Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Berdan Tabar

Berdan Tabar
@berdantabar
KAÜ Diş Hek.
Gaziantep
25 Aralık
298 okur puanı
Şubat 2018 tarihinde katıldı
50 syf.
·
Puan vermedi
Herman Melville'i meşhur Moby Dick kitabıyla tanımış ve gerçekten hayran olmuştum. Kitap çok uzun soluklu olmasına rağmen o kadar sürükleyici, içe çekiciydi ki en sevdiğim kitaplarım arasına girmişti. Hikaye anlatma konusunda gerçek bir üstat olduğunu o kitabında hissetmiştim. Katip Bartleby kitabıyla da beni bir kez daha çok etkiledi. Hikaye
Katip Bartleby
Katip BartlebyHerman Melville · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212,2bin okunma
Reklam
227 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ben kitaplara gönül verdiğim andan itibaren hep içinde yaşadığım toplumu anlatan, derdine kulak veren, onların sevincini, hüznünü, hikayesini anlatan ve onların yaşadıkları yerlerden parçalar içeren metinler yazan "bizim yazarlarımızı" bulmaya, keşfetmeye çalıştım. Çünkü ben bu hikayelerle büyüdüm, çevremde onları gördüm ve çevremdeki
Ucunda Ölüm Var
Ucunda Ölüm VarKemal Varol · İletişim Yayınları · 20161,882 okunma
415 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
2 yıllık uzun bir sınav döneminden sonra nihayet okumada tekrardan düzeni sağlayabildim ve Kar şu dönemde okuduğum 2. kitap oldu. Sınav hazırlık döneminden hemen önce okuduğum Kara Kitap da beni çok etkilemişti ve orda geçen hikayeler, anlatılmak istenen kendin olma dürtüsü hiç aklımdan çıkmadı. Yoğunluğuyla, tadıyla, olaylarıyla dediğim gibi
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
92 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
"Birisinin ölümüne üzülmek bile, o kimse için bambaşka bir ölüm düşlediğiniz içindir." Yks nedeniyle uzun bir süredir ayrıydım kitaplarımdan. Bir kaçamak yapıp özlemimi gidereyim dedim ve iyi ki de tanışabildim bu kitapla. Hani bazen kendimizi uzun bir yalnızlık duygusuna çeken anlarda buluruz. Bu anların gücü öyle güçlüdür ki uzun bir süre üzerimizden atamayız ölü toprağını. Etrafımızdaki insanları, söylenenleri, yaşamı, hayvanları, yaşlıların izlerini, biriktirdiğimiz tüm şeyleri çözümlemeye, bir çıkış yolu aramaya çalışırız. Zamanın, duyguların öylesine farkındayızdır ki büyük bir korku düşer içimize. Ve bu korku da dalgınlığa dönüşür. En sonunda da hiçbir şeyi halledemeden, yarı dökük halde yeniden hayata döneriz. İşte bu kitap da okuduğunuz ilk andan itibaren arkasına sığındığınız, delirmemek için düşünmeyi reddettiğiniz yaşamın tüm dertlerine değiniyor. Kamburu olan bir insanın hayat yolculuğunu kapalı ve modern bir dille anlatıyor. O insan üzerinden de aslında hayat yolculuğunda kalabalığın, insanların alışkanlıklarını gözler önüne seriyor. Her insanın yaşamının bir müziği olduğu ve ona uymak için yaşadığından bahsediyor. Hayatı harcamak gerektiğinden, takılmamak gerektiğinden bahsediyor. Son olarak en başta da söylediğim gibi mutlaka yolunuzun kesişmesi gereken bir kitap, tavsiye ediyorum.
Kambur
KamburŞule Gürbüz · İletişim Yayıncılık · 20196,1bin okunma
259 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sahaftan Kemal Varol'un 'Ucunda Ölüm Var' kitabını alırken gözüme ilişti bu kitap. İsmini çok kez duymuştum daha önce, hem böyle ilk baskılardan birini bulup fiyatı da çok uygun olunca kaçırmak istemedim. Ayrıca içerisindeki 1977/Ankara notu daha da kıymetli kıldı bu kitabı benim için. İyi ki keşfedip, iyi ki tanık olabildim bu başyapıta. Konusuna gelince, isminden de anlaşılacağı gibi bir savaş, bir cephe ve aslında bir çığlığın romanı bu. Savaşın daha lise dönemindeki gencecik çocukların yaşamına nasıl girdiği, onların duygularını, hayallerini, umutlarını, yarınlarını çaldığını anlatan bri çığlık. Bunu yaparken de her şeyi olduğu gibi anlatıyor yazar. O savaşın içinde olmayan okuyucu son satırlara geldiğinde ölen arkadaşlarını, o cephedeki tüm sesleri, çıldırmak üzere olan o erleri, hastanelerin ölüm odaları denen o kısımlarını sanki içindeymiş gibi hissediyor iliklerine kadar. Ayrıca her şeye rağmen aralarındaki sıcacık dostluğun savaşın anlamsızlığını farkettirdiği o anları içiniz ağlayarak hissediyorsunuz. Bu kitabı yazarı hem 1. hem de 2. Dünya Savaşlarını yaşamış birisi. Kitapta anlatılan da 1. Dünya savaşından bir kesit. Onun tüm kitapta anlatılanlardan çok daha kötülerini yaşadığını garip ama kitabı bitirdiğinizde hissedebiliyorsunuz. Üzerinden onca zaman geçmiş hala savaş çığırtkanlığı yapan, insanların ölümünü savunan milyonlarca 'canavar' bulmanız işten bile değil. Ama her şeye rağmen inatla savaşın gerçek yüzünü, insafsızlığını, acımasızlığını savunan böyle şerefli insanlar oldukça umut her zaman var olacaktır. O insanlar var olsunlar.
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok
Garp Cephesinde Yeni Bir Şey YokErich Maria Remarque · Altın Kitaplar · 19713,278 okunma
Reklam
736 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
"Ben rüzgar olsaydım şayet, böylesine iğrenç ve sefil bir dünyada bir daha esmezdim." Sınav sürecinden dolayı daha uzun süre idare edebilecek, keyif alabileceğin eserlere yönelmiştim bir süre önce. Bu süreçte karşıma, filmini izleyip çok beğendiğim, Moby Dick çıktı. Denizde geçen hikayeler bir başka hoşuma gidiyor, hiç görmemiş olsam da deniz özlemimi böyle güzel kitaplarla giderebiliyorum bir nebze. Moby Dick belki de balina avcılığıyla ilgili yazılmış hem bilgilendirici hem de destansı özelliğiyle türünün nadir örneklerinden. Aslında balina avcılığı ne kadar ön planda olsa da anlatılan, intikam hırsı gözünü karartmış yaşlı bir kaptanın hikayesi. Kitap başlarken kendinizi 1800'lü yıllarda Amerikada bir denizci kentinde buluyorsunuz. İlk 200 sayfası neredeyse tamamen bu kentte geçiyor. İsmael adında bir genç, balinacılıkta adı korkuyla anılan beyaz balina Moby Dick'in bir ayağını aldığı kaptan Ahab'ın teknesinde buluyor kendisini bu arada. Ve sonrasında sonu bitmeyen uzun bir yolculuk başlıyor. Ahab'ın intikam yolculuğu. Ayrıca bu yolculukta birsürü ilginç karekterle tanışıyorsunuz. Ayrıca kitap her anlamda çok kapsamlıydı. Hem dini, hem felsefi, hem denizcilik, hem yalnızlık, hem de insan hayatı ve ölüm konusunda. Hırs uğruna kaybettiklerimiz ve Tanrı'nın bize verdiği sınırların dışına çıkma konusuna da bir hayli yer verilmişti. Macerayı, yolculuğu, sorgulamayı(Çünkü bu yolculukta birçok kez Ahab'ın iç sorgulamalarına yer veriliyor), yeni bri şeyler öğrenmeyi seviyorsanız insanın en temel duygularına yer veren bu kitabı mutlaka okumalısınız. Kitaplar iyi ki varlar...
Moby Dick
Moby DickHerman Melville · Can Yayınları · 20225,6bin okunma
179 syf.
·
Puan vermedi
·
11 saatte okudu
Ercan abiyle Peri Gazoz'u adlı kitabıyla tanışmış, dilini, anlatma tarzını çok sevmiştim. Her bir durumu birçok yaşadığı hikayeyle, bir filmi izliyormuş hissini vererek anlatıyordu. Yaşadığı dönem itibariyle Türkiye'nin birçok utancı diyebileceğimiz olaylara bizzat şahitlik etmiş ve birçok kıymetli insanla da dostluğu olmuş. Yazılarında da insanı,
Velhasıl
VelhasılErcan Kesal · İletişim Yayınları · 2019386 okunma
212 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Unuttuğumuz, görmediğimiz, kıyıda köşede bıraktığımız bu ülkenin değeri olan nice yazarımız var. Selçuk Baran da 1933-1999 yılları arasında yaşamış önemli, kadın öykü ve roman yazarlarımızdan birisi. Bozkır Çiçekleri adlı bu kitabı 1960-70'li yılların Ankara'sında geçiyor. Bozkırda, kırsalda yaşamış insanların kentte nasıl boşluğa, yalnızlığa düştüğünü ve kentli olmak isterlerken doğadan ve güzelliklerden kopup nasıl boşluğa düştüklerini işleyen 4 bölümden oluşan çok güzel ve biraz da hüzünlü bir kitap. İçerisinde aşk, evlilik, ayrılık, kadının erkek egemenliğinde yaşamını sınırlandırması gibi temalar var. Evlilikle kadınların sınırlandırılıp, erkeğin egemenliği altına girmesi, hep bir köşede kalma durumunda olması incelikle işleniyor. Bunun yanında öğrenmenin, bilginin insanı nasıl rahatsız, mutsuz ettiği ve değişikliklerin, zamanın insanı nasıl yıprattığı yine ustalıkla işleniyor. Özellikle son iki bölümü çok severek ve neredeyse her sayfanın altını çizerek, kendimi bularak okudum. Ve gerçekten çok sevdim yazarın üslubunu da. Ben diğer kitaplarına da mutlaka bakacağım, sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum :))
Bozkır Çiçekleri
Bozkır ÇiçekleriSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2021815 okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Sanırım geçmişte okuduğum ve gelecekte okuyacağım kitaplar içinde, içimde hep yaşayacak ve seslerini her anımda duyacağım kitaplarım arasına en başından girdi bu kitap. Arka plandaki 2.Dünya Savaşıyla, insanlık tarihinin birçok ortak yarasına bir çocuk üzerinden değinmişti yazar. Dış görünüşü, etnik kökeni üzerinden dışlanan insanları, dini
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 19914,602 okunma
102 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Bu kitabı açıklayan en iyi tanım arka kapakta da yer alan İngeborg Bachmann'ın şu alıntısı: "Faşizm atılan ilk bombalarla başlamaz, her gazetede üzerine bir şeyler yazılabilecek olan terörle de başlamaz. Faşizm insanlar arasındaki ilişkilerde başlar, iki insan arasındaki ilişkide başlar." Nazi Almanyasında geçen iki gencin dostluğunun nasıl siyasi fikirler, savaş ve Hitler yüzünden bitirildiğini anlatan uzun öykü türünde o dönemde yazılmış bir kitap" Kavuşmak". Emellerine ulaşmak için insanları birbirlerine düşman edip, birbirlerinin yüzüne dahi bakamayan insanlar yaratan siyasetçilerin hikayesi. Asıl düşmanlığın, asıl faşizmin, asıl savaşın iki insan arasındaki ilişkilerde başladığını anlatan sarsıcı ve acı bir hikaye. Bu kitabı okuyorken Zweig canlandı gözümde. Tıpkı onun gibi sade ve etkileyici bir dille kurguyu içinize işliyor yazar. Ben severek okudum, mutlaka size de tavsiye ediyorum. İyi günler...
Kavuşmak
KavuşmakFred Uhlman · Kolektif Kitap · 2017179 okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Zaman zaman saplantılarımız olur. Ne kadar mantıksız görünse de o anlarda, o dönemde bunu anlayamayız. Bu kitapta yazar bir aşka, bir bakışa, bir insana saplanıp kalmış Anayurt Otelinin sahibi Zebercet'in hikayesini anlatıyor. Bir günlüğüne otelde kalıyor bu kadın, nüfus kağıdı veya ismini vermeden sonraki gün gidiyor. Zebercet o kadına öylesine bağlanıyor ki, kaldığı odayı kimseye vermiyor, o odada vakit geçiyor uzun süreler. Ha bu arada otel 12 odalık ve daha önce babası yönetmiş. Çok daha öncesinde ise bir yangın atlatmış bir konakmış. Otelin asıl sahibi ve geçmişi hakkında bir bölüm de var kitapta. Zebercet sadece yönetiyor. Yanında ortalıkçı kadın dediği ona yardımcı olan bir kadın, bir kedi ve romanın başladığı sıralarda uzun süre otelde kalan bir emekli yüzbaşı var. O kadından önce bir düzeni olan, dışarı pek fazla çıkmayan, gece 12de otelin kapılarını kapatan ve ortalıkçı kadınla yatan bir adam Zebercet. Ama o bilinmeyen kadına öyle tutuluyor, öyle bir saplantı yaşıyor ki, tüm hayatı değişiyor. Ortalıkçı kadınla yatmamaya başlıyor o günden sonra. Dışarı çıkıyor, çeşitli garip kişilerle tanışıyor. Adını bilmeyişinin, ansızın çekip gitmesinin onu gizemli kılması üzerinden insanın bilinmeyene olan tutkusunu, açlığını, merakını anlatıyor yazar. Çarpıcı bir sonla da kitabı bitiriyor. Garip ve farklı bir tekniği de var yazarın. Hem konu olarak hem üslup olarak severek okudum, tavsiye ederim.
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202329,9bin okunma
72 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Bizim yazarlarımızın öykülerini okumayı daha çok seviyorum. Belki hepimizin gördüğü, bu ülkeye has hikayelerden bahsettikleri için. Yakın hissediyorsun, hah ben de görmüştüm ben de yaşamıştım diyorsun. Yazarla ilk kez tanışıyorum. Çeşitli dergilerde incelemeleri, yazıları, öyküleri yayımlanıyormuş öncesinde. 2018'te çıkardığı bu ilk öykü kitabıyla da Yaşar Nabi Nayır Öykü ödülüne layık görülmüş. Ben de kitapçıda karşılaşınca kitaba içim ısındı, sonrasında okumamak olmazdı. Yalın dili, kendine özgün iyi kurguları olan öykülerden oluşuyor bu kitap. Kahramanların gerçekliğini çok iyi yansıtmış, bir anda sizi onların hikayelerine çekmeyi başarabilmişti yazar. Kahranların kırık, öfkeli hüznünü, kış mevsimini, anne özlemini, bir mahkumun hastanede gördüğü kadına olan aşkını, karılarını önemsememiş, görmemiş olan bu ülkenin kocalarını, hayvanlarla insanların ortak yanı olan sevgi, ilgi beklemeyi hergün önlerinden geçip gittiğimiz herhangi bir insan üzerinden anlatmıştı. Benim en sevdiğim öykü ise "Sevgili Ayten" oldu. Bahsettiğim gibi karısını anlayamamış, görmezden gelmiş, üzmüş, kötülük etmiş, bir fotoğrafı bile eksik etmiş bir adamın terkedildikten sonra karısına yazdığı bir mektuptan oluşuyor bu hikaye. Belki de bunu çok iyi bildiğimden içim ısındı bu öyküye. Bir koca olarak değil onları izleyen bir çocuk olarak. Ben severek okudum, tavsiye ederim iyi günler :))
Önce Dağlar Kar Tutacak
Önce Dağlar Kar TutacakSemih Öztürk · Varlık Yayınları · 2018116 okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Bu kitabı alıp okumaya ilk başladığımda iki öğretmenim, kitapçı Erol abi ve bir kaç kişi beni uyarmıştı. Yoğun bir kurgunun, hayatın içerisine gireceğimi söylemişlerdi. Zor bir kitap olduğunu ama aynı zamanda çok iyi olduğunu da söylemişlerdi. Öyle de oldu. Okuduğum 2 haftalık süreçte her an kitaptaki onlarca hikayeyi, kahramanı düşünüp durdum.
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,1bin okunma
576 syf.
9/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Öncelikle Yordam Edebiyat yayınlarına bir teşekkür etmem gerek. Çünkü 1939 yılında yayınlanan böylesine önemli bir eseri, 2019 yılında bizlerle tekrar kavuşturdu. Bir vadi ve maden ocağı ışığında, Galler'de yaşayan o insanların yaşamlarını, direnişlerini anlatan bir kitap bu. Maden ocağının cürufu her geçen gün çoğalırken, vadiyi kaplarken henüz küçücük bir çocuk olan Huw Morgan o günlerini anlatıyor. Mutlu bir aile içinde, abilerinin, ablalarının, baba ve annesinin hikayesi üzerinden tüm vadiyi tanıtıyor bizlere. Kadınların değer görmemesi, İngilizlerin Galler bölgesindeki o insanların ana dilleri olan Galler dilini reddetmesi ve yasaklaması, yeşilin yavaş yavaş nasıl ortadan kaybolduğu, işçilerin haklarının gaspedilmesi, çeşitli aşk ilişkileri, dostluklar ve en son ölümün ışığında akıp gidiyor kitap. Topraktan, doğa anadan bir şeyler alırken yerini doldurmamız, üretmemiz gerektiğini, kötü insanlar olmamamız gerektiğini çok güzel bir şekilde anlatıyor yazar. Bir zamanların masumiyetini, aşkını, duruluğunu, güzelliğini, insan ilişkilerini özlemle anlatıyor. Samimiyetin açgözlü patronlar yüzünden ortadan nasıl kaybolduğunu, insanların nasıl canavarlaştığını üzüntüyle ve tüm gerçeğiyle yine anlatıyor. Benim için bu kitabın bir diğer önemi de bu kitabı  beraber okuduğum bir arkadaşım. Birinin sizinle aynı duyguları, düşünceleri tattığını hissetmeniz çok güzel bir duygu. Mutlaka tavsiye ediyorum bu kitabı. Geçmişi bugünle birleştiren kitaplar iyi ki varlar...
Vadim O Kadar Yeşildi ki
Vadim O Kadar Yeşildi kiRichard Llewellyn · Yordam Yayınları · 2019437 okunma
107 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Spoiler içerir
Ferit Edgü'nün yazarlığının ilk öyküleri. 1950-1960 arası yazdıkları ve sonraki baskıda eklenen 1988de yazdığı bir öykü yer alıyor. Yalnızlık, iç sıkıntı gibi yoğun temalar hakimdi öykülerde. Ama çoğu öyküde tamanlanmamışlık göze çarpıyordu. Yine de her zamanki gibi kelimeleri çok iyi kullanmıştı. Bir kelime sihirbazı Ferit Edgü ve ben bu yanını
Av
AvFerit Edgü · Sel Yayıncılık · 2016280 okunma
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.