İnsan en tuhafıydı yaratılanların; doymak bilmez, hoşnut kalmaz, Tanrı’yla ya da kendiyle asla barışık olmayan, günlerini huzursuzluk ve boş gayretlerle geçiren, geceleri kasıtlı ve yanlış arzuların nafile düşleriyle dolu.
Buna en iyi ihtimalle sevilme arzusu diyebiliriz. En kötü ihtimalleyse narsist bir erkeğe karşı patolojik bir bağlılık hissi: içinde şükranı, korkuyu, beklentiyi ve itaatkar bir boyun eğişi barındıran sevgi sözcüğünün gerçek anlamıyla hiçbir ilgisi olmayan bir mozaik.
Ağır kriz durumlarında arzular ve zevkler ölmüyor. Onları biz bastırıyoruz. Biz yasa boğulduğumuz zaman libidomuzu engelliyoruz oysa bizi tek kurtarabilecek odur.
İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu.