Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Delikanlıya rüzgarla öpücükler gönderiyor ve rüzgarın, onun yüzüne dokunacağını ve ona kendisinin hayatta olduğunu, düşlerin ve hazinelerin peşinde yoluna devam eden cesur bir erkeği bekleyen bir kadın gibi onu beklediğini ona söyleyeceğini umuyordu. Bugünden sonra, çöl bir tek şeyin simgesi olacaktı: Onun dönüş umudunun.
A'raf Suresi 174. Ayet
İşte böyle ayetleri açık açık bildiriyoruz. Umulur ki dönüş yaparlar.
Sayfa 172 - Diyanet YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
<3 Aşkın istediğinde değil, gerçekten ihtiyacın olduğu zaman seni bulduğuna inanıyorum. Kendiliğinden, zorlamadan olan bir şeyden bahsediyorum.
Sayfa 96
^ İnsanın yapmayacağı şeyleri yapmasıdır aşk.
Sayfa 96
İmanın kuvvetlenmesi/ kesinleşmesi için nefsin mutmain olması gerektiğini anlıyoruz. Bir insan Allah’ın kudreti/ melekutu ile ilgili gördüğü bazı olağanüstü olaylar yanında okuyarak ve araştırarak, ibadet ve zikre devam ederek nefs-i mutmainne makamına ulaşabilir. Ondan sonra Rabbe tam bir dönüş ve Salih kulların arasına katılması söz konusudur..
... ruh kaybı, depresyon haz,şevk ve canlılık kaybı veya başka olumsuz dışavurumlar ile yürüyen ölülere dönüş.
Reklam
Toprağa dönüş ve toprağa kendini ve­riş onun, 1922-1930 arasındaki hayat hikayesinin, denebilir ki, bü­tünüdür.
"Bir yol bulacaksınız,o uğurda çalışacaksınız, hedefinizi gerçekleştirmek için bir yol arayacaksınız,yol yoksa da o yolu yapacaksınız.Bir defa geçtiğiniz yoldan da bir daha geri dönmeyeceksiniz.Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır.Hedef bulmak, yol açmak ve aynı yoldan geri dönmemek... Hayattaki gayemiz budur."
^ Bazı yaralar ilaçla, bazıları unutarak, bazılarıysa bir şarkıyla iyileşirmiş.
Sayfa 94
^ Tıpkı parmak izimiz gibi sevgiyi tanımlama biçimimiz de her birimize özgü, biricik.
Sayfa 87
Reklam
Kelebekler özgürdür; saldım onu hayata. Bundan sonra kendi öğrenecek hayatı, hatalar yapa yapa,doğruyu bulacak… eğer doğru varsa!
Insan ancak varlığın çobanı olarak varlığın hakikatinin başında beklediği zaman, kuru bir bilme isteğine kapılmaksızın, varlık yargısının sahneye çıkmasını umabilir.
Belirli bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte bu noktaya erişmek gerekir.
Tezer Özlü'den iç burkan birkaç görüntü, bu resmi taşradan merkeze taşıyan, bu tozlanmış ruhun çırpınışına harf harf bir başka gerçeklik yaratan yeni bir bunaltı haritası olacaktır: "Şimdilerde... Sokak aralarından geçerken... gözüme pija- malı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaş- mışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara kadar yayılıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek... isterim hep." Bu ruh atlasında, bu fiziki coğrafyada insan, önce şaşmaz bir şekilde, kendi hayatının dışındaki her şeye derin bir hay- ranlık duygusu besleyecektir. Başka hayatlar; yıldızlar, ırmak- lar, yollar kılığında günde bin kez kirpiklerinden gövdesine akıp duracaktır. "Kitapların, türkülerin, filmlerin başka dünyala- ra yağdırdığı yağmurlar bir iyilik, bir arınma gibi oralarda yaşayan herkesi köpük köpük çoğaltacaktır. Başka insanların baktığı pence- reler güleç, başka güneşlerin vurduğu sular derin ve mavi olacaktır. Evlere dönüş, hak edilmiş bir şenlik olacaktır başka dünyalarda. Bir ip gibi insanların boğazına oturan sokaklar, ufukların ardında insan içine karışmış bir gökyüzüne dönecektir. Burada mutluluk kişiliksiz bir duyguyken, uzaklarda acı bile yaşama bağlayacaktır insanı." (Bir Gün Ölümden Önce)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.