Nazlı Akın

Nazlı Akın
@dinginokur
“Çarparken hızlanarak vururdu bizi kendi kalbimiz.” Rilke
476 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 günde okudu
Bir insan ne kadar yer kaplar zihninde? Uzaktan tanıdığın, senelerdir görmediğin ya da dün tanıştığın biri, düşünceni esir alabilir mi? Bir yazar , hayranlık duyduğu bir yazarı “kendisi olabilmek” için öldürebilir mi? Düşüncesini esir olan o yüzlerin hikayesini, bir yazar , sadece kendisi gibi anlatabilir mi? Bir yazar kendisi gibi olabilmek için hikaye anlatmaya mecbur olabilir mi? Bir yazar bir kitabı okuyucuyla beraber yazabilir mi? Bir yazar tarihin “yaşlı kokusu” sinmiş sayfalarından, Atalarının nahoş mirasından muaf tutulabilir mi? Bir yazar , yazmadan dik durabilir mi?
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,2bin okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Bu kitabı ayık kafayla okumak kolay değil. Biri rüya görüyor, biri rüyayı anlatıyor, biri rüyayı yazıyor, biri yazdıklarını değiştiriyor, biri yazdıklarını yaşıyor. Farklı isimlerde, farklı bedenlerde olsalar da; rüyayı gören de , anlatan da yazan da, yaşayan da aynı kişiymiş hissine kapılmaktan delirmeye başlıyorsun. Sonra beyin yakan o traş köpüklü soru geliyor. Tekrar tekrar geliyor: “Kar neden yağar kar?”
Gölgesizler
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202012,7bin okunma
211 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Kitaba sabah başladım. Çantaya atıp evden çıktım. Elimden bırakamıyorum. Yarıladım, gece bitirmiş olurum. Kuyu en sevdiğim metafor. Belki de hepimiz oraya dönmek istiyoruz. Anne karnını bu kadar çekici kılan, ondan öncesine dair büyülü bir hissiyat belki de. Doğum öncesi, ölüm sonrası hep merak edilmedi mi? Herkes kendi kuyusunu kazamaz. Çoğu insan yanından geçer gider. Bazıları içine girer. Kazar da kazar. Suyu buluncaya kadar.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
336 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Dünyası ağrımayan var mı? Satın alınmış bir kumaş gibi önceden kesip biçmişler bizi. Yetiştirildikleri gibi dikmişler. Uygun gördükleri bir mankenin üstüne giydirmişler. Çocukluğumuzun hevesleri kursakta kalmış. Büyüdükçe ağzımızda acılaşan bir tat. Daha başlarken kaybetmişiz oyunu. Ne gördülerse onu istemişler. Ne gördülerse onu beklemişler. İlle de onlara benzeyelim istemişler. Sıkışmış, daralmış, ezilmişiz. Her çocuk kendini “ana baba” bilse keşke. Uçurtmanın peşinden gitse. Sokaktan eve geç girse. Yemeği acıkınca yese. Her çocuk hayaliyle büyüse. Ayfer Tunç romanları içinde beni en çok etkileyen “dünya ağrısı” oldu.
Dünya Ağrısı
Dünya AğrısıAyfer Tunç · Can Yayınları · 20214,091 okunma
108 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Büyük hayranlıklar nereden gelir? Neden bir başkası olmak için çırpınır dururuz? Pekiyi, neden başkalarına düşmanlık besleriz? Hayran olmakla, nefret etmek arasındaki belirsiz çizgi nerede başlar, nerede biter? Jung şöyle diyor: “İyi ki düşmanlarımız var. Yoksa onlara benzerdik.” Yine de, içerideki düşmanı tanımadan, kendi karanlığımın içinden
Gölgene Sahip Çık
Gölgene Sahip ÇıkRobert A. Johnson · Okuyan Us Yayınları · 2019120 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İlk sayfalarda kitabın akmadığını düşündüm ama öyle değilmiş. Akmayan insanlığımmış. Kitabın yarısına kadar hiç üstüme alınmadım. Mikail’in sinir nöbetlerini hafiften kendime benzetmeye başladığımdaysa çok geçti. Aynanın karşısına oturdum, daha da kalkamadım. Küçük melek kim dedim. Büyük melek kim dedim. Cennet nereye benziyor? Meğer kalbimden
Nefha
NefhaSezgin Kaymaz · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019480 okunma
848 syf.
·
Puan vermedi
Murakami'nin karakterleri, yemek yerken, kahve içerken, arabayla dolaşırken, evin içinde rutin işlerle meşgulken, kendi hayatımın sayfalarına gidiyorum. Sıradan işleri yaparken aldığımız keyif, yaratıcılığın kapısını aralıyor. Murakami'nin en sevdiğim yanı tüyler ürpertici olaylar yaşarken hissettiklerimizi, günlük hayatın içinde eritmesi. Hepimizin başından tuhaf şeyler geçer. Aklın sınırları kendini kırmızı şerit içine alır; bir çeşit koruma gibi. Oysa en güzel hikayeler , en büyük korkularının üstüne cesaretle yürüyen kahramanların hikayeleridir. "Kumandanı Öldürmek", 880 sayfalık sürükleyici bir roman. Kısa cümlelerini, su gibi akan sayfalarını seviyorum Murakami. Kahramanların kitap okuyor, müzik dinliyor, kendini araştırıyor. Televizyon olmayan evlerde, içe dönük bir yaşam süren az sayıda insan var. O insanların kendini tanıma çabasına köprü olan sürükleyici öyküler, okuma yazma iştahımı kabartıyor. Seçimlerimiz, her an kim olduğumuzu belirlerken; ne okuduğumuz, ne izlediğimiz, en çok neyle meşgul olduğumuz önemli göstergeler değil mi?
Kumandanı Öldürmek
Kumandanı ÖldürmekHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20181,818 okunma
542 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kurtlarla koşan kadınlar okumak; kendinle saklambaç oynarken kayıp parçalarını sobelemek ... Kadın bedenindeki yaşam döngülerini fark edip, organlarının kutsal anlamını keşfetmek. Ormanda yolunu kaybetmişken, karşına çıkan canavarlar ve kahramanların gözünün içine bakıp korkunun ötesini görebilmek. Kadınların birbirini sevmeye ihtiyaç duyduğunu, çoğu kez bunu beceremediğini düşünüyorum. Birbirimize dış görünüşün manzarasından bakmayı bırakmalıyız. Benzer yaralara sahip olduğumuz için kalp manzaraları , ruhlarımızın bağ kurmasını kolaylaştırıyor. Çoğumuz çektiğimiz acıyı koynumuzda saklıyoruz. Sinemizde , en kuytu yerimizde travmalarımız temizlenmeyi beklerken çoğu kez fiziksel beden hastalanıyor. En büyük yalan; mutlu olmadığımız halde öyleymiş gibi yapmak. En büyük tuzak; gücümüzü dikkate almamak. Bu öyle büyük bir güç ki onu kullanmadığımız ya da güçsüz olduğumuzu düşündüğümüz için içeriye bakmak yerine dışarıda bir yaprak gibi savruluyoruz. Alışveriş yaparak, ayda iki kez saçımızı boyayarak, televizyon dizileri izleyerek, şikayet edip söylenerek, işleri yarım bırakarak ;bizlere bahşedilmiş "yaratma" yeteneğini çarçur ediyoruz. Yeteneklerimize sahip çıkmaya, birbirimizi sevmeye ve birbirimize şifa olmaya çalışmalıyız. El ele tutuşalım , bir şifa çemberi kuralım,masallar anlatalım. Birbirimizi dinlerken ağlayalım ve gülelim. Kalplerimize saklanmış yaralı masal kahramanları şifalanırken dünya ananın yükü hafiflesin. Sevelim birbirimizi. Sarılalım birbirimize.
Kurtlarla Koşan Kadınlar
Kurtlarla Koşan KadınlarClarissa P. Estes · Ayrıntı Yayınları · 20217,8bin okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bir kitap yazma yalanına kırk yıl kendini kaptıran , başka yazarların yazdıklarından yirmi dört bin sayfalık gösterişli dev bir kitap yapan Selami Bey'in ve Serencam'ın hikayesini merak ve hayranlıkla okudum. Bu kitabı okuduktan sonra çok satan ve ilgi gören kitaplara aynı gözle bakamayacaksınız. 12.08.2016
Sonuncu
SonuncuTahsin Yücel · Can Yayınları · 2017211 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bazı hikâyelerin samimiyete ihtiyacı var. Hepimizin hikâyesi “bedende” başlıyor. Sadece yemeğe ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz bedenin hikâyesini bir de kendi ağzından dinlesek neler söylerdi? Ağlayan kemikler, söylenen kaslar, şiddetle haykıran dizler, sızlayan tendonlar, yorgunluktan bitmiş ama işitilmemiş ayaklar… Beden sadece gıdayla
Yoga ve Siz
Yoga ve SizB.K.S. Iyengar · Okyanus Yayıncılık · 201483 okunma
Reklam
544 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Daha önce de kitap okurken ağladım ama hiç böyle deli gibi gözyaşı döktüğümü hatırlamıyorum. Öyle tatlı bir aşk hikâyesi ki, bazı sayfalarda bedenimin içinde değildim. Okurken nasıl odaklandıysam bir medyum gibi Feride'nin içine girdim, yaşadığı bütün acıları ruhumda hissettim. Bir kitabın okunma süresi ile bir ömür arasında ne fark var? Zamanı çekin aradan geriye sadece hikayeler kalıyor. Asla yaşlanmayan, okundukça yıllanmış şaraplar gibi lezzetlenen güzel hikayeler... Feride'nin hikayesini unutmak mümkün değil...
Çalıkuşu
ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,5bin okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Kendi yarasına merhem olamayan binlerce kişinin , ilişki koçu, çakra şifacısı, medidatör, enerji terapisti ve daha bir sürü şey olduğu çağımız için çok anlamlı bir kitap yazmış #irvinyalom . Yaralarını fark et, yala, iyileş. Oku, çok oku, sindir, bilgiyi hayatına geçir. Sonra bir başkasının iyileşme sürecine katkıda bulunabilirsin. İyileşmeyi arzulayan kişinin sönmeyen bir isteği olmalı. Terapistler, yoga eğitmenleri bizi belli bir noktaya taşıyabilir, yolun sonuna tek başına yürümeliyiz. Doğarken de, ölürken de öyle değil mi? Yine de iyi arkadaşlara sımsıkı sarılın. "Bazı insanlar kendi zincirlerini gevşetemeseler de arkadaşlarını kurtarabilir." #nietzsche "Karşımızdakinin yalnızca kendi budalalığımız, kusurumuz ve kötülüğümüz olduğunu akıldan çıkarmayarak her insan budalalığına , kusuruna ve kötülüğüne hoşgörülü bir şekilde yaklaşmalıyız."
Bugünü Yaşama Arzusu
Bugünü Yaşama ArzusuIrvin D. Yalom · Kabalcı Yayınevi · 20133,360 okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"Bir anne kadar etkileyebilen başka hiçbir şey yoktur" (seninlebaşlamadı ) cümlesi duvara atılan, atıldığı yere geri dönen bir top gibi çarpıp duruyor içimde. Son zamanlarda okuduğum en güzel kitaptı flamingolar pembedir . Yazarın samimiyetine hayran kaldım hatta bahşettiği sıcaklık için sımsıkı sarılmak istedim. Su gibi aktı. Hikaye ruhuma işledi... Kendimi okudum yine, kendimi sobeledim.
Flamingolar Pembedir
Flamingolar PembedirAslı Perker · Everest Yayınları · 2018159 okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 saatte okudu
İyi eserlerin okuyucuda uyandırdığı duygular bedenden ruha salınımlar yapıyor. Gece kitabı okurken uyuyakalmışım. Rüyamda mistik güçlerimi geliştirmek için gittiğim okuldayım. Gördüğüm vizyonda, görünmeyen bir el, belimi sıkı bir kemerle öyle çok sıkıştırıyor ki nefessiz kalıyorum. Uyandığımda hemen pencereleri açtım. İçimden "bu kitap sinirlerimi bozdu" dedim ama kaldığım yerden okumaya devam ettim. Feraye karakterinin Elver Bey karşısındaki çaresizliği beni çok etkiledi. Neden acaba diye düşünürken bir yanımın Feraye'ye ne kadar benzediğini fark ettim. Dikey hayata düşkünlüğüm , sürekli içime doğru yaşamak isteyişim, insanların beni anlamadığını hissetmek, parayla olan kötü ilişkim, korkularım, kaçışlarım. Feraye parçamı önüme koydu yazar. Tabii çocukluğumu da kapının önüne bıraktı. Yine bir günde, nefes almadan okudum, bitirdim. Tenesse Williams'ın Yaz ve Duman'ı neyse Disparöni ya da yaşama korkusu benim için odur. İki eser de can evimden vurdu beni. Yaz ve Duman okuduğum günden beri peşimden gelir. Yazdıklarıma izleri düşer. Birdi, iki oldu.
Disparöni ya da Yaşama Korkusu
Disparöni ya da Yaşama KorkusuNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2018431 okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazma cesareti, yaratarak yaşayan herkesin kütüphanesinde olmalı. Ağır ağır, altını çizerek okuyorum. Okurken durup tekrar okuduğum , anlamaya, sindirmeye çalıştığım satırlarla ; kendimle tekrar tekrar karşılaşmanın tadını çıkarıyorum. Utanmasam bütün kitabı alıntı olarak paylaşabilirim. Ruhuma dokunan, neden yazmadan duramadığımı bilimsel yönden incelediğim, kendi denizimde yüzmekle kalmadan derinlere daldığım nefis bir kitap. Dalış için uygun kıyafetler şart... Yalnızlık, sessizlik, kahve, kalem, alıntı defteri... Bitirince detaylı yorum yazacağım. "... yani yazma halinin yazarın bedenindeki yansımasına karşılaşma adını veriyor." "Jung potansiyel olarak var olan enerjiyi #ruhsalenerji , onun eyleme dönüşmüş biçimini ise ruhsalgüç olarak tanımlamıştır; aynen, potansiyel yaratıcılık enerjisini yetenek , yaratıcı enerjinin eyleme dönüşmüş biçimini yaratıcıeylem olarak tanımlayan Rollo May gibi." "Hayat hiç kimsenin yazmasını istemez. Hayat, herkesin yataktan sabahları kalktığı, kravat ve takım elbise giydiği, dokuzda başlayıp beşte biten bir işe gittiği, akşam televizyon karşısında karpuz çekirdekleri ayıkladığı ve böyle mutlu olduğuna inandığı bir yaşam sürmesini ister."
Yazma Cesareti
Yazma CesaretiNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2019233 okunma
40 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.