Hakan Özer

Hakan Özer
@ehozer
Kitaplar güzeldi. Büyük laflar etmek eşsizdi. Kitaplarda yazılanları paylaşmak... yetmiyordu. Bir sigara daha yaktı. Daldı karanlığa.
Yazyalnızı - İki Deli Derviş
Yazyalnızı - İki Deli Derviş
Behçet Çelik
Behçet Çelik
Akıllı böbürlenme yoktur. Bu bir içgüdüdür. Üstelik, her şey bir yana, övünmeyi sevmeyen adam da yoktur. İnsanların birbirlerine az çok keyifle katlanabildikleri neredeyse tek rol, hayran paspas rolüdür. Bu askerlerle düş gücümü fazla zorlamama da gerek yoktu. Sürekli hayran olmuş görünmek yeterliydi. Birinden hep savaş öyküsü anlatmasını istemekten kolay ne var? Hele bu adamlarda anlatacak çuvalla öykü varken.
Reklam
Kahramanlık öyküleri, belden aşağı öyküler gibidir, dünyanın tüm askerleri bundan her zaman hoşlanmışlardır. Aslına bakılırsa, subay olsun ya da olmasınlar, erkek milletiyle bir tür barış ortamı, yani kırılgan ateşkesler elbette, ama yine de değerli, yaratmak için gerekli olan şey her koşulda budalaca böbürlenmeler içinde debelenmelerine, yayılıp saçılmalarına olanak sunmaktır. Akıllı böbürlenme yoktur. Bu bir içgüdüdür. Üstelik, her şey bir yana, övünmeyi sevmeyen adam da yoktur. İnsanların birbirlerine az çok keyifle katlanabildikleri neredeyse tek rol, hayran paspas rolüdür. Bu askerlerle düş gücümü fazla zorlamama da gerek yoktu. Sürekli hayran olmuş görünmek yeterliydi. Birinden hep savaş öyküsü anlatmasını istemekten kolay ne var? Hele bu adamlarda anlatacak çuvalla öykü varken. Kendimi neredeyse hastane döneminin en güzel günlerine geri dönmüş hissedebilirdim. Anlattıkları her öyküden sonra, Brandelore’dan öğrenmiş olduğum üzere, onları onayladığımı güçlü bir vurguyla teyit ediyordum: “Şanlı bir tarih sayfası diye buna derim işte!” Bu ifadeden daha iyisini ara ki bulasın. O kadar çekinerek biat etmiş olduğum bu takım, yavaş yavaş beni ilginç bulmaya başlıyordu. Bu adamlar bana savaş hakkında, eskiden, hastanedeki arkadaşlarla hayali bir yarışa kapıldığımız sırada işittiğim ve sonradan kendim de anlattığım kadar çok sayıda maval okumaya başladılar. Yalnızca bu seferki palavraların vuku bulduğu mekânlar farklıydı ve Vosges ya da Flandres’da değil, Kongo ormanlarında yeşeriyorlardı.
Bu kendi kendini küçük düşürme sınavı sürerken, beni zaten terk etmeye hazır olan onurumun, adım adım, daha belirgin bir şekilde silindiğini ve uzaklaştığını, benden tamamen, bir anlamda resmen, koptuğunu fark ediyordum. Ne derseniz deyin, bu bayağı keyifli bir andı. O hadiseden itibaren, sonsuz derecede özgürleştim ve hafifledim, manevi açıdan tabii. Aslında belki de yaşamda başını beladan kurtarmak için en sık gereksinim duyduğumuz şey korkudur. Bana gelince, o gün bugün bir daha asla başka bir silaha sarılmak istemedim, ne de başka bir fazilete.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asker dediğin, öldürmediği sürece çocuktur. Onu kolayca neşelendirebilirsiniz. Düşünmeye alışkın olmadığı için, onunla konuşulduğunda sizi anlamaya çalışmak için bunaltıcı çabalar sarf etmeyi göze almak zorunda kalır. Yüzbaşı Frémizon o an beni öldürüyor değildi, içki de içmiyordu, ne ellerini ne de ayaklarını kullanarak herhangi bir iş yapmakta da değildi, yalnızca düşünmeye çalışıyordu. Bu da onu fersah fersah aşan bir çabaydı. Aslına bakılırsa, onu kafasından kavramıştım.
Bu sözleri duyar duymaz rahat bir soluk aldım. Önlenmesi olanaksız bir itlafa kurban gitmekten korkmuştum, ancak, değil mi ki konuşmaktaydı, yani yüzbaşı, bana bir kurtuluş olanağı sunmaktaydılar. Bu fırsata dört elle sarıldım. Onursuzluğun her türlüsü olağanüstü bir umuda dönüşür, işini bilenler için. Bence öyle. İnsan postu deldirmekten kurtulma yöntemi konusunda asla kılı kırk yarmaya kalkışmamalı, ne de maruz kaldığınız mezalimin nedenlerini anlamaya çalışmakla boşa zaman geçirmeli. Paçayı sıyırmak bilge olana yeter de artar bile.
Reklam
Reklam
8,9bin öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.