Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilek

60 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Sokrates ölüme mahkûm edilmiştir; suçu devletin tanrılarını inkâr etmek, gençleri yoldan çıkarmaktır. Öğrencisi ve arkadaşı olan Kriton, öteki dostlarının da yardımıyla, suçsuzluğuna inandığı Sokrates’i hapishaneden kaçırmak, ölümden kurtarmak ister: ancak bu kaçırma eylemine engel olan dış etkenler değil, Sokrates’in kendisidir. Sofistler toplumdaki birtakım kurumların insan yapısı olduğunu, yasaları, ahlak kuramlarını, gelenekleri, dini insanların belirlediğini, dolayısıyla değişmez olamayacaklarını ileri sürerler: buna göre, öznel ve göreli değerleri temel alan toplumun da pekâlâ değişebileceğini savunurlar. Oysa Sokrates düzenli bir toplum yaşamı öngörürdü: durmadan değişen öznel değerler düzeni koruyamazlardı. Sokrates işte böyle bir gerçek göstericisidir, insanların kendi dünyalarında o güne kadar kurdukları düşünce yapılarını değil sarsmak, çok defa kökünden yıkmaktadır. Bu kitabın en önemli özelliği kavramlar üzerine açılan tartışmaların belirli bir sonuca ulaşmamasıdır. Sokrates gerçeklere erişmeyi amaçlar: bu yolda en iyi araştırıcı ve bulucu akıldır.
Kriton
KritonPlaton (Eflatun) · Kabalcı Yayınları · 20072,014 okunma
Reklam
192 syf.
7/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Yazarla bazı noktalarda ayrılsak da kitabı genel olarak sevdim. Alıntılar, kitabın kendi içindeki yazım bütününe uygun. Kitap, korkunun nasıl pazarlandığını; ona nasıl maruz kaldığımızı anlatılıyor. Hem de düşünürler şöleniyle.. “Korku ve risk perspektifi kurbanlara ihtiyaç duyar. Sorun, her şeyi korku bakış açısından görüyor olmamızdır. Bazı tehlikeler manşet olarak seçilir, diğerleri ise dışarı da bırakılır. Risk toplumu korku kültürüdür. Belirsizliklerden beslenir. Yazarla burada ayrılıyoruz; yazara göre Risk toplumunda korku herkes için. Bir ayrım olmadan herkes tehlikede..” (Svendsen) Ben bunun bir ilizyon olduğunu düşünüyorum. “Dışarıdan bakıldığında, risk herkes için eşitmiş, etkileri de rastgeleymiş gibi görünür; fakat risk oyunundaki zararlar hilelidir; kaç kaç geleceği daha zarlar atılmadan bellidir. Toplumsal eşitsizlik ile felaketlerde zayi olmak arasında selektif bir ilişki vardır; bu felaketler “doğal” ya da insan eliyle yapılmış olsa da olmasa da durum aynıdır, gerçi iki halde de zararın önceden tasarlanmış ve kasıtsız olduğu iddia edilir. Eşitsizlik merdiveninin en alt katında ikamet etmek ve insan eylemlerinin ya da doğal bir afetin “ikincil kurbanı” olmak arasındaki etkileşim, mıknatısların zıt kutuplarındaki gibidir: birbirlerini çekerler.”(Bauman) Çaresizliğimiz insan eliyle yaratılmış .. Korku; iktidarın en eski aracı, bir uzvu gibi, bastırmak; denetlemek; sindirmek için sığınılan yegane liman. Aynı zamanda büyük bir sermaye. Peki biz neden korkuyoruz? Korkularımız kimleri cezbediyor? Güvenli güvensizlik kaç özgürlük ediyor?
Korkunun Felsefesi
Korkunun FelsefesiLars Svendsen · Redingot Yayınevi · 2017165 okunma
115 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Herkesin bildiği Atlas mitini kendi penceresinden yorumlayan Jeanette Winterson, farklı çıkarımlar yapıyor. Buradaki farklılık Atlas’ın her insanda var olan duygulara sahip olması. Yazar, bu hissi akıcı diliyle okuyucuya geçiriyor. Atlas, kardeşlerinin en güçlüsü lakin güç tek başına neye yeter ki? -Sahi sadece güç neye yetmiş ki?! Acı çektirmekten başka- En güçlünün bir kibirle dünyayı sırtlamasını okuyoruz. Suskunluğunu okuyoruz. Dokusu, ritmi bozulan dünyayı okuyoruz. Varoluşun sınırlarını, güçlü ama özgür olamamayı okuyoruz. “Dünyanın altında iki büklüm dururken insanların bütün sorunları gelir kulağıma, onlar kendi paylarına düşeni sorguladıkça, her şeyin boş olduğunu daha çok anlarım.” Bu koca Titan imkanı varken kaçmak yerine sorumluluk bilinciyle geri dönmüştür. -Sorumluluğun bilinci* bu topraklara da Ya Resulallah- Toplumun birey üzerindeki tahakkümüyle ait olmadığı rollerde yaşamak mı –tabi bu yaşamaksa- yoksa Atlas gibi bütün bu yüklerden sıyrılıp ceza ya da görevi yerine getirmek mi hangisi daha ağır? Biz kimin kibrinin diyetini ödüyoruz? Kim ya da kimler kendi taşıyacakları yükleri üzerimize ikişer üçer serpiştiriyor? Son olarak, uzay boşluğuna gönderilen ilk canlı: Köpek Laika (Layka) hüzünlü gözlerinden öperim.
Atlas'ın Yükü
Atlas'ın YüküJeanette Winterson · Merkez Kitaplar · 2006583 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
120 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bütün cümleler ölümle başlıyor, ölümle devam ediyor ve ölümle bitiyor. Nüfus artışından ve dolayısıyla boylamasına yerleşimden “gökdelenlerden”, yapılardan; zevksiz, işlevsiz binalardan,',insanı belirli kalıplara hapseden tüm kurumlardan din, aile vb. hepsinden tiksinti ile söz ediyor. Tüm bunların içinde kuruntular girdabında kaybolan ve düşünmeyen insanlar onu çileden çıkarıyor ki çoğu yerde hak vermemek elde değil. Ataerkilliği ve onun inşa ettiği, iktidarını perçinlediği her putu yıkıyor, büyük bir zevkle! Kitabın sayfalarında gezinirken zihnizinde tek bir kişi beliriyor; Nietzsche! Her şeyin kutsandığı bu yüzyılda, kutsananları hiçliğin tam ortasına bırakıveriyor Albert Caraco. Kaos var olduğumuz zamanın tek gerçeği.. Kimileri’ her şeyini ona borçlu .. gücünü, iktidarını.. “Zamanın sonundayız..” “Yitik kitle kaosun eseridir..” “Körlerin bizi yönetmesi, hem de kör diye onurlandırılmaları doğru değil!” “Uyurgezerleri kâhin yapamayacağımız gibi bu doğuştan körlere de ışığı sevdiremeyiz..”
Kaos'un Kutsal Kitabı
Kaos'un Kutsal KitabıAlbert Caraco · Versus Yayınları · 02,190 okunma
416 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Her gün bir hikaye ile başlıyor ki her gün bir hikayedir. 1 ocak ile başlayan günler 31 Aralık ile son buluyor. Bir ajanda, bir günlük okuyor gibi hissediyorsunuz. Öyle bir günlük ki bu içinde kadın hikayelerinden tutunda ırkçılığa, emperyalizme, kültürlere, yerlilere hatta iktidar sahiplerine.. Kısaca her şey var içinde umut dahil. Eduardo Galeano kendine has üslubuyla içimizdeki Uruguaylı.. . İçimde eksilen umudu tazelediğim bir kitaptı benim için. Bazı hikayeler tekrar açılıp okunası. Hikayeler için dağınıktı, daldan dala atlamış diyen arkadaşlar olabilir. Hatırlatmayı borç bilirim; yaşadığımız çağın insanı gibi kitabın içeriği, dağınık; daldan dala.. Ne istediğini bilmediğinden her şeyi isteyen alamadığında bocalayan insanın zihni, tavırları gibi. Ve bu kitap yazarın okuduğum 3.kitabı. Diğer kitaplarında görüşmek üzere Galeano..
Ve Günler Yürümeye Başladı
Ve Günler Yürümeye BaşladıEduardo Galeano · Sel Yayıncılık · 2017841 okunma
Reklam
204 syf.
8/10 puan verdi
Kitap dokuz ana bölümden oluşuyor. Gösterge ve metaforlarla kategorilere ayrılmış şehirler isimlerini kadınlardan alıyor ve hikayeler masalsı bir anlatımla yapılıyor. Kubilay Han ile Marco Polo arasında geçen diyaloglar geçmişin güvencesi ile bellekte başlayan aslında hep yanı başımızda olan sorunlara ve bizde yarattığı duygulara varıyor. Betimlemeler, kurgu ve üslup içinde kayboluveriyor insan. Zaten kaybolmaya çok müsait insan. O yüzden sıkıntı yok her kayboluş yeni bir ben’in keşfi . ‘Başka yer ‘ ‘başka yerde olma isteği’ Hangimizin içinden geçmedi ki hele her şey üstünüze gelirken bırakıp kaçma isteği.. başka yerde olma.. Olmasan bile, Olamayacağını bilsen bile.. Başka yer diye bir yer yok denebilir, sanki dünya tek bir şekle bürünüyor. Çöle ya da bataklığa .. Şunu da eklemeliyim; Bu kitap özgür aklın ürünüdür. Teşekkürler Italo. Barthes’e selam ..
Görünmez Kentler
Görünmez KentlerItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 20222,420 okunma
188 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Sevgili Ged, Öncelikle sana çok teşekkür ederim. Kendimi aradığım bu zamanlarda -uzunca bir zaman - bana yol gösterdiğin için, sorunlarımın kaynağını gösterdiğin için.. İnsan bazen kendi yarattığı girdabın içinde kayboluyor. Onu kendinin varettiğini unutuyor, atlıyor... Sanırım bende kendi gölgemle karşılaşmaya hazırım. ' Ufkabakanı ' ödünç verebilir misin? Ged o bilinmezlik zamanlarında bile seni çok kıskandım. Evet doğru duyuyorsun, seni kıskandım. Ogion Usta'nı... En yakın arkadaşın Vetch'i... ... Ve son olarak Sevgili Ursula, iyi ki kütüphaneme uğramışsın. İyi ki bu dünyadan bir Ursula K. LE GUIN geçmiş. inan çok iyi etmiş. Sevgiyle..
Yerdeniz Büyücüsü
Yerdeniz BüyücüsüUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20217,3bin okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Eduardo Galeano'nun yaşamından kesitler, Latin Amerika'dan ve özellikle Uruguay'dan kesitler var.. özlemin acısı var, bağlarından koparılmanın acısı, yeniden kavuşmanın buruk mutluluğu var.. Düzensizliğin düzenine eleştiri, yaratılmaya çalışılan kalıplarla dalga geçme var. Çok zekisin be adam iyi ki gelmişsin bu dünyaya.. İyi ki buluşmuş satırların benimle.. Huzurla uyu.. İnsan neden yazı yazar, benliğinin bölük pörçük parçalarını birleştirmek için değilse?... Ama Colombia kıyılarının balıkçıları etik ve ahlak konularında doktora yapmış olsalar gerek ki doğruyu söyleyen dili betimlemek için 'sentipensante', yani, hissederek düşünme, deyimini yaratmışlar. #(Gönülle Beynin evliliğine övgü) Çelişki, tarihin akciğeriyse bana öyle geliyor ki paradoks da tarihin bizimle dalga geçmek için tuttuğu aynadır. .... 'Sen sinirli görünüyorsun,' der histeri hastası. Aşık, 'Senden nefret ediyorum,' der, Ekonomi bakanı, 'Devalüasyon olmayacak,' der, devalüasyon arifesinde..... #(Paradokslar) #Düzen, #Geleceğin Gelenekleri, # Terör Kültürü, #Televizyon, #Sanatın Saygınlığı, #Güvensizliğe Övgü, #Duvarlar Konuşuyor, #İnsan Sesine Övgü (Kitaptaki favori öykülerim) Okuyun efendim pişman olmasınız.. Sevgiler..
Kucaklaşmanın Kitabı
Kucaklaşmanın KitabıEduardo Galeano · Can Yayınları · 1994616 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Dostoyevski'nin yeşilçamı andıran eseri.. Okunmalı; hatta en çok Dostoyevski okunmalı.. sevgiyi tanımlamak-anlamak için önce kendinizi tanıyın. Bulunduğu ortamdan, yaşadığı sıkıntılardan kurtulmak adına yanınızda olup sizi kullanan, önemsemeyen bencilleri defedin hayatınızdan. Bu eser her seferinde kendimi sorgulatıyor ve çemberin dışından da bakmam gerektiğini hatırlatıyor.
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Öteki Yayınevi · 201774,8bin okunma
432 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Batı'dan Doğu'ya, oradan da Yeni Dünya'ya uzanan, ölümsüzlüğü kovalayan ve yüzyıllar süren bir yolculuktur bu. Kral Alobar’ın ölüme başkaldırışıyla başlıyor hikaye.. Krallıktan kaçarken tekrar kral yapılan Alobar, en sonunda kendinin kralı olmaya karar verip ölümsüzlüğü arıyor, bu arayış kıtalararası bir arayış ve hatta yüzyıllar.. Birde Kudra var tabi.. Ah kudra.. her bir karakter ayrı bir inceleme konusu ara ara eklerim artık ;) Batı acı çekmeyi seven, mantığa, bireyciliğe ve üretime tapınanların diyarıdır. Doğu, aşka, boş zamana(buradaki kibirde gözüme takılmadı desem yalan olur ya neyse), münzeviliğe, bilinmezliğe hayatında yer veren insanların yaşadığı su ve parfüm diyarıdır. Yeni Dünya'da ise sadece "başarı" ve hırs vardır. "İnsanları sınırlayan tanrılar değil, insanları sınırlayan yine insanlardır. " "Kendi gemine kaptanlık edemiyorsan hangi yanlış limana vardığına şaşırmamalısın. " Kitap ile ilgili o kadar çok cümlenin altını çizdim ki hepsini yazmaya zaman neylesin... Yazarın kurgusu ilk zamanlar yorsa da sayfalar aktıkça her şey yerine oturuyor ya da toz dumandan göz gözü görmüyor artık okuyan nereden bakıyorsa :) :) Dünya tarihinin belli başlı noktalarını süpürmüş yazar geçmiş gelecek ve mekanlar arası geçişi çok beğendim. Bir başka beğendiğim nokta ise Tanrı Pan'ın zaman içinde görünmez olmasıydı. O burukluğu ruhumun en derinlerin de hissettim. İyi okumalar..
Parfümün Dansı
Parfümün DansıTom Robbins · Ayrıntı Yayınları · 20195,2bin okunma
Reklam
340 syf.
·
Puan vermedi
·
107 günde okudu
Tersine Dünya okulu eğitim kurumlarının en demokratiğidir.Giriş sınavı gerektirmez,kayıt parası alınmaz, derslerini bedava verir ..... Bu okul bir biçimde insanlık tarihi boyunca ilk kez evrensel iktidarı ele geçiren sistemin kendisinden doğmuştur. Tersine Dünya okulunda, kurşun su üstünde kalmayı öğrenir,mantar suya varmayı, yılanlar uçmayı ve bulutlar yollarda sürünmeyi...
Tepetaklak
TepetaklakEduardo Galeano · Çitlembik Yayınları · 2004549 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Sherlock Holmes ile Doktor Watson'ın yollarının nasıl kesiştiği ile başlayan, zekânın ve nedensellik ilkesiyle çözüme varan bir olay örgüsünün içinde buluyoruz kendimizi..Kitabın satır aralarında söylediklerini ise sadece İngiliz tarihi ve politikalarını bilenlerin kavrayabileceği türden. İyi okumalar..
Sherlock Holmes - Kızıl Dosya
Sherlock Holmes - Kızıl DosyaArthur Conan Doyle · Martı Kitabevi · 201714,8bin okunma
308 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Siyasi söylemlere kurban gittiğini düşündüğüm bir eser. Özellikle mahkeme sahnesi beni çok etkilemişti. Tekrar tekrar okuduğum, etkisinden çıkamadığım bir kitap. Türk Edebiyatında özgün bir eser ve herkesin kütüphanesinde bulunmalı. Bu kitap aynı zaman yazarın zekasının tescilli niteliğinde bir eserdir. Tarihe bu kadar hakim olmayan biri bu olay örgüsünü bu kadar etkili yazamazdı. Felsefe ile tarihi çok iyi harmanladığı cümleler arasında gezinmek bir nevi bağımlılık yapıyor. Bu kitaptan sonra Orta Asya kültürüne ve tarihine ilgim artmıştı. Atsız'ın diğer kitaplarını da okumaya teşvik etmişti.
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927bin okunma