...
Rüya, bütün çektiğimiz
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
...
Yazacaktım, biliyorum, bir gün yazacaktım, tüm olanaklarımla ve olanaksızlıklarımla. Ama yazabilmek için bunları aşmam gerekiyordu.
Aşamadım. Aştığımı sandığımda yanılmış olduğumu gördüm.
O sabah hiçbir şey normal değildi.
Ne ben, ne yol, ne insanlar ne de koşullar. Yürüdüm. Keyfimce.
Telaş etmeden, ama ara vermeden. Kulağımı da gözümü de kapayarak.
Yatıya kaldı ömrüm olmadık acılarda
Yorgan döşek
Anladım ki şu dünyada
Damarlarındaki kana ziyâde şeyler de eklemek gerek
Kalbim uyurgezer sanrılarda
Boğuntulu camlarda tütsülenir durur
Nedir nedendir çok mu kötüdür
Ara sıra tökezlemek, diklenmek pahasına
Ancak uçurumlar elverir bana...
"Hayat hızlanmıştı sanki. Birileri dizi filmi ileriye sarıyordu. Henüz birine alışmadan diğer sahnenin şaşkınlığıyla olduğumuz yerde kalakalıyorduk. Biz duraklamıştık ama her şey korkutucu bir hızla akıyordu."
"Ben sadece tercihler yaptım. Her tercih, bazı şeyleri çalıp gitti ama tercihlerimden mutsuz olmadım. Ama şunu söyleyeyim ki yorucu tercihler yaptım. Kalben, zihnen, bedenen insanı yoran tercihler."
Rıhtımda bir çocuk vardı, saçları saçak saçaktı, ayakları çıplaktı. Kapkara, yara bere içinde. Sonsuz sokaklardan kaçıp da gelmiş denize , martılara, kayalara, balıkçılara, gümüşsel balıklara, evlere, dalgalara...
Sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
Sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin ki ölüm her yerde uyanıktır
Doların dalgalanmasına bırakıldı bu çağda ölüm
geceleri şehrin varoşlarında ikâmete mecbur edildi
gündüzün kimlik soruldu ona
sağcı mı solcu mu olduğu sorusuna cevap verdi
seken bir kurşun kadar
kurşunî bir kış denizi kadar bile
taraf tutmayan ölüm
Her biri yüz kerre görmeye değer yüz rüya
her biri yüz rüyaya değer yüz gece
n'olur birini olsun saklayın bana
n'olur birinde olsun saklayın beni
saklayın ki gönlümde başka gece kalmasın
saklayın ki gözlerim başka rüya aramasın
her gördüğü rüyayı gözlerine gönderilmiş bir mektup sanmasın!