”—Ya kıyamet koparsa hocam, ya kıyamet kopuverirse?..”
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “—Elinde dikilecek dalı olsa, yine onu dikmeye devam edecek insan.”
Koparsa kopar, kıyametin sahibi Allah-u Teàlâ Hazretleri. Yâni gökten ne yağdı da yer kabul etmedi?.. Ecel kime geldi de, “Yok, ben şimdi gelmiyorum!” diyebildi?.. Vakti geldiği zaman, herkes gidecek.
Eğitim dediğin zaten nedir ki? Lisede tarih, coğrafya,fizik, matematik. Üniversitede ise hangi dalı seçersen, onunla ilgili daha geniş bilgiler... Hayat okullarda öğrenilmiyor. Hayatı bize, ya raflarda dizi dizi duran kitaplar ama daha çok da hayatın kendisi öğretiyor.
Sayfa 188Kitabı okudu
Kur'an-ı Kerim'i okuyor, yorumluyor ve sonra tekrar okuyorlar. İnceliyor ve sonra tekrar okuyorlar. Okuduklarını bir kez dahi tatbik etmekten kaçınmak için aynı cümleyi binlerce defa tekrar ediyorlar. Kur'an'ı günlük hayatlarına nasıl uygulayacakları sualinden kaçabilmek için Kur'an'ın nasıl telaffuz edileceğine ilişkin titiz ve kapsamlı bir bilim dalı yarattılar. Nihayetinde Kur'an'ı anlaşılabilir bir mana ve muhteviyattan yoksun, yalın bir sese dönüştürdüler.
Sayfa 34Kitabı okudu
Orman..
Orman dünyanın geri kalanından ayrı yaşıyordu ve Viktorov, her şeyin dışardakinden farklı olduğu bir eve girdiğini düşünüyordu: Kokular, kapalı perdelerin arasından sızan ışık, sesler bu duvarların ara sında başka türlü dağılıyordu ve ormandan çıkmadığın sürece kendini hep her zamankinden farklı, pek tanımadığın insanlar gibi hissediyordun.
Sayfa 222 - Can Yayınları 6. BaskıKitabı okudu
Mücellâ tarafından bilinen, görülen bir sürü insan. Bunların bir kısmı yok olup gitmişti, bir kısmı Mücella'dan sonra da yaşayacaktı. Bir kısmının hayatı Mücella'nın hayatıyla iç içe yaşanmıştı. Bir kısmı bir görünüp bir kaybolmuştu. Kalacak zannettikleri gitmiş, gidecek zannettikleri kalmıştı onunla. Kiminin hayatı, izleyenleri tatmin eden bir sonuca bağlanmıştı, mükemmel bir roman gibi. Kimininki sebepsiz sonuçsuz kalmıştı, hayat gibi. Mücella'nın gözünün önünden ne kadar çok hayat kayan yıldızlar gibi bir parlayıp bir sönerek akıp gitmişti de bir tek o, bir kaya parçasına sıkıca tutunmuş bir yosun dalı gibi, dalga vurdukça yalpalasa bile yerinden kıpırdamamıştı. Yapayalnız tükenen bu hayat, kendisi için değil başkaları için yaşanmıştı, bütün benzerleri gibi...
Ekinler biçilmiş, hasada başlanmıştı. Yazın tam ortasıydı. Tarlaların içinden geçerek eve dönüyordum. Her taraf birbirinden güzel çiçeklerle donanmıştı. Kırmızı, beyaz, pembe çigdemler; kokusu, tüylü yoncalar; taçları süt beyaz, ortası sapsarı kendilerine özgü kokularıyla papatyalar; laleleri andıran sapsarı uzun uzun susamlar; eflatun hatmiler;
"Yani diyorsun ki Çolpan bahçesinde tek bir Asfar dalı yeşermedi, öyle mi?"
"Tam olarak öyle demiyorum. Bahçemde Asfar dalları çoktan yeşerdi ama benim onlara bakacak, suyunu verecek takatim yok. Toprağım kupkuru, toprağım çorak. Solarsın diyorum, yazık etme kendine."
"Bunun kararını ben versem olmuyor mu? Belki ben uçurumlardan atlamak ve düşmeden sana tutunmak istiyorum. Benim yaşayacağım acıdan sana ne ki!"
Sayfa 137 - HayykitapKitabı okudu
Eylülde
Çınar gibi değilim öyle güçlü
Söğüt dalı kalbim
Mevsim sonbahar
Elini atsan kırılır
Rüzgar değecek diye ödüm kopuyor
.
.
Kadri Kılıç
…
Biraz güneş, biraz deniz, biraz keder
Yaşayıp giden dünyada
Bir Funda dalı gibi toprağa ait
Çaresiz insanlarım..
Sayfa 279Kitabı okudu
Belki de kazanmaya çok ihtiyacınız vardı. Tıpkı uçuruma düşen birinin bir tutam oto sarılması gibi.Kabul ederseniz ki uçuruma düşmeyen biri ağaç dalı diye ota sarılmaz.
Sayfa 35Kitabı okudu
İlk görüşte aşka inanır mısınız? Peki ya ilk görüşte başlayan aşkın kavuşamama hikayesi de ilk başından belliyse. İşte Romeo ve Juliet, kavuşamadıkları için ölümü göze alan ölümsüz bir aşkın hikayesi. Verona’da başlayan aşkın baş kahramanları Romeo ve Juliet, Montegue ve Capulet isimli iki düşman ailenin çocuklarıdır. Bir baloda tanışan çiftin ilk görüşte başlayan aşkı tam anlamıyla bir imkansız aşk. Juliet, Romeo’ya kavuşmak için ailesini yok saymayı göze alamaz ve kendini yok saymaya karar verir. Rahibin yardımıyla bir zehir içer; bu sayede herkes onu ölmüş bilecektir. Ancak Romeo döndüğünde Juliet’in öldüğünü zannederek kendini öldürür ve Shakespeare’in bu trajedi türündeki eseri yıllarca adından söz ettirecek bir klasiğe dönüşür. Sheakespeare’in kaleminden dökülen bu büyük aşk, sanatın her dalı için ilham kaynağı oldu ve olmaya da devam ediyor.Dünyaca ünlü tiyatro sahnelerinde sergilenmesinin yanı sıra Romeo ve Juliet hikayesi 40’a yakın filmde sinemaseverlerle buluştu. Hatta bu büyük aşkın 1908 yılında çekilmiş “Romeo and Juliet” isimli bir sessiz filmi bile var. 
Romeo ve Juliet
