Bu toprakların rengine aşinayım, Yaşar Kemal'in yorumladığı duygularda benim de geçmişim var, her eserinde her satırında çocukluğuma dair izler buluyorum. Şöyle bir cümlesi vardı; "Ben şimdi, 1941 ve 1942'yi yazıyorum ya, siz bunu 1962 yazındaki batöz ırgatlarının yaşayışı olarak kabul etmelisiniz." İşte bu cümleyi dikkate aldığımda bu topraklarda yine aynı adımlar, yine aynı uğraşlar, yine 1941'ler olduğunu görüyorum.
Şiirleri bazen kendime, bazen eşime, bazen de henüz doğmasını beklediğimiz çocuğumuza okudum. Çünkü benim çocukluğum bu satırlarda süzülüyor.
Tavsiye mi? Kısa bir eser, biraz düz metin biraz şiir, ama emin olun ayırdığınız her saniye size teşekkür eder bu eser için.
Kabil hayatın getirdiği acılar karşısında aciz bir sesle meleyen ve kafasını itaatkar bir şekilde darbelere hedef eden zavallı bir koyun olmak istemez.
Köylerde yaşanan amansız konuşmalarla insanların hayatlarına yön veren dedikodular. Bitmedi, bitmeyecek. Çehresi değişecek sadece.
Kitabı elinizde aldığınızda kendinizi Çukurova'da bir köyde buluyorsunuz. İnsan psikolojisinin köklerine kadar işlendiği satırlar kendine sizi öyle bir bağlıyor ki, kitabı bitirmeden bırakmak istemiyorsunuz. Yaşar Kemal'in yine Çukurova insanını çok güzel işlediği eserlerinden biri.
İnsan çıkmaza girince duyduğu her cümleden umut bekler, insan dediğimiz yola çıkınca yol göstereni çok olur.
Yılanı ÖldürselerYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202019,3bin okunma