Ufacık odam,
ağrıyan dizlerim,
aşağıda ailem...
Dışarısı soğuk
yağmur çiseliyor.
Garip kuş,
yağmura rağmen,
şarkısını söylüyor.
Sanki akraba,
kader yoldaşım,
ötesinde bir şey...
İkimiz de dağda
paylaşıyoruz bilmeden,
yaşadığımız ânı.
Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu...
Padişahın cinsinden değilim, haşa bunu iddia etmiyorum. Fakat onun tecellisiyle, onun nuruna sahibim. Cins oluş, sade şekil ve zat bakımından değildir. Su, nebatta toprağın cinsinden sayılır...