Dikkat terbiyesi yalnız küçük sınıflardan ve anasınıfından değil, aile kucağından, ta beşikten başlamak lazımdır. Esasında çocukları eşya ile temas halinde bulundurmaya, eşyayı gözle, elle, kulakla; özetle, ilgili olabilecek bütün duyularla ayırt etmeye sevk ettiğimiz zaman amacımız dikkatlerini terbiye etmektir. Zaten duyularımız zihinsel kabiliyetlerin mecraları olduğu için o mecraları terbiye edince dikkatimizi de geliştiriyoruz demektir.
Öğretmenlerin dikkat terbiyesi konusunda özen gösterecekleri başlıca noktaları kaydedelim:
1. Öğretmen ders verirken mümkün olduğu kadar eşya üzerinde, tabiat üzerinde yahut bunların şekilleri, modelleri ve resimleri üzerinde açıklama yapmalıdır. Çünkü çocuklar sözden ibaret olan tariflere dikkat edemezler. Halbuki görülebilen, tutulabilen eşyaya dikkat etmeleri mümkündür. Öğretim yönteminde böyle ders vermeye sezgisel yöntem denildiğini söylemiştik. Çok defa bizim anladı zannettiğimiz, önemsiz zannettiğimiz tarifleri çocuk kavramamış bulunur.
Bir ağacı inceletirirken gövdesine, kabuklarının şekline, rengine, yapraklarının büyüklüğüne, küçüklüğüne, biçimine ve rengine, dallarının durumlarına vs. uzun uzun dikkat ettirmek, bir hayvan hakkında ders verirken hayvanın derisine, rengine, ayaklarının biçimine, ağzının, diş ve dilinin şekline, nasıl yediğine, nasıl yürüyüp koştuğuna vs. bücün ayrıntılarıyla dikkat ettirmek lazımdır. Çocuklar böylece her şeyi etraflıca görmeye, incelemeye alışırlarsa etraflarındaki şeyleri ve olayları basit bir bakışla görüp gezmek kusurundan kurtarılmış olurlar.