Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

derûnden

derûnden
@derundenn
Gelin gülle başlayalım atalara uyarak Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine...
Bir de Kesik Çayır oynarken “şu kız şu oğlana yanmış desinler” kısmında sevdiğine kavuşmak ihtimali olmayan kız yaşarmış bu durumu.
derûnden

derûnden

@derundenn
·
13 Nisan 23:51
Çocukluğumda oyun havasına benzeyen üç kırık havayı her dinlediğimde burnumun direğini sızlatırdı. Birisi Halime Kız, diğeri İp Attım Ucu Kaldı, öbürü de Kozan Dağı… Dinlerken parmaklarınız şıklamaya, omuzlarınız oynamaya başlar ama birden bir hüzün çöker ellerinize, ayaklarınıza, omuzlarınıza, parmaklarınıza… Bu kez oynadığını düşündüğünüz hareketleriniz bir ağlayışa, bir haykırışa, bir tezekküre ve tefekküre dönüşür. Omuzlarınız düşer, parmaklarınız ağlar, gözleriniz akar.
Sayfa 53 - Dursun ÇiçekKitabı okudu
Reklam
Ve insan âlemlerde sadece onun (kendi) tarafından doldurulabilecek yerin sorumluluğunu da bilip taşımalıdır.
derûnden

derûnden

@derundenn
·
08 Nisan 00:51
İnsan aklıyla, iradesiyle, vicdanıyla ve gönlüyle âlemlerde sadece onun tarafından doldurulabilecek yeri idrak eden, keşfedebilen canlıdır.
Sayfa 50 - Muhammet Enes KalaKitabı okudu
Bize ait olanın bilgisi
Ruhuma dokunan, bana yön gösteren, akıl veren, güzel duygular hissettiren bu yazıyı buraya da eklemek istedim. Belki gören başka bir ruha da güzel bir iz bırakır. Teşekkürler
Zeynep Merdan
Zeynep Merdan
,
Muhit - Sayı 51 (Mart 2024)
Muhit - Sayı 51 (Mart 2024)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu hedefe batının inanç, moda ve ahlâksızlıklarını taklîde alışdırmakla ulaşılır. Bunun için, Mustafâ Reşîd pâşa, mason olunca, Londradaki müstemlekeler nezâretinden aldığı emre uyarak, ba’zı vilâyetlerimizde, fransızca ve ingilizce kolejler açdı. Buralara mason öğretmenler getirdi. İslâmın büyük düşmanı olan nefs-i emmârenin istediği şeylere ilericilik denildi. İslâmiyyetin yasak etdiği bu kötü şeyler hüner sayıldı. Bu kolejlerde yetişen ilericiler, yüksek makâmlara getirildi. İkinci Abdülhamîd hân, masonların bu hâin siyâsetlerini anlıyarak, bunları iş başından ve basından uzaklaşdırdı ise de, müstemlekeler nezâretinin yetişdirip, gönderdiği binlerce câsûsun, bol para ve yalanlarla aldatdıkları ilericilerden meydâna gelen dâhilî düşmanların gazete ve radyolarla yapdıkları hücûmlar ve ingiliz ordusunun modern silâhlarla yapdıkları hücûmlar karşısında âciz kaldı. (Allahü teâlâ, rahmet ve magfiret eylesin! Âmîn.)
derûnden

derûnden

@derundenn
·
13 Şubat 21:59
Türklerde evvelâ itâ’at duygusunu kırmak ve ma’nevî râbıtalarını [bağlarını] kesretmek [parçalamak], dînî metanetlerini [sağlamlığını] za’fa uğratmak [zayıflatmak] îcâb eder. Bunun da en kısa yolu, an’anât-i milliyye [millî geleneklerine] ve müslimânlığa uymıyan hâricî fikrler ve hareketlere alışdırmakdır. Müslimânlıkları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zâhiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asl kudretleri sarsılacak ve maddî vâsıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkin olabilecekdir. Bu sebeble, Osmânlı Devletini tasfiye için, mücerret olarak harb meydânındaki zaferler kâfî değildir. Hattâ, sâdece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyyet ve vakârını tahrik edeceğinden, kendilerini anlamalarına sebeb olabilir. Yapılacak olan, Türklere birşey hissetdirmeden, bünyelerindeki dînî tahrîbi temâmlamakdır.) …
Sayfa 116 - İgnatiyef, hâtıralarında, rum isyânının baş plânlayıcısı, Patrik Gregoryus’un rus çarı Aleksandra yazdığı mektûbuKitabı okudu
Su ne söyler de çürür karanfiller vazoda | Bülent Parlak
derûnden

derûnden

@derundenn
·
11 Şubat 00:38
yüreğime bir karanfil sokuludur
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Buna benzer olarak Paulo Coelho’nun Simyacı kitabında geçen bir sözü aklıma geldi: “Bir şeyi gerçekten isterseniz, bütün evren onu gerçekleştirmek için iş birliği yapar.”
derûnden

derûnden

@derundenn
·
04 Şubat 18:18
“İnsan, niyetinin saflığı içinde elinden gelenin en iyisini yaparsa evren ona yardım eder”
Dememiş miydi Nurullah Genç de: “Yardım etmek üzere uzandığınız her el kendi elinizdir.” diye…
derûnden

derûnden

@derundenn
·
28 Ocak 23:03
Kim ki dar zamanda el uzatır muhtaç olanlara, el uzatmış demek olur kendi yarınına. 
Sayfa 196Kitabı okudu
Ara ara harlanan, ara ara en zayıf halini alan, ama hiç sönmeyen, bir ateştim, ben.
derûnden

derûnden

@derundenn
·
28 Ocak 21:32
Ateşe düşen yaş kütüğün önce boğula boğula, sonra alev alev, sonra köz, yanması gibi Züleyha da yanıyordu. Ne bir çığlık, ne bir şikâyet. Çıt yok! Züleyha’nın içinde büyüyen hû yangını, bunu kendisi de bilmiyordu. Bir âh’tı Züleyha sadece. Kelâm yoktu, eylem yoktu.
Sayfa 145Kitabı okudu
Diyen, geriye sadece şapkalı bir âh kaldı derken, bilmiş, öyle olurmuş, farklısını bulan olmamış, geriye sadece şapkalı bir âh kalırmış, şikâyetsiz ve şapkalı bir âh!..
derûnden

derûnden

@derundenn
·
28 Ocak 16:46
Yûsuf, dedi, kelâmım artık sende hükümsüz. Ama kelâmımın hükümsüz kaldığı bu yerde beni küçümseme. Bil ki kelâmdan da ötede sadece âh var, âh ki dünya onun üzerinde durur, gök kubbe onun hararetiyle döner.
Sayfa 130Kitabı okudu
Tam burada aklıma bir Kızılderili atasözü geldi:
Bir suda iki balık kavga ediyorsa oradan beş dakika önce uzun bacaklı bir İngiliz geçmiştir...
derûnden

derûnden

@derundenn
·
24 Ocak 21:26
19. yüzyıl boyunca dünyanın dört kıtası batı medeniyetinin ajanları tarafından kandırmaca, tehdit, yerli halkın birbirine kırdırılması, katliamlar yoluyla ve çoğu zaman silah zoruyla yağmalandı. 
Reklam
Kıssadan hisse… Yenileceğinize değil, yeneceğinize inanın. Geçmişte kalan mağlubiyetleri, üzüntüleri, mutsuzlukları düşünmek yerine, gelecekte oluşacak muhtemel başarıları, güzellikleri ve mutlulukları düşünün. O zaman kendinizi daha mutlu hisseder ve başarılı olursunuz.  (Sayfa 129)
derûnden

derûnden

@derundenn
·
18 Ocak 00:40
Venedik elçisi girdi. Böbürlenme ihtiyacıyla İnebahtı Deniz Savaşı’nı hatırlattı. Sokullu Sadrazam gülümsüyordu: “Biz,” dedi, “Kıbrıs’ı almakla sizin kolunuzu kestik, siz İnebahtı’da bizi yenmekle, sakalımızı tıraş ettiniz. Kesilen kol yerine gelmez, fakat kesilen sakal daha gür çıkar.” “Devlet adamı”nın özgüvenini görebiliyor musunuz?
Sayfa 129Kitabı okudu
Görmeden sevmek mayamızda var bizim.
derûnden

derûnden

@derundenn
·
25 Aralık 2023 20:02
Görmeden, Ona gönül verirler.
Habîbullaha âşık olanlar, her nefesde, ciğerlerine giren havanın serinliğinde, Onun sevgisinin tadını duyarlar. Aya her bakışlarında Onun mubârek gözlerinden gelmiş olan ışınların akslerini aramakla zevklenirler. Onun güzelliği deryâsından bir damlaya kavuşanların her zerresi: Güzel yanağını bilen, güle hiç bakmaz. Senin sevginde eriyen, derman aramaz! demişlerdir.
Sayfa 449Kitabı okudu
Aşina suları tehlükesiz sanma, sakın!
derûnden

derûnden

@derundenn
·
19 Aralık 2023 21:33
Kara yaşantısı temelli, sular ise geçici olmuştur her zaman. İnsan sandalını çekeceği büyük bir kara bulamasa bile bir adaya sığınmak ister, çünkü orası sürekli yaşayacağı yerdir.
Sayfa 293Kitabı okudu
Ana yüreği değil mi işte… Mankurtlaşmış evladını görmeye giderken yas tuttuğunu anlamasın diye yazmasının rengini değiştiriyor. Oysaki öz oğlu onu dinlerken otların arasında öten çekirgeleri dinlediği gibi kayıtsızca dinliyordu…
derûnden

derûnden

@derundenn
·
15 Aralık 2023 14:34
Oğlunu görünce yas tuttuğunu anlamasın diye dolamıştı başına ak yazmayı. Eğer görmeyecek olursa son zamanlarda hiç çıkarmadığı kara yazmayı yeniden bağlardı.
Sayfa 173Kitabı okudu
Bu cümle annemin uzun zaman önce anlattığı bir olaya götürdü beni. Küçükken köye gittiğimiz zamanlar biz varken evin arka kapısına sürekli bir nene gelip otururmuş. Annem ne kadar neden orada oturduğunu sorup içeri çağırsa da o gelmez orada ara ara oturmaya devam edermiş. Nice vakit sonra neden orada oturduğunu şöyle cevaplamış: “Çocukların seslerini dinlemeye geliyorum, onların sesleri neşelendiriyor beni.” Ömrünün belki de yarısından fazlasını çoktan geçmiş, çocukları, torunları yanına uğramayan ve sessizce ölümü bekleyen yaşlıca bir nene. Yaşamı hissetmek istiyor belki de. Yaşama veya yaşamın devam ettiğine dair en kuvvetli delillerden biri değil midir çocuk sesleri?
derûnden

derûnden

@derundenn
·
12 Aralık 2023 22:51
Uzaklardan şen çığlıklarını işitmek neşe verir insana.
Sayfa 150Kitabı okudu