Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tolga Beriş

88 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mutluluğun Kazanılması
İslam Felsefesi adına ne okunması gerekir dersek sanırım şüphe etmeden söylememiz gereken isim Farabi’dir. Kendisi zaten mana bakımından, filozoflar üzerine en çok düşünen ve eleştiride bulunan isimlerin başında gelmekte. Farabi’yi anlamamız açısından biraz felsefeye meraklı olmamız, Platon ve Aristoteles’ten eserler okumamız faydalı olabilir.
Mutluluğun Kazanılması
Mutluluğun KazanılmasıFarabi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20183,480 okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Dostluk Üzerine
Kitabımız Hasan Ali Yücel Klasikleri Dizisi’nden ve Marcus Tullius Cicero’nun hayatı, eserleri, kitap ve çeviri yöntemi üzerine güzel bir sunuşla başlamakta. Ardından her sayfanın bir yanı Latince diğer yanı ise Türkçe olacak şekilde basılarak orijinal metnin de okuyucu tarafından görülmesi sağlanmış. Metnimiz iki bin yıldan fazla bir süre önce
Dostluk Üzerine
Dostluk ÜzerineMarcus Tullius Cicero · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20182,445 okunma
257 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
'GENÇ KRAL' Masalından
"Burası özgür bir ülke." dedi Kral. "Kimsenin kölesi değilsin ki." "Savaşta," dedi işçi, "zayıflar güçlülerin kölesi olur, barışta da yoksullar zenginlerin kölesi olur. Yaşamak için çalışmaya mecburuz; bize verdikleri ücret o kadar düşük ki, yaşamamıza yetmiyor, ölüyoruz. Bütün gün onlar için uğraşıp didiniyoruz; onlar sandıklarını altınla dolduruyor, bizimse çocuklarımız vakitsiz solup gidiyor, sevdiklerimizin yüzü sertleşip fesatlaşıyor. Üzümü biz eziyoruz, şarabı başkası içiyor. Mısırı biz ekiyoruz ama soframız boş. Kimse görmese de zincirlerimiz var; bize özgür dense de biz köleyiz."
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün ÖykülerOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,295 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Şam Tarihine Zeyl
Öncelikle Ortadoğu coğrafyasına ilgim olduğu için yakın zamanda Amin Maalouf'un Arapların Gözünden Haçlı Seferi kitabını okudum ve büyük keyif aldım. Özellikle ülkemizin komşusu olan bu zengin topraklarla ilgili daha fazla okuma ve bilgiye sahip olmam gerektiğini düşünüyordum. İlgimi karşılaması için bu kitabı edindim. Şunu belirtmek zorundayım ki konuya alakanız ve doğal olarak bölgeye hakimiyetiniz zayıfsa kitap sizin için çok havada kalacaktır. Kesinlikle ilk okuma olmaması gereken bir yazın. Gerekli alt bilgileri önceden okumanız veya okuma esnasında sürekli araştırmanız gerekiyor. Çünkü yazar İbn Kalanisi bir okuma parçası değil bir tarihi kayıt şeklinde bizlere sunumunu gerçekleştiriyor. Eser gerçekten çok kıymetli bir tarihi dayanak. Kısacası başarılı bir kitap ilgilileri mutlu edecek çok sayıda bilgi mevcut. Bu kitapların tarihi daha iyi yorumlamamız için dilimize daha fazla sayıda kazandırılması gerektiğine inanıyorum. Bir övgü de aslından çeviren Onur Özatağ Beyfendiye. Kendilerini tebrik etmek gerekiyor çünkü titiz bir çalışma olduğunu kitabı okurken her an hissediyorsunuz. Tüm kitap severlere şimdiden iyi okumalar.
Şam Tarihine Zeyl
Şam Tarihine Zeylİbn Kalanisi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201530 okunma
200 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ferrari'sini Satan Bilge
Öncelikle çocukluğumdan aklımda kalan eski bir eserdi ve okumak bu zamana kısmet oldu. Adı sebebiyle yaklaşık 15 yıldır aklımın bir köşesinde kalması şaşırılacak bir şey değil sanırım. Kitabımıza gelirsek şunu ortaya koymak lazım bu normal bir kişisel gelişim kitabı değil. Daha ortaokul öğrencisiyken Antony Robbins'in Sınırsız Güç kitabıyla bu okun türüyle ciddi şekilde tanışan bir okur sever olarak bu kitapta beni kendine çeken birçok nokta buldum. Tabi bunda Ramazan ayı sebebiyle Yunus Emre dizisine başlamamın da etkisi yadsınamayacak kadar fazla. Çoğu sayfada dizi ve kitaptaki düşünceleri birbirlerine bağlamadan ve yorumlamadan edemedim. İster semavi dinlerin ister budizmin vb. inançların hatta yaratıcı inancı olmayanların düşüncelerindeki ahlak edinimlerinin hepsi bize bazı mesajlar veriyor kanımca. Yaşayış biçimimizi iyiye, doğruya ve güzele yöneltmek. Bu mesajları eser yerinde ve olumlu düşünceler içerisinde bana ulaştırdı. Kitabın ilk yarısı ve ikinci yarısı şeklinde puanlama yapsam eminim farklı değerler ortaya çıkar ancak tümde haksızlık yapılmaması gereken bir yapıt. Sitedeki olumsuz yorumlara bakarak hareket etseydim değerli bir kitabı belki de daha uzun süre okumadan rafımda bekletmeye devam edecektim. Son olarak devamlı olmasa da arada bu tarz kitapların okunması gerektiğine inananlardanım. Bir çoğunda verilen mesajın aynı olması önemli değil. Artısı da işin aslında bu. Doğru mesajı beynimiz ne kadar okur ve görürse kabullenmesi de o seviyede rahat olur kanaatindeyim. Herkese iyi okumalar.
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma · Goa Basım Yayın · 200520,1bin okunma
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
1939 Yazı
Kitabı 2019 temmuz ayında Ankara tatilimizde aldım. Ancak bu kadar uzun süre kitaplıkta öylece okumadan beklettiğime pişman oldum. Can Yayınlarının 40 Merak Serisinden çıkmış olduğunu sonradan öğrendiğim eser neredeyse her sayfasıyla beni içerisinde tuttu. Tarih severlerinse ilgisine çekecek bir dönemi zaten adı üzerinden anlaşılacak şekilde
1939 Yazı
1939 YazıWerner Biermann · Can Yayınları · 201163 okunma
118 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Le Dernier Jour D'un Condamne
Hangi seçenek daha iyi olanı? Ölüm mü yoksa Hür olmadan yaşamak mı? Kitap sabırla okunması gereken dolu dolu bir önsözle başlıyor. Dönemin adalet sisteminden ve siyasi hayatından kesitler net şekilde ortaya konuluyor. Böylelikle kitabın içeriğine daha hakim olmamız sağlanıyor. Yazar idam mahkumunun neler hissedebileceğine dair ne kadar çok duygu varsa kaleme dökmüş, bir nevi mahkumun iç sesi olmuş. Bir insanın ölüme giden yolda neler hissettiğini, son haftalarından son saatine kadar yaşadığı iç çatışmaları ve düşünceleri muazzam ifade etmiş. Ayrıca Victor Hugo romanlarında en çok kullandığı ''Sefil'' sözcüğünü ilk kez bu eserinde kullanmış ve o devirdeki insanların idamı zevkle izlediğini vurgulayarak bunu sert bir şekilde eleştirmiştir. Bir insanın ne kadar büyük bir suç işlerse işlesin idamı hak etmediğini ve yok etme gücünün sadece Tanrıya özgü olduğunu savunan yazar, cezayı verip insanı yok etmek yerine suçluları iyileştirmeyi öğütlemiştir. (Burada yorumu siz değerli okuyuculara bırakıyorum.) Kitabın dilinden de bahsedecek olursak, okuma esnasında mahkumun yerine kendimizi koymamak elde değil. Lakin ana karakterin işlediği suçtan bahsedilmemiş, belki suçunu bilseydik mahkumun tarafında yada karşısında idam karşıtı düşüncelere sahip olur muyduk emin değilim. Belki de sorgulamamız için yazar bunu bilerek yaptı. Sonuç olarak günümüzden neredeyse iki yüzyıl önce dönemin şartları göze alındığında yazar büyük bir cesaret örneği sergileyerek, kendi dünya görüşüne zıt olan ölüm cezalarını insani bulmadığı için ağır bir eleştiri niteliğinde bu kitabı kaleme almıştır.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,8bin okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tatar Çölü
Yaklaşık olarak 4 sene önce bana hediye edilen bu eseri bu zamana kadar okumadan bekletmek kendi adımı üzücü olmuş diyebilirim. Kitap gerçekten çok etkileyici. Bunda mesleğimin de etkisi olduğunu düşünüyorum. Her anı yaşayarak ve tekrar tekrar düşünerek okudum. Stefan Zweig'ın 'Mecburiyet' kitabından sonra benzer heyecanı hissederek sayfaları ilerlettim diyebilirim. Yeni mezun olmuş bir teğmenin heyecanı, beklentileri, yaşam kaygısı ve gelecek hayali. Daha kitabın otuz üçüncü sayfasında yazan ''İşte şimdi, evet şimdi, gerçek yalnızlığın ne olduğunu anlıyordu.'' cümlesi ve yine ilerleyen sayfalarda sıklıkla okuduğumuz "Daha gençsiniz." sözleri bize gerekli vurguyu her seferinde acı bir çekiç darbesiymiş gibi hatırlatıyor. İçinde bulunduğumuz duruma alışmanın ve kabullenmenin dayanılmaz cazibesini ise yazar yüz kırkıncı sayfadaki diyalogda net bir biçimde ortaya koyuyor. Kitapta bahsedilecek, üzerinde defalarca ve süresiz tartışılabilecek fazlasıyla nokta var. Çok beğenilen bir eser olmasına rağmen yorumlara biraz göz gezdirdiğimde durağan olarak değerlendiren okur sever sayısı da az değil. Bu konuda haksız oldukları da pek söylenemez. Ancak bu eseri başka kitaplar gibi değerlendirmemek ve yazarın Franz Kafka, Albert Camus gibi usta kalemlerin izinden gittiğini ve ''Varoluşsal Sorgulamayı'' dikkate alarak okumanın esere anlam katacak en büyük saygı olacağını düşünüyorum.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Bu kitabın içeriğini anlamak için özellikle de Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın Eylül 2015 ve sonrasındaki basımını elimizde bulunduruyorsak kapağına bakmamız yeterli diye düşünüyorum. Basit ve öz bir anlatım eserin kapağında zaten bizi karşılıyor. Kitabı geç bir saatte okumaya başlamamın da etkisiyle ilk otuz kırk sayfa sadece gerilim
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Dr. Jekyll ile Bay HydeRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 201520,1bin okunma
392 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Efsane Bir 'Barbaros Romanı'
Ernle Bradford'un ''Padişahın Amirali - Barbaros Hayreddin'' kitabını 2020'nin ilk günü okuyup bitirmiştim. Bu kitap, okuma zevkimi öyle bir noktaya getirdi ki Barbaros Hayrettin Paşa ve Andre Doria arasındaki çekişmeler, hikayeler ve tarihi gerçeklerden sonra İskender Pala'nın anlatımıyla 'Efsane' kitabını çok geçe kalmadan muhakkak okumayalım düşüncesi aklımın bir köşesine işlendi. Daha kitaba başlar başlamaz yedinci sayfada teşekkür yazısından bile önce, Yahya Kemal Beyatlı şiiri ve altında ''Padişahın Amirali - Barbaros Hayreddin'' kitabından bir paragraflık alıntı görünce heyecanım bir kat daha arttı. Ancak sayfalar ilerledikçe aradığımı tam anlamıyla buldum diyemem. Tabi ki iki kitap arasında kıyaslama yapmak doğru olmaz ancak heyecan olarak bariz bir fark hissettiğimi belirtmek zorundayım. Kitaplarını genel olarak beğendiğim, Divan Edebiyatını bize benimseten yazarın bu tarihi romanından daha fazlasını beklemek kaçınılmazdı. Ancak baş karakterlerin çevresinde yoğun geçen kitaptaki aşk kurgusu beni ziyadesiyle yordu. Kitabın sonlarına doğru geldikçe ''Artık her şey ortaya çıksın gereğinden fazla uzadı bu aşk hikayesi.'' cümleleri zihnimde tekrarlanıp durdu. Eserde Barbaros Paşa'nın ve Andre Doria'nın hikayesi üzerinde çok az durulmuş. Yine de kötü bir kitap değildi. Başlıca önereceklerim arasında olmasa da özellikle tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs günlerinde evden çıkmamaya özen gösteren okur severlerin tercih edebileceği bir kitap olabilir.
Efsane
Efsaneİskender Pala · Kapı Yayınları · 202014,4bin okunma
Reklam
252 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Akşam Yıldızı
2016-2018 yıllarında bizzat hikayenin geçtiği Şanlıurfa'da yaşayan, bahsi geçen yerleri defalarca gezmiş, dinlemiş, araştırmış ve aynı zamanda da yakın dönemde İskender Pala'nın ''Kalp'' kitabını bitiren bir okur sever olarak kitap ne yazık ki benim beklentimin altında kaldı diyebilirim. Kitaptan hoşlanmayan birçok okur severin ilettiği ''Ticari
Akşam Yıldızı
Akşam Yıldızıİskender Pala · Kapı Yayınları · 20206,4bin okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
İnsanın Düşünmekten Canı Yanar mı?
Açıkçası Taha Akyol'un ''Osmanlı ve İran'da Mezhep Ve Devlet'' kitabından sonra İran üzerine ikinci inceleme kitabım oldu. Taha Akyol'un cümlelerinde komşu ülkemiz üzerine dolu dolu birçok konuyu öğrenmiştim. Ama bunların çoğu günümüzden ziyade Şii kültürünün ve devrimden sonraki zamana kadar İran siyasal ve dini yapısının gelişimi üzerine idi. Nevşin Mengü ise kitabında daha 2009 yılında TRT adına gönderildiği Tahran'daki izlenimlerini ülkede bulunan az sayıdaki yabancı basın mensubundan biri olarak gayet güzel bir şekilde kaleme almış. Kitap 1979 İran Devrimi sonrasını anlatıyor. Özellikle de 2009 - 2013 seçim dönemleri üzerinde durulmuş. Bunun sebebi de o tarihlerde yazarın Tahran'da haber muhabiri olarak bulunması. Dini liderler Humeyni ve Hamaney ile eski cumhurbaşkanları Hatemi, Rafsancani ve Ahmedinejad'dan ve siyasal yapıdan bolca örneklerle bahsedilmiştir. Toplumsal yapı, insanların bakış açısı, gençlerin ve kadınların gündelik hayatları, aile yapısı, yönetime yakın çevrelerin gizli hayatları, gündüz ve gece farklı yaşamlar gibi birçok gözlem saf ve kendine has şekilde kaleme alınmış. Yakın İran tarihi ülkemiz okurları tarafından da incelenmeli diye düşünüyorum. En eski sınır antlaşmasının tarafları olan iki komşu ülke olarak karakter yapılarımız olması gerektiği gibi fazlasıyla benzer. Kitap hakkındaki yazımı toparlamam gerekirse an itibariyle ABD ile daha iki hafta önce bölgede karşı karşıya gelmiş İran'ı merak eden okurların başta bahsettiğim Taha Akyol'un kitabıyla birlikte bunu da rahatlıkla okumalarını tavsiye derim.
İnsanın Düşünmekten Canı Yanar mı?
İnsanın Düşünmekten Canı Yanar mı?Nevşin Mengü · Everest Yayınları · 2017393 okunma
67 syf.
4/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Tezer Özlü'nün okuduğum ilk kitabı. Fakat beni etkileyen ve içine çeken bir yanını hissedemedim demek en dürüst düşüncem olacaktır. Yazarın özel hayatında yaşadığı sıkıntıları, etkilendiği yazarları ve anlatımının özünü göz önüne aldığımızda, aslında kitabı okumadan önce kendi kafamızda kitapta bizi neyin beklediğini düşünüp bu kısa yolculuğa öyle çıkmalıyız. Sanırım beni etkileyememesinin en büyük nedeni bu oldu. Kitapta bir kurgu yada düzen hissedemiyorsunuz. Cümleleri iyi ve özenle seçilmiş olsada kitaba odaklanmakta zorluk yaşamamak elde değil. Lise yıllarımda ilk Kafka yada Freud okuduğumda bile bu kadar zorlanmadım desem abartmış olmam. Kaleminin etkisiyle psikolojinin salt düşünürlerinden biri bile olabilir yazar. Aile yaşamı, yalnız kalma hissi, cinsel hayata bakışı, ait olamama duygusu ve hastane anıları gibi birçok konuda yazdıkları yaşamının dürüst ve çekinmeden kalemine yansıdığını bizlere gösteriyor. Not: Hayatınızda çalkantılı bir dönemden geçiyorsanız okuyacaklarınız listesinde biraz öteleme yapmanız bu kitap için daha iyi olabilir. Kitaptan birkaç alıntı; -Beni iyileştiren ne şok. Ne de ilaçlar. Beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku. -Çünkü sinir hastalığı da bulaşıcı bir şey. Hem öyle mikrop almakla değil, bir insanın umutsuzluğunu derinden algılamakla bile geçebilir.
Çocukluğun Soğuk Geceleri
Çocukluğun Soğuk GeceleriTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 201816,5bin okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Genç Bir Doktorun Anıları
Bu kitap yeni mezun olmuş bir doktorun anılarını içeriyor. Bir hatırattan çok o dönemde ilgisini çeken ve kendisini etkileyen anıları kaleme almış diyebiliriz.Yazar burada bir kurgudan daha ziyade kendi hayatıyla alakalı bir hikayenimleme yapmış bu bariz bir şekilde ortaya çıkıyor.Çünkü Rus kökenli Ukraynalı yazar Kiev Üniversitesi Tıp
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,8bin okunma