Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Burak İpek

376 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Kitaba sahaf arkadaşın tavsiyesiyle başladım ve böylelikle yazarla tanıştım. Bu kitap için sayfalarca analiz yaptım ama kitabın sonuna gelince kitabın ne tamamen gerçeği yansıttıgını, ne kurgu oldugunu ne de bu dengenin iyi yakalandığını gördüm. Diğer yorumlara başlamadan göz atmıştım, kitaptan çok ciddi beklentilerim vardı, adı çok orijinaldi ve
Çöplük
ÇöplükŞebnem İşigüzel · İletişim Yayınevi · 200473 okunma
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Kitapta Zoe’nin hayatının nereden ve hangi aşamalardan geçerek meydana geldiğini; okudukça bir puzzle gibi tamamlayarak adım adım algılıyoruz. Bir noktadan sonra taşlar yerine oturuyor. Aslında iki hayatı var gibi görünse de bence birden cok hayatı var. Doğdugu kişi, yaşadıklarıyla degişen kişi, Zoe’ye dönüşümü ve Henry ile beraber olan Zoe. Bir bedende bu kadar çok kişiye ev sahipliği yapmak bence asıl kaybolmak ki zaten hep bir arayış içerisinde o da… Hikayenin bir diğer açmazı ise Henry. Bu kadar mükemmel bir adamın gizli soğukluğu hikaye boyunca hissediliyor ve Zoe’ye olan düşkünlüğü hep eğreti duruyordu. Henry basından beri altında koca bir buz kütlesi olan bir buzdagı gibi. Zaten ilişkilerini de hep sorguladım. Sanki önceki hayatlarını temize çekmek ister gibilerdi çünkü bence birbirlerine yabancıydılar. Bir de kişisel olarak kitapta ABD’de küçük yaşta ebeveyn olmanın ne kadar yaygın bir hata oldugunu gözlemledim. Henüz kendi gelişimini tamamlayamayan bireylerin dünyaya getirdikleri çocuklar hayatın içinde savruluyor ve hep bir arayışta oluyorlar. Bir çocugun hayatında sevgi bu nedenle çok önemli bir olgu. Neyse kitap akıcı ve gerimli şekilde akıyor ve sonlara dogru ivme yükseliyor, elimizden bırakamıyoruz. Sona dogru şaşırtıcı şekilde gelişiyor ve bence etkili bir eser, tavsiye edilebilir
Kaybolduğum Yıl
Kaybolduğum YılKate Moretti · Yabancı Yayınları · 201965 okunma
202 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitaba aslında bir önceki okudugum kitapla sosyo-kültürel bir karsılaştırma yapabilmek için başlamıştım. Ortadoğu'da ve Danimarka’da aynı meslegi icra eden iki kadının nasıl yaşadıklarını gözlemleyebildim. Bu kitapta Danimarka’da yaşayan iki çocuk sahibi Eva’nın hayatından bir yıllık bir süreye tanıklık ediyoruz. İki kültürdeki benzerlikler cok az olmakla birlikte bu işe gelene kadar birçok alternatifin denendiğini ancak bu meslegin getirisinin ve “saygınlığının” diğerlerinden elde edilemediği görüşünün esas tercih sebebi oldugunu gördüm. Farkı ise Danimarka’dakinin burayı bir dip nokta olarak görmemesi, bir gelecek umudunun olabilmesi, dışarıda başka bir hayatının olması. Kitaba gelince kahramanımıza hediye edilen bir günlüğün tutulmasıyla başlıyor, dili yalın ancak herhangi birinin günlüğünü okuyor gibisiniz. Meslege ait herhangi bir jargon, bir yeraltı kültürü ögesi ya da herhangi bir edebi zevk vermiyor; bana bir sey katmadı, o nedenle tavsiye etmiyorum
Bir Fahişenin Günlüğü
Bir Fahişenin GünlüğüNina Holm · Altın Kitaplar · 199217 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
112 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Ortadogu kültüründeki erkek egemenliği, kadınların kursagından gecen bir lokmanın bile göze battıgı, temizlik robotu, seks ihtiyacını gideren bir varlık olarak görülmesi, toplumdaki var olma cabası, sokakların onlar için tehlikesi gibi ‘kadın olmanın zorluklarını’ çok boyutlu olarak ele alan bir kitaptı, dili yalın ve akıcı; anlattıkları gerçek ve
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,6bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Kitap savaş sonrası Hong Kong'da geçiyor. Bu dönemde Hong Kong'un bir İngiliz sömürgesi oldugunu, sömürgeci İngilizlerin küçük bir cemiyet halinde sosyeteyi oluşturdugunu ve ucuz işgücü olarak yerlilerin çalıştıgı bir ortamı gözlemliyoruz. Claire de İngiltere'den kocasının işi nedeniyle gelen ve sosyeteden birini kızına ders veren bir piyano ögretmeni. Claire soğuk ve monoton bir hayatın oldugu ülkesinden tropikal ve heyecanlı yeni atmosfere gelince kendini tanımadığını fark ediyor ve değişim gösteriyor. Kitap her ne kadar kadın baş karakter üzerinden ilerliyor gibi görünse de karmaşık ilişkiler barındırıyor ve yer yer kafa karıştırıyor. Geçmişle günümüz arasındaki geçiş biraz zayıf kurgulanmış, bu nedenle nerede oldugumuzu ve kimin söz sırası oldugunu anlamak biraz yorucu. Kitapta çok fazla kişiden bahsediliyor ve hikayeye girecek diye beklerken aslında anlık olarak eklendiğini görüyoruz, bu da biraz sinir bozucu açıkçası. İlaveten dili yalın sayılır ve akıcı denebilir. Ancak dönemsel detaylar vermesi hoş ayrıntılardı. Bir de görüyoruz ki savaş atmosferi dünyanın her yerinde aynı. Zenginlere bir sey olmuyor, yağmalar artıyor ve savaş suçları insanoğlunun içinde yatan zalim yaratığı kolayca ortaya cıkarıyor. Kitapta yer yer tempo düşse de son 80-90 sayfa gayet akıcıydı. Tavsiye etmem ama okunabilir.
Piyano Öğretmeni
Piyano ÖğretmeniJanice Y. K. Lee · Artemis Yayınları · 20128 okunma
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Kitap biraz gerçeküstü bir içeriğe sahip olsa da hepimizin pişmanlıkları, yaşanmışlıkları ve yaşanmamışlıklarına ışık tutması nedeniyle bir yandan da oldukça gerçekçidir. Nora'nın melankolik halleri ve başarısızlık duygusu kitabın omurgasını oluşturmaktadır öte yandan da kitabın kurgusallığını sevdim. Her şeyin 00.00.00da başlaması, geleceğin kitaplarının yeşil ile yaşamı temsili ve pişmanlığın kitabının gri oluşu, ilk seyahat sonrasında Nora'nın Bayan Elm'e nasıl hissedeceğini sordugunda tıpkı gerçekmiş gibi hissedeceğini belirtmesi geçmişle gelecek arasındaki bağlantının gücünü göstermektedir. Kurgudaki en sevdiğim kısım da ancak gercekten ölmek istediginde ve hayal kırıklıgına ugramak istediğinde geri dönebilmesi şartıydı. Kurguda kendi hatyası olmayan şeylerin silinmesi güzel olan başka bir detaydı, tıpkı Volts'un ölümünde hatası olmadıgı için pişmanlıklar kitabından otomatik olarak silinmesi gibi. Kitabın öyküleyici ve betimleyici dilini ise basarılı buldum. Ayrcıa ara bilgiler de metne güzel yedirilmişti. örnegin Nora bir mors görüyor ve morsların yalnız olmadıgı ve uzun süre gecmeden tehlikeli hale gelebilmesi gibi. özet olarak ise kitabın sonunda insani duygulara, gerçek sevginin gücüne ve sevginin emek istediğine yaptıgı vurguydu. insan ancak gerçekten sevildiğinde, bir yerin parçası oldugunda ve kabul gördüğünde mutludur mesajını vermesiydi, lezzetli bir kitaptı ve tavsiyedir
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,9bin okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
İki kadının çocukluktan başlayan ve ölene kadar süren gerçek dostluğunu kitap boyunca takip etmekteyiz. Tıpkı her gercek dostlukta oldugu gibi arada küslükler, kopmalar ve kırgınlıklar yaşanabiliyor ancak yine de birbirilerinin eksikliklerini dolduruyor ve yaralarını sarıyorlar. Söğüt annesinin yerini Pearl'ün annesi Carie ile doldururken,
Çin'in İncisi
Çin'in İncisiAnchee Min · Pegasus Yayıncılık · 201444 okunma
·
Puan vermedi
Eser gercekten cok akıcı ve karakterlerin hikayeleri bence gayet iyi kurgulanmış. sosyolojik olarak aynı kökenden gelseler ve aynı dine mensup olsalar da insanların yasama dair bakıs açılarının çeşitliliği, hayattan beklentileri, doğruları, yanlışları derken bir bakmışsınız ki kitap bitivermiş. Kitapta din kisvesi altında, agzından dua ve namaz kelimeleri düşmeyen ama her türlü pisliği kendilerince İslam'a uydurarak çözümleyen bir Ortadoğu profilini gözlemliyoruz. Uyuşturucu satan ama yaptıgı hayırlarlarla üstünü örten, zina yapmamak için ikinci karısını alan ama bunu gizleyip metres hayatı yaşayan, patronuna kendini elletip bekaretini koruyarak günü kurtarmaya calısanlar, ibadet edip patronundan çalanlar, şantajcılar, potansiyel İslami terör örgütleri, rüşvetçiler, kast sistemini sürdürmek isteyenler, yalancılar ne ararsanız hepsi burada; tam da gercekten oldugu gibi bir Ortadoğu çukurunun en dibinde. Tam da bu kitabı keyifle okurken bir yandan da Atatürk'ün önderimiz olmasına bir kez daha şükrettim, çünkü görüyoruz ki insanlar din adı altında her seyi yapabilecek kadar kötü niyetli olabiliyorlar. Ama ne yalan söyleyim finali çok begendim. Herkes gönlünün ekmegini yedi, yanlışa sapanlar kötüye varırken, yanlışa sapmak zorunda kalan kişi de mutluluga erdi. Keyifli bir kitaptı, tavsiye edlir.
Yakupyan Apartmanı
Yakupyan ApartmanıAla El Asvani · Merkez Kitap · 2008178 okunma
236 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Bu kitap yazarın ilk kitabından farklı olarak geçmişimizi analiz ediyor. Bize ödevler veriyor, nereden geldiğini ve nasıl oluştugunu bilmediğimiz sızılarımızı bulup iyileştiriyor adeta. Kendi adıma ilk kitaptan daha fazla verim aldım ama bu kitabın yetersiz olması anlamına gelmiyor, zira ben daha ziyade güncel sorunlara sahibim. Neyse, kendimizi keşfetmemizi sağlayan, zihnimizdeki karanlık odalara adeta bir el feneriyle ışık tutan arkadaşçasına yazar yine zihinde arka arkaya flaşlar patlatmayı başarmış. Duygu ve düşünce arasındaki farklar, 6 şapkalı düşünme yöntemi, birincil ve ikincil duyguların farkı, affedebilme, çok yönlü ele alma vb. teknikleriyle, analiz yaparak soyut olan şeyleri somutlaştırmasıyla oldukça başarılıydı, tavsiye edilir.
Senin Suçun Değil
Senin Suçun DeğilBeyhan Budak · İnkılap Kitabevi · 20205,7bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Kitapla ilgili yeterince inceleme olduğunu göremediğim için detaylı bir açıklama yapmak istiyorum. Kitap üç bölümde üç nesil kutup ayısı üzerinden konuyu ele almaktadır. İlk bölümde anlatıcı büyükanne ayı, ikinci bölümde anne ayı Toska’nın bakıcısı Barbara, üçüncü bölümde ise yazardır. Genel olarak kişiler ve hayvanlar arasındaki geçiş oldukça
Bir Kutup Ayısının Anıları
Bir Kutup Ayısının AnılarıYoko Tawada · Siren Yayınları · 2018108 okunma
Reklam
252 syf.
·
Puan vermedi
·
36 saatte okudu
Bir Göbeklitepe meraklısı olarak büyük bir heyecanla aldığım, okumak için sabırsızlandığım bir eserdi. Aynı zamanda ilk kez İskender Pala'nın bir eserini de okumuş oldum. Sevgi, emek, iyiyi ve güzeli arama, zayıf olanı koruma gibi mesajları alt metinlerde yedirerek okuyucuya vermesi hoşuma gitti. Hikayeye girişteki kısmı, genel olarak metnin birçok yerindeki kopukluklar ve kişilere ilişkin yeterince bilgi verilmemesini oldukça zayıf buldum. Birden hikayeye bir karakter dahil ediliyor ve bunun baglantısını çözmek zor oluyordu. Dili ağır olmasa da bu kopukluklar nedeniyle kitaba çok ısınamadım. Böylesine derin varlığı olan bir mekanda daha iyi bir hikaye yazılabilirdi. Yazar çeşitli kaynaklardan yararlanarak emek verdiğini ortaya koyuyor; ancak söz konusu eksik yanlar sanki istemeyerek yazılmış gibi kitap boyunca okuyucuyu zorluyor. Açıkçası çok daha iyisi olabilirdi diye düşünüyorum, pek begenmedim ne yazık ki.
Akşam Yıldızı
Akşam Yıldızıİskender Pala · Kapı Yayınları · 20206,5bin okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Beyhan Budak ile kısa süre önce Youtube videolarıyla tanıstım. Psikolojideki alt baslıkları ele alış ve bunları açıklama biçimindeki yalınlık beni aydınlattı. Tavsiyelerine daha derin şekilde kulak verebilmek için kitabını da okumaya karar verdim. Daha önce de birçok kez bu alanda eserler okumustum ama bu cok baskaydı. İçinde herkesin kendinden bir seyler bulabilecegi, bize özgüymüşçesine kendimize yük ettiğimiz şeylere sanki elindeki fenerle bir bir ışık tutmuş Beyhan Hoca. Sanki ben onun bir danışanıymışım da seansındaymışız gibi, birebir sohbet ediyormusuz gibi yavaş yavaş hayat akısımdaki düğümleri çözdüm. Kendisi zaten kitabın basında ona odaklanmamızı ve not tutarak sorunlarımızı daha somut bir boyuta tasımamızı rica etmişti, öyle de yaptım ve şu an kendime dair özel analizlerimin oldugu küçük bir psikoloji defterim var. Artık ara ara buradan yardım almayı düşünüyorum. Bu kitabı birilerine yol göstermek amacıyla,ticari kaygılardan uzak bir şekilde yazdıgı gercekten ortada. Bir solukta okudum ve sıcak bir havada buz gibi bir su içmişçesine içim ferahladı. Kalemine saglık.
Kendine İyi Davran Güzel İnsan
Kendine İyi Davran Güzel İnsanBeyhan Budak · Destek Yayınları · 201910,1bin okunma
230 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yaklaşık 15 senedir kitaplıgımda duran, bir dönem best seller olan bu kitabı; merak edip sonunda okudum. Dili yalın okuması oldukca kolaydı. Ancak dürüst olmak gerekirse çok daha kaliteli içeriğe sahip olan kişisel gelişim kitaplarının mevcut oldugunu düşünüyorum. Şahsen ben bir dönem cok begendiğini belirten kitlelerin aksine, sevemedim bu kitabı, bana biraz yavan geldi. Bence PR çalışması fazlasıyla başarılı yapılmış aksi takdirde best seller olmasının mümkün olmadıgı kanısındayım.
Ferrari'sini Satan Bilge
Ferrari'sini Satan BilgeRobin Sharma · Pegasus Yayınları · 201220,2bin okunma
392 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Serinin ilk kitabı Veda’yı yıllar önce okuyup cok begenmiştim. O nedenle Umut’u okumak bir arkadasımın arkadasıyla vakit gecirmek gibi geldi bana. Evet akıcıydı, dili yalındı ama hikayede biraz haksızlık oldugunu düşünüyorum. Zira Sabahat ve Aram’ın imkansız aşkı sonuca baglanmayıp, Muhittn ve Sitare’nin niteliksiz hikayesi ön plana çıkarılmıştı. Yazar anne ve babasına torpil geçmiş resmen. Diğer hikayenin ne olduğunu ögrenemedik o yüzden kitaba giderayak biraz darıldım. Bir de önceki kitapta duruşunu çok begendiğim Saraylıhanım’ı o halde görmek beni hem üzdü hem çok güldürdü. Dediğim gibi kitap eksik kaldı belki hikayenin devamı serinin üçüncü kitabındadır ama kırgın oldugum için okumayacagım
Umut
UmutAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20209,5bin okunma
398 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bazı kitaplar vardır bir kenarda durur ve doğru zamanda okunmayı bekler, Adı: Aylin tam da böyle bir kitap oldu benim için. Dilinin yalınlığı ve hikayenin akıcılığıyla kafamın çok bulanık oldugu bir dönemde içimi aydınlattı adeta. Aylin'i çok sevdim, çok benimsedim. Özgüveni, uçarılığı, zekası... derken sanki uzun zamandır onu tanıyormuşum gibi hissettim. Kitabı okurken Aylin'in hayatındaki ivmeyi takip ediyoruz. Deliliği önce yükselen bir grafik çiziyor, başına buyruk davranıyor; sonra ise olgunlaşıp yetişkinlere yaraşır şekilde ilişkiler kuruyor. Tam artık uslu durmaya karar verdiğinde Joe ve onun kızları nedeniyle yeniden delirmeye başlıyor. Aylin'i o kadar benimsedim ki kızlarını boğmak istedim okurken. Bu sorunlar da bir yerde sonun başlangıcı oluyor diyebilirim ama bence iyi de yapıyor Aylin. zaten ışığı cılız, yıldızı düşük insanlar başkalarının parıldamasından her zaman rahatsız olurlar. Aylin de inadına parıldıyor, elimde olsa Aylin'i alnından öpecektim kontrolü kaybeden ilişkisinde vitesi boşa alırken... Kitabın sonunda öleceğini bilmeme rağmen gerçekten bir yakınımı kaybetmişçesine üzüldüm. Hatta bitince kitabın başlangıç bölümünü yeniden okuyup cenaze bölümünü tamamladım, sanki ben defnettim onu. Ama olsun, Aylin hayatı çeyrek porsiyonlarda yaşayıp da yaşadığını zannedenlerin inadına dolu dolu yaşadı. O çok güzel bir renk tonu olup çok güzel bir iz bıraktı. Umarım gittiği yerde mutludur.
Adı: Aylin
Adı: AylinAyşe Kulin · Everest Yayınları · 201919,7bin okunma
51 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.