“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”
''Nen var Zeze?”
”Hiç. Şarkı söylüyordum.”
”Şarkı mı söylüyordun?”
”Evet.”
”Öyleyse ben sağır olmalıyım.”
İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
Düzenli olarak kütüphaneye gidip kitap alan birisiyim, kütüphaneleri seviyorum, saatlerce parlaklarımı kitapların üzerinde gezdirerek yaptığım aramaları daha da seviyorum. Tarih türünde okuma yapmaya çalıştığım için geçen kütüphaneye uğradığımda rafları gezerken İlber Ortaylı'nın Osmanlıyı Yeniden Keşfetmek kitabına rastladım. Bir iki dakika