Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne" demişti Maksim Gorki: "İşte asıl cinayet bu Utanılacak bir cinayet..." İnsanlar gün içinde kabalıkları, kalabalıklarıyla ne kadar da incitiyorlar değil mi ruhumuzu? Kalbimizi nasıl da kırabiliyorlar. Oysa Platon şu nasihatte bulunur: "Nazik olun. Çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor..." Dikkat ediyor muyuz buna ? Anlamaya çalışıyor muyuz insanları yargılamadan önce ? Unutuyor muyuz yoksa herkesin bir kalbi olduğunu? Pessoa'dan bir alıntı yapayım yeri gelmişken: "Kimseyle alay etme. Kimseyi küçük görme.Kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir." Çoğu zaman unutsak da gerçek bu... Ressam Van Gogh geçirdiği bir kriz sonrası kendisine sıktığı bir kurşunla yaralanıp evine geldiğinde şu sözü sayıklayıp hayata veda etmişti: "Hüzün sonsuza dek sürecek..." Sürmesin, sürdürmeyelim İnsanları incitmeyelim.
Reklam
Tefe’ül çekerken Amman dikkat ..!
Kur'an-ı Kerim'de, inançsızların anlatıldığı ve onların tehdit edildiği pek çok ayet bulunduğu için, tefe'ülünde bu ayetlerden biri çıkınca insanın ümitsizliğe düşme ihtimali olduğundan dolayı ve objektif bir kural olarak kabul edilemeyeceğini göstermek maksadıyla, İslam uleması Kur'an ile tefe'ülde bulunmaya taraftar olmamışlardır bu yüzden.
İlgi manyağı olmayın diyor :))
Dikkat verdiğinde her şey büyür, hızlı büyür, daha canlı olur.
Bu koca galakside bir küçük yıldız olurum belki; ancak ve ancak dikkat edenlerin görebildiği..✨
.. mecazi konuştuğumu sanma sakın! Benim kardeşlerim zır deli..
"Sabit fikir" diye neye derler? İnsanı kendine tutsak eden bir düşünceye. Eğer bir delilik içeren böyle bir sabit fikrin varlığını fark ederseniz, bu fikre tutsak kimseyi akıl hastanesine kapatırsınız. İyi hoş da, hiç şüphe duyulmayan dini gerçekler, örneğin halkın hiç sarsılmayan hükümdarı (kim sarsarak hükümdara karşı suç işlemiştir), sansü­rün toplumsal ahlâk temiz kalsın diye aleyhinde tek bir kelime edilmesine bile izin vermediği erdem, tüm bunlar birer "sabit fikir"değil midir? Bunların hepsi, ahlâk, hukuk, Hıristiyanlık ve benzeri şeylerden mustarip olup da sırf kapatıldıkları tımarhane çok geniş bir alanı kapsıyor diye ortalıkta serbestçe dolaşan delilerin herze­lerinden, ki gazetelerimizin çoğu böyledir, zırvalıklarından başka nedir ki? Bu delilerden birinin sabit fikrine hele bir dil uzatın! Artık onun, sizi arkanızdan vurmaması için çok dikkat etmeniz gerekir. Çünkü bu büyük deliler de tıpkı küçük deliler gibi, saplantılı fikir­lerine sataşmaya kalkanlara sinsice saldırırlar. Önce kendilerine sataşanın silahını çalar, elinden özgürce konuşma hakkını alırlar, sonra da dişleriyle, tırnaklarıyla onun üzerine çullanırlar. Bu man­yakların sinsilikleri, kindarlıkları günbegün apaçık ortaya çıktığı halde, akılsız halk bunların ipe sapa gelmez resmi azarlarına alkış tutar. .
Sayfa 60 - Kaos YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Annem kaşlarını çatarak beni azarladı ağlama dikkat etmeliydin o taşa çabuk eve gel yukarı çık dedi.O çocuğa hiç bakmadı muhatap olmadı bile.Taşı ayağıma atıp canımı acıtan çocuğa değilde bana dikkat etmedigim için hatalı olduğumu ve beni kucağına almayı ret ederek köşke gelmemi söylüyordu pencereden.
Nazar; Arapçada bakış, göz atma, bakış açısı demektir. Fakat Türkçeye özgü bir anlamı daha vardır: Göz değmesi. Eskiler nazar yerine, zahm-ı çeşm “göz yarası” derdi. “Nazar insanı mezara, deveyi kazana sokar.” demişler. Dikkat etmek lazım. Manzara ile nazar aynı kökten gelir. Manzarada bakılan yer manasındadır. Eğer iyi niyetle bakarsanız ne güzel manzara dersiniz, kötü niyetle bakarsanız nazar dersiniz.
616 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın yazarı Dr. Bilal Şimşir, "Kürt sorunu" yoktur; "Kürtçülük sorunu" vardır diyerek tarihsel bağlamda bu konuyu derinlemesine araştırmış ve bizlere sunmuş. Sorunun tahmin edemeyeceğim kadar eskilere dayanan kökleri olduğunu öğrendim. 1700'lü yılların sonlarından itibaren, gerek Rusların gerek Avrupalıların bölgede araştırma yapması, tarihi eserleri ülkelerine kaçırması ve tabii ki en nihayetinde farklılıklar üzerinden ayrıştırma çalışmaları gerçekleşmiştir. Ancak Osmanlı dağılırken farklı kültüre, etniğe, dine sahip olan azınlıklarla Kürtler arasında belli farklar vardı. Ermeniler her anlamda Türklerden farklıyken, Kürtlerle Türklerin tarihi, dini, coğrafi ortaklığı oldukça belirleyici olmuştur. Bu kitap aslında tarihsel süreci ve olayların arkasındaki güçleri görmemiz açısından son derece faydalı bir noktaya dikkat çekmiştir. Okuması tarihi bir kitap için oldukça keyifliydi.
Kürtçülük
KürtçülükBilal N. Şimşir · Bilgi Yayınevi · 200729 okunma
Köpek Homo sapıens tarafından evcilleştirilen ilk hayvandı ve Tarım Devrimi’nden önce evcilleştirilmişti. Uzmanlar tam tarih noktasında anlaşamıyorlar, fakat günümüzden beş bin yıl önce evcilleştirilen köpeklerle ilgili gayet ikna edici kanıtlarımız var, hatta köpekler insan gruplarına binlerce yıl önce katılmış olabilirler. Köpekler hem avlanmak hem de savaşmak, ayrıca vahşi hayvanlara ve davetsiz misafirlere karşı da bir alarm sistemi olarak kullanılıyordu. Nesiller boyunca, iki tür birbiriyle daha iyi iletişim kuracak şekilde birlikte verildi. İnsanların ihtiyaçlarına ve duygularına en çok dikkat eden hayvan olan köpekler, insanlar tarafından diğer hayvanlara göre daha çok ilgi görüp beslandiler, bu yüzden hayatta kalma şansları daha yüksekti.Eşzamanlı olarak da köpekler de, insanları kendi ihtiyaçları için manipüle etmeyi öğrendiler.
Sayfa 61 - KolektifKitabı okuyor
Reklam
Bülbül güle
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü; Bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Bazı erişkin DEHB'li bireylerle yapılan görüşmelerimizde aslında hiçbir işlev bozukluğu olmadığını iddia etmektedirler. Ancak sıklıkla bu bireylerin hayatlarını DEHB ye göre adapte ettikleri görülmektedir. Örneğin dağınık, insan ilişkilerinde fevri, ani öfke patlamaları olan DEHB'li bir erkek, planlama becerisi iyi ve insan ilişkilerinde diplomasiyi iyi yürüten bir kadınla evlenince, ev hayatı daha organize olmaktadır, hatta insan ilişkileri bile çekip çeviren, ortamı yumuşatan bir eş sayesinde ağır hasar almadan devam etmektedir. Dolayısıyla böyle durumlarda aslında “az işlev bozukluğu”, “çok işlevsel bir eş” sayesinde söz konusu olmaktadır.
Nobel Tıp Yayınları
“Bilinçaltınıza sadece sizi her anlamda iyileştirici, şifa verici, yükseltici ve ilham verici telkinlerde bulunmaya çok dikkat edin. Unutmayın, bilinçaltınız espriden anlamaz.Dediklerinizi olduğu gibi kabul eder.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.