İki dene bağ vardı. Biri benim olsa yeter... Bir evlek’i benim olsa yeter... Sözüm sana değil, kurtulurum el kapılarından. Damım olur... Allah bir helal süt emmiş nasip eder. Bir dünya yüzü görmüş olurum. Kıl ucu yaşar giderim gönlümce... Ahir ölüm değil mi Abi... Ahir ölüm... Bu zulmun ne sevabı var? Bu zulum niye kanat gerer üstümüzde?..
İnsan bazan bir başına ve belki de kendine gülmek istediğini delice duyar içinde. Bu olanağı bulmassa sidiği sıkıştırmış gibi acı duyar. Ama bedende değil yürekte. İnsanın ağıt burun ucuna dek gelip doya doya ağlayacak bir yer bulamaması aynı acıyı dağıtır yüreğe..
Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lahza duymaksa, bir türlü aşamayacağı bir çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de, benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk..