Bence Türk edebiyatının en güzel romanlarından dünya edebiyatında da yer edinmesi gereken bir roman bu kadar harika bir üslu pek görülmez okuyun pişman olmayacaksınız
40 sayfa geride kaldı fakat bir türlü dahil olamıyorum romanın atmosferine. Karakterler, zaman, niyetler, amaçlar hiç kafamda canlanmadı. Biraz daha sabretmeliyim sanırım.
Ölüm sırasını bekliyor aslında, hayattan sonra gelecek olan sırasını. Ama biz o sırayı bilsek de deve kuşunu taklit ediyoruz. Bir gün o bilince ulaşmak dileğiyle...
Kitaba o kadar şevle başlamama rağmen ilerletemedim. Sarmadı beni olaylar çok düz geldi bir olay bile goremedim. Belki havamda degildim. Aslinda kitap konu olara kuvayi milliyecileri halkın gözunde anlatmış nasıl görundüklerini saltanat destekçisi İstanbullu hocanın dönüsumünu. Şimdilik yarım kaldi ama mutlaka tamamlayacağim. Yarim kalan kitap hiç sevmem
Küçük AğaTarık Buğra · Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları · 19929,9bin okunma
En çekindiğim şey buydu. Tıpkı sizin yaşadığınızı yaşama endişesi. Yarım kalınca kitabı tamamlamak çok zor oluyor. Eğer bir de kalın bir kitapsa.
En iyisi biraz daha bekleteyim Küçük Ağa’yı, ağalar bekletmeye gelmese de :)
Bu arada yarım kalmasında yayınevinin de etkisi olabilir mi? Hangisini almalı acaba?
Ne yazmaya çalışsam boşa gidiyor sanki. Hiçbir cümlem bu kitabın bende yarattığı etkiyi anlatamayacak. Ne kadar da yerinde bir kitap ismi.. Ne kadar da mütevâzı... Keşke içimizdeki hissen yoksulluğumuz gerçekte dışımıza da yansısaymış. Herkes yoksulluğunu farketmiş bu kitapla birlikte, umarım biraz daha yön verebiliriz o halde hayatımıza.
Ben kimim, diye sormaya başladım kitap bitince; Engin miyim, Süheylâ mıyım? Yoksa ikisi bile değil miyim? Ya da hem Süheylâ hem de Enginmiyim. Mesela ben karşıma çıkan insanlara bu halin ne diye sorsalar, müslüman olduğumu söyleyebilir miyim, sevdiğim adamı terkedebilir miyim Allah yolunda -ki belki de kitaba anlamını veren sahne de bu olsa gerek- veya ne biliyim Engin gibi sahip olduğum tüm zenginliklerin farkında bile değilim belki de.
Bu kitaptan benimle gelecek bir sürü kısım var. Süheyla'nın bir gün Üsküdar sahilinde otururken birden ezan okunmaya başlıyor ve Süheyla 'hayyalelfelah' sesini duyuyor, Engin'in nişanlandığı haberini tam da o gün duyuyordu Süheyla. Sahi, umarım biz de en umutsuz olduğumuz vakitte kurtuluşa erebiliriz.
Veya Engin'in gökyüzüne baktığında bir yıldızın kaydığını görmesi.
Bizim dışımızda gerçekleşen o kadar güzel olaylar var ki hayatımızı kaplayan keşke bunların farkında olabilsek... Keşke en çaresiz olduğumuz vakitlerde yüzümüzü yaratıcıya dönebilsek. Yoksulluğumuzu farkedebilsek ve imanın zenginliğiyle hayat bulsak. İnşallah o halde.
Ansınız karşıma çıktı bu kitap. Masamın üzerine konulmuştu, al oku diye. Yazarı da ilk defa duyuyordum. Hemen 1K’ya koştum.
Sizin değerlendirmenizden sonra dedimki kendime “Galiba zamanı geldi, inandığın gerçekle yeniden yüzleşme zamanı.”
O nedenle sıradaki kitabı bir arkaya atarak başlıyorum yoksulluğu farketmeye.
Saygılar..