Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“ Çoğu oğlan, duyduğu öfke ve acıya rağmen, sessizleşmiş bir duygusal Istırap şakiridir. Ebeveynlerinden ve akranlarından sevgi,kabul Ve onay bekler. Özsaygı kazanmak için mücadele eder. adını koyamadığı ya da anlamadığı duygular tarafından harekete geçirilir ve dürtüsel biçimde hareket eder. Bir başka Oğlana veya bir kıza zalimce davrandığında duygusal Cehaletini sergilemektedir. İç dünyasındaki çalkantılar; Akademik başarısızlık, depresyon, Madde ve alkol bağımlılığı, sorunlu ilişkiler, ya da çocuk suçlarında ifade bulur.”
Bu kitabın okunması zorunlu olsa keşke...
Kendi hayatını istedikleri gibi yaşayamamış olan ebeveynler genellikle ‘çocuklarının hayatıyla’ yaşamak isterler. Böylelikle çocuklarını kendileri için sahip oldukları fantezilere göre şekillendirmeye çalışırlar.Bunun sonucunda çocukların özsaygısı düşer.Çocuklarda özsaygı, kendi kişilik özellikleri için saygı gördüklerinde, ayrıca ebeveyn çocuğun sahip olduğu kendine has ilgi alanlarını ve yeteneklerini geliştirmesine izin verdiğinde gelişir.Ancak anne babadan gelen sevgi koşulluysa,yani ebeveynin çocuğu için yarattığı kalıba uymasına bağlıysa çocuğun özsaygısının azalmasıyla sonuçlanır.Çünkü çocuk hiçbir zaman kendini yeterli hissetmez. Çocuk,ebeveyninin gerçekten sevdiği şeyin kendisi değil de yaratmak zorunda olduğu bir imaj olduğunu hissedebildiğinden dolayı kendini sürekli tehlikede hisseder.
Reklam
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
128 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yitirilen insan mı yoksa yok edilen ya da görünmeyen insan mı???Hangisi! tarifi bile çok zor... Yitirilmemek için bir kılavuzun yoktu senin.Doğruya yönlendirecek,öğretilerle yol gösterecek...Belki de ondan böyleydin yersiz,yurtsuz,hiçbir yere sığamayan çocuktun... Özgüvenin ne kadar önemli olduğunu sende okudum sende bu bilgiyi pekiştirdim. Sadece bu da değil; özsaygı,kimlik,güven,ötekileşme gibi kavramların hayatımızda ki önemini benim gözüme soktuğun için teşekkür ederim.Bunlardan eksik olan bir bireyin savruluşlarını,gel gitlerini okurken içim acıdı.Bana şunu da gösterdin çocuk,aynı anda iki hikayeyi okudum.Hem çevrenin gördüğü sen ile iç dünyanda ki seni okurken arasında ki tezatlık ve uçurumda bizi gördüm,hepimizi,tüm insanlığı... Biz de öyle değil miyiz? Özümüzü kendi başımıza kaldığımızda yaşıyoruz.Çevremiz iç dünyamızdan habersiz çünkü. Senin bu şekilde olman sebepsiz değil...Çocukluktaki travmalar bir ömrü etkilediğini çok net okudum hikayende... Yarı otobiyografi olan bu eser karamsarlık doluydu fakat bende farkındalık yarattı.Anlamak önemli,onu anlayarak okumak...Herkes belki de romanın kahramanıdır kimbilir... Ebeveynlerin çocuklarına bırakacakları en büyük miras,mükemmel çocukluk geçirmelerini sağlamak olduğunu düşünüyorum.Bu yıllarda yaşanan travmalar bir ömür boyu yakana yapışıyor ve asla kurtalamıyorsun malesef... Sevgiler
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,7bin okunma
Özsaygıyı artırmaya yönelik okul temelli programların çoğundaki sorun, sağlıklı ve sağlıksız özsaygı arasında ayrım yapmamalarıdır. Çocukların özsaygısını arttırmak için ayrım gözetmeksizin övgü kullanma eğilimindedirler. O noktaya nasıl veya neden geldiğine değil, yalnızca çocuğun özsaygı düzeyine odaklanırlar. Sonuç olarak birçok çocuk ne yaparsa yapsın, iltifatı be hayranlığı hak ettiğine inanır.
Sayfa 173
Çocuklara seçim şansı tanımak, sorumluluk ve benlik duygusu
Çocuklara seçim şansı tanımak, sorumluluk duygusunun yanında özsaygı kazanmalarına da olanak verir. Seçenekleri sürekli kısıtlayan ebeveynler ise "Hem küçüksün hem de isteklerin önemsiz" mesajı iletir. Çocuk bu tutumu kabullenirse söz dinleyen ve uyum sağlayan biri olabilir ama benlik duygusu pek gelişmeyecektir.
Reklam
Güvensiz bağlanma, özgüven, özsaygı
... başkalarının olumlu yorumlarını nötr hale getiriyor, nötr etkileşimleri olumsuz yapıyor ve tüm olumsuz ipuçlarını katostrofik (çok kötü olay )kişisel saldırılara dönüştürüyordu.
Sayfa 263Kitabı okudu
Saldırgan çocuk, temelde güvensiz çocuktur. Çevreden iyi bir davranış beklemediği için, ilk tepkisi saldırmak olur. Başkaları saldırmadan ilk saldırıyı kendisi yapar. Kendi görmediği hoşgörüyü başkasına gösteremez. Aşırı saldırgan çocuk, aynı zamanda doyumsuz ve sevilmediğine inanan çocuktur. Başka bir deyişle özsaygı azdır. Kabadayılık gösterileriyle kendini güçlü olduğuna inandırmaya çalışmaktadır. Kuralları çiğnemek, vurmak, kırmak, büyüklere karşı gelmek onda geçici bir güçlülük duygusu yaratır. Kendinden küçüklere karşı acımasızdır, kendinden güçlüler karşısında ise kuşkulu ve sinmiştir. İnsan ilişkilerini “Ezmezsen ezilirsin” biçiminde değerlendirir.
Sayfa 359Kitabı okudu
Güvenli bağlanma!
Bazı insanlar ta en başından itibaren bebek bağımsız olsun diye uğraşıyor, en başından bebeği yapayalnız bırakıyor. "Zorla güzellik olmaz" diyor araştırmacılar. "Bebeğini iterek değil ona sarılarak bağımsızlığa zemin hazırlarsın. Bağımsızlık güven ilişkisinden doğar". ... MSLRA çalışmasına göre güvenli bağlanan bebekler ileriki dönemde duygu düzenleme, özsaygı, stresle baş etme, akranlarla iyi geçinme, ergenlikte daha yakın arkadaşlık ilişkileri kurabilme, yetişkinlikte daha sağlam romantik ilişkiler kurabilme, daha fazla liderlik özelliği sergileme daha fazla sosyal yetkinlik, aileyle ve kardeşlerle daha mutlu ilişkiler kurabilme, hayata güven duyma konularında daha başarılı olmuş. Özetle, güvenli bağlansak iyi olur!
Sayfa 55 - AlfaKitabı okudu
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Reklam
Bugünü ve her günü bir öğrenme zamanı, yeni bir başlangıç olarak düşünün. Değişmek ve büyümek, bilincinizi yeni bir düzeye açmak ve yeni fikirleri ve yeni düşünme biçimlerini düşünmek, içinde yaşamayı hayal ettiğimiz dünyayı tasavvur etmek için bir fırsattır. Vizyonumuz dünyayı yaratmaya yardımcı olur. Kendimizi ve gezegenimizi yeni ve güçlü
"Ana, baba, dadı, öğretmen, lala, eğitimci ve mürebbiyeler çocuk dövme konusunda pek titiz ve uyanık olmalıdırlar. Hatta sert söylenmelerden, kaba ve kızgın davranışlardan çekinmelidirler. Çünkü çocuk ne kadar küçük olursa olsun, kendisini döven el, kendisini azarlayan dil için ruhunda gelişmekte olan 'özsaygı' için pek ağır bulur ve bu ele, dile karşı gizli bir düşmanlık beslemeye başlar."
Bilgi YayınlarıKitabı okudu
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
.... Ayn Rand ABD’yi nasıl ayarttı? “Toplumumuz merak uyandırıcı yeni bir evreye girerken okur kitlesini daha kaygı verici ve hastalığa meyilli bir boyuta getiren Ayn Rand’in felsefesi ahlakdışılığıyla neredeyse kusursuz.” –Gore Vidal (1961) ABD tarihinde nadiren bir yazar toplumu daha az veya daha çok şefkatli bir hale getirebilmiştir.
140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.