine: "Veryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde (tam bir pişkinlikle):( "Biz sadece ıslah edicileriz" demekte (ve fesatlıklarına ıslah kılıfı geçirilmekte)dir. (Bakara, 2/11,12.)
Üzerinde durduğum şeyin çökmüş olduğunu ve ayaklarımın altında hiçbir şeyin olmadığını hissediyordum… #Tolstoy

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Unutmak
Sodom ve Gomore
Sodom ve Gomore
Necdet: "Bu bulutlar nereye gidiyor? Ben de onlara katılsam" dedi; "ruhumun bu bozgun gecesinde bana sizden başka kim yoldaşlık edebilir? Siz de bencileyin kimden kaçtığınızı ve nereye gittiginizi bilmiyorsunuz! Bir lanetleme kızdan, bir cadıdan kaçıyorum. Onun yüzü bu soğuk ve solgun kış ayının yüzü gibi donmuş ve anlaşılmazdır. Ve neye kaçtığımı da pekiyi biliyorum. Unutmak için kaçıyorum!" Nerede unutulur? Nasıl unutulur? Onun yüzü dünyanın neresine gidilse yine görünen bu ayın eşidir. Başımıza kaldırıp bakmasak bile onun aksini her yerde görürüz. Beyaz ve sinsi gölgesi bizim vücudumuzun ağıdır. Nereye gitsek bir ateşten gömleğe dönen derimizle beraber götürürüz!
Reklam
Konstantiniyye Oteli
Bitti son okuduğum kitap. Neler söyleyeceğimi, neler sıralayacağımı idrak edemiyorum. Yoğun içerik ve duygu karmaşası halindeyim. Kelimeler yarışıyor zihnimde ama hangisini önce sarf edeceğimi, önce neleri yazmam gerektiğini bilmiyorum. Bu sebeple bir şeyler yapamayacağımı biliyorum. Belki geniş bir vakitte kendim için bir şeyler yazabilirim. Bir uzun serüvenin daha sonuna geldim. Kitap bitince içinde bulunduğum düşünce girdabından ayrıldığım ilk anda kitaba dair düşündüğüm ilk sözcük “İlginç” sözcüğü oldu.
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye Oteli
Otomatik Portakal
Aylardır hız kesmeden kitap okuyorum, çok şükür kabul edebileceğim derecede de iyi bir ilerleme kaydettiğimi düşünüyorum. Ta ki sıra Otomatik Portakal’a gelinceye dek… Çok direndim, savaştım da aslında kitaba devam etmek konusunda. En önemlisi de kitap bittiğinde yani en azından (pragmatist açıdan bakmaya çalışarak) bir şeyler öğrenirim diye düşünüyordum, neler yapılmamalı konusunda da. Ancak bu kitabı okumaya tahammülüm yok. Yüreğim kaldırmıyor. Ve son olarak şuuruma böyle bir kitap almak istemediğime karar verdim. Bu kitabı okumayı bırakıyorum.
Otomatik Portakal
Otomatik Portakal
İlk bölümleri bitirdim. Kendime bunu neden yaptığımı, sorguluyorum. Tabii ki okumaya devam edeceğim. Umuyorum ki…
Otomatik Portakal
Otomatik Portakal
Yazacak hiçbir şeyim yok.
genius

genius

@genius1071
·
24 Aralık 2021 21:54
inceleme değildir !
Kitabın filmini daha önce izlemiştim. Bu nedenle kitabı okurken sahneler gözümde canlandı. Kitabın son bölümünde Bruno’ya ne olduğu filmde daha net bir şekilde sahnelenmişti. Kitapla ilgili sadece buraya değineceğim. Yazar kitabın sonunda ”Bu olanlar çok uzun zaman önce oldu, böyle bir şey asla bir daha olmaz. Bu zamanda ve bu çağda.” diye bitiriyor cümleyi. Peki gerçekten öylemi ? Bir bakalım yaşadığımız dünyaya ve "ülkeye". Myanmar’dan Suriye’ye, Doğu Türkistan’dan Irak’a, Afrika’da birbirine kırdırılan halklardan iliğine kadar sömürülen insanlara… Zalimlerden kaçmak için, mülteci olma pahasına, ülkesini terk edip Akdeniz’de, Ege’de, Meriç’te batan botlardan dolayı boğulan insanlara, masum canlara… Ne diyordu Serenat’ta Livaneli, “Her iktidar öldürür ! Kimi daha az, kimi daha çok”. "Keşke beraber oynayabilseydik," dedi Bruno uzun bir sessizlikten sonra. "Sadece bir kez. Hatırlamak için..." Çocukların oyunlarını ÇALAN tüm zalimlerin, diktatörlerin yerle bir olması duası ve dileğiyle. İyi okumalar
Reklam