"Secular" ve "profane" bir zihniyetle koymayı uygun gördüğüm her yasa, kendi kutsal muhteviyatından boşaltılmış ve boşandırılmış olarak konulmuş olacaktır. İşte Müslümanlar nezdinde demokrasi meselesinin kritik noktası burada ortaya çıkıyor. Şöyle ki, bu zihniyetle ben dini hükümleri de uygulanmak üzere yürürlüğe koysam, bu hükümler artık onun vahye ilişkin değerinden boşandırılmış sayılacaktır. Çünkü onu yürürlüğe koymayı uygun gören ben'im, benim irademdir. Ben o hükmu yürürlüğe koymayı uygun gördüğüm gibi, yürürlükten kaldırmayı da uygun görme hakkını ve yetkisini elimde tutmakta olduğumu ifade ediyorum demektir.