Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Çiçek
Çiçek
@cicek_95
Türk Dili ve Edebiyatı
Lisans
İstanbul
İstanbul
534 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Mektubun en acı kısmı herhalde babasına ulaşması için yazması ama asla ulaşmamış olması olabilir.
Kafka mektubu 1919 yılında babasıyla arasında olan bir çatışma üzerine yazmış, 1950 yıllarında yakın dostu Max Brod tarafından Kafka'nın toplu yapıtlarına dahil edilmesinde ısrarcı olmuştur.
Aslında bu mektup Kafka'nın tek otobiyografisi sayılabilir.
Mektupta daha çok babasının kişiliğinden ve onun üzerindeki etkisinden bahsediyor.
Bu mektubu okuduktan sonra Kafka'nın diğer kitaplarında yansıttığı bireyin iç dünyasının karmaşıklığının, aslında kendi iç dünyasının karmaşık olmasından kaynaklandığını anlayabiliyorsunuz.
Kafka'yı anlayabilmek ve daha yakından tanımak isteyenler için okunması gereken bir yapıt..
Canım Sabahattin Ali,
Kitap Sabahattin Ali'nin eşi Aliye Hanım ve kızı Filiz Hanım'a yazdığı mektuplardan oluşuyor. Filiz Hanım'ın vesilesiyle Sevengül Sönmez tarafından derlenmiş ve kitabın kapağı mektuplardaki hissi yansıtan bir aile fotoğrafı ile daha değerli hale gelmiş. Bu kitabı okumadan önce, Osman Balcıgil'in "Yeşil Mürekkep" kitabını okumanızı tavsiye ederim. Böylece hem Sabahattin Ali hem de yaşadığı dönem hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz ve mektuplar size daha anlamlı gelir.
Kitaptaki en güzel ayrıntı mektupların orijinal hallerinin kitapta mevcut olması. Mektupların bu kadar hisli olmasında elbette Sabahattin Ali'nin yüreğinin güzelliği eşi ve kızına duyduğu sevginin payı var ama bu hissi besleyen en önemli unsur hayatının çoğunu şehir dışında ve maalesef hapishanelerde geçirmiş olması olduğunu düşünüyorum. Ancak bunların hiçbiri iyi bir eş, iyi bir baba olmasını engelleyememiş. Bir baba olarak kızının büyümesini mektuplarla birlikte gönderilen fotoğraflarda izlemek o hassas kalbine ne kadar ağır gelmiştir kim bilir?
Sabahattin Ali'yi tanımaktan asla pişman olmazsınız. Eğer geçmişten bir yazarla 1 saat sohbet etme şansım olsaydı bu hiç kuşkusuz Sabahattin Ali olurdu. Okuyun, okutturun..
Ahlaki sebeplerden defalarca sansürlenen bir kitap.
Daha sonrasında Amerika'da en çok sansürlenen ve okullarda en çok okutulan kitap oluyor. Ne büyük bir paradoks.
Kitap tipik bir ergenin iç dünyasını anlatıyor. Kendi dünyasında her şey hakkında çoğu insan tarafından "tuhaf" denilebilecek tanımlamalar yapıyor. Yapılan tanımlamalardan güzel anlamlar çıkarmak mümkün. Bu sizin bakış açısınıza kalmış.
Dili gayet akıcı, rahatça okunabilir.
Abartıldığı kadar muhteşem mi bilemedim.
Benim mutlaka okuyun diye önereceğim bir kitap değil ama asla okumayın da diyemem.
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
Okur Takip Önerileri
Bir sabah uyandığınızda kendinizi sebebini anlayamadığınız bir suç nedeniyle dava edilmiş bulsaydınız ne yapardınız?
Kitabın kahramanı K. bu dava ona saçma da gelse bütün yaşamında kendini davasına odaklıyor. Davadan önce de, davadan sonra da hayatında bir değişiklik olmuyor ancak ne o ne de çevresindeki insanlar bunu asla anlamıyor.
Peki bu davayı K.'ya kim açmıştı?
Elbette toplum. Bundan 100 yıl önce Kafka, bugünün, yazgısını kabul etmiş, elden ayaktan kesilmiş, kendine yabancılaşmış insanı muhteşem bir öngörüyle yazmış aslında.
Sistemin insandan daha değerli olduğu bir çağ "Korku Çağı"ndan başka ne olabilirdi ki zaten.
Bu kitap korkuyla, toplum baskısıyla, sistemle, bir insanın nasıl çaresiz kaldığını ve köşeye itildiğini gösteriyor bizlere.
Sindire sindire okunması gereken bir kitap. Kitap okumuş olmak için okunursa aylarca elinizde sürünüp, bir köşeye atılması kuvvetle muhtemel.
Daha önce Kafka okuyup hiçbir şey anlamadım diyorsanız hiç başlamayın ama Kafka'nın meteforlarını iyi idrak edebiliyorum diyorsanız tam bir Kafka klasiği.
Bu sefer olmadı Ahmet Ümit,
Kitap ismini Polisiye Romanın Kraliçesi Agatha Chrıstıe'den alıyor. Kitabı alırken beklentim yüksekti ancak kitabın kısa kısa hikayelerden oluştuğunu görünce hayal kırıklığına uğramadım değil. En azından kitaba ismini veren hikayenin daha uzun ve ayrıntılı olmasını beklerdim. Gerçek bir polisiye roman okumak istiyorsanız tavsiye etmiyorum ama Arka Sokaklar tadında hikayeler okumak isterseniz sizin için yeterli olacaktır.
