Bahadır

Bahadır
@bahadirgurdal
Siyaset Bilimi (PhD)
İstanbul
158 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
173 syf.
·
Puan vermedi
Teodise problemi için giriş seviyesinde bir metin. Antik Yunan ekolünden Müslüman bir düşünür olan İbn Sina ve Skolastik düşüncenin Aziz'i Aquinolu Thomas'ın kötülük problemi hakkında görüşleri kıyaslanmış. Tanrı iyi midir? Her şey ondan mı gelir? Her şey ondan gelirse kötülüğün de ondan gelmesi gerekmez mi? Kötülük ondan geliyorsa Tanrı kötü müdür? Tanrı, neden kötülüklere müdahale etmez? Yoksa Leibnizci bir yaklaşımla "olası dünyaların en iyisi"ni mi yaşıyoruz? Tanrı sadece hikmetli eylemlerde mi bulunur? Tanrı her şeyin nedeniyse ikincil nedenler mi vardır? Gibi sorgulamaların yapıldığı tez seviyesinde bir eser.
İbn Sina ve Thomas Aquinas'ta Kötülük Problemi
İbn Sina ve Thomas Aquinas'ta Kötülük ProblemiYaşar Türkben · Elis Yayınları · 20134 okunma
Reklam
408 syf.
6/10 puan verdi
Bu bilgiler spoiler olur mu olmaz mı bilemedim, çok hassassanız okumayın devamını. Mevlana ve Şems-i Tebrizi ilişkisini merak ettirdi, bu yönüyle benim için biraz doyurucu bir kitap oldu. Ancak işin polisiye kısmı hayal kırıklığıydı. Daha ilk sayfalardan anlıyorsunuz ki bu İkonion Turizm bir halt etmiş. Birkaç kez "etmemiş mi acaba" düşüncesi gelse de geldikleri gibi giderler. Bunun devamı daha spoiler olacak galiba. Buna çok takılmadan devam edilebiliyor. Yüksek gerilimli, polisiyeli bir kurgu olmasa da olur diyerek okunuyor. Mevlevilikten, semadan, yüce aşktan bahsediyor, dolu dolu, güzel. Ama şu hikayenin sonunu okuyucuya/izleyiciye bırakan eserler ne bayağı eserlerdir, onu yazan zihinler ne sinsi zihinlerdir. Sen sayfalarca kurguyu yaz, her yerini ince elediğini sıkı dokuduğunu düşündürt bize, ama sonunu getireme. Olacak iş değil. Bütün o mistik olaylar boyunca en çok düşündüğüm şey bunların nasıl bağlanacağıydı. Basit bir rüya, düş, sanrı ile geçiştirmez herhalde diye düşündüm. Doğaüstü olaylar bir yerden sonra hikayeye o kadar etki ediyor ki açıklanması kaçınılmaz oluyor. Acaba babası mı gelecek hikayeye, onun parmağı mı var bu işlerde diyorsunuz; ama yazar en son diyor ki "uçak Londra'ya mı inecekti Konya'ya mı bilmiyordum." Benim gibi biri için sinir bozucu. Sonunu bağlayamayacaksan sırf Mevlana ve Şems ilişkisinin ekmeğini yemek için ne gerek vardı bu kurguya. Böyle olunca iki hikaye de yarım kalmış oluyor. Yine de akıcıydı, ama bu kitabı ne mevlevi aşkı merak edene önerebilir insan ne de polisiye/gerilim sevene.
Bab-ı Esrar
Bab-ı EsrarAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201836,4bin okunma
300 syf.
8/10 puan verdi
Tam anlamıyla Moskof mezalimi. Aydınların ütopyası olarak umutla kurulan ülkenin vicdanını kaybettiğinin sayısız örneğinden birisi. Kıyıda köşede kalmış bu kitap ya sıradan bir Stalin zulmü gibi geldiği için ya da ülkemizde daha az okuyan kesimin hayat görüşlerine daha yakın olduğu için adından yeterince söz ettirememiştir.
İki Kasım Bin Dokuz Yüz Kırk Üç
İki Kasım Bin Dokuz Yüz Kırk ÜçHalimat Bayramuk · Ötüken Neşriyat · 2014102 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
428 syf.
10/10 puan verdi
Nozick'in erken dönem eserlerindendir. Rawls’ın Bir Adalet Teorisi adlı eserine karşı yazılmıştır. Nozick'in sonradan kimi konularda fikirleri değişse de Rawls’ın "Bir Adalet Teorisi"nin ve bu eserin sosyal bilimler alanında 20. yüzyıl tartışmalarında ve sonrasında değerli bir yeri vardır. Bölümlerin ilk cümleleri kitap hakkında az çok fikir verebilir: "Bireylerin hakları vardır. Hiç kimsenin veya hiçbir grubun (haklarını ihlal etmeden) onlara yapamayacağı şeyler vardır." "Minimal devlet, kabul edilebilecek en kapsamlı devlettir. Bundan daha geniş yetkileri olan bir devlet insanların haklarını ihlal eder." "Minimal devletten daha kapsamlı hiçbir devlet mazur gösterilemez." Özellikle ütopya bölümünde çizdiği liberter ütopya çerçevesi, nadiren bir araya gelen liberteryenizm ve ütopya kavramlarının bir arada tasvir edildiği nadide bir metindir.
Anarşi, Devlet ve Ütopya
Anarşi, Devlet ve ÜtopyaRobert Nozick · İstanbul Bilgi Üniversitesi · 201533 okunma
Geri14
64 öğeden 61 ile 64 arasındakiler gösteriliyor.