Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tayfun Eliş

Tayfun Eliş
@elistayfun
“Hayat, tesadüflerin güzel renkleriyle boyanmış bir tablodur."
53 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
140 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Seher
Farklı hikayelerin kendi içinde barındırdığı bambaşka hayatlar. Aslında sürekli tanık olduğumuz ama umursamadığımız ve duymak istemediğimiz durumlar. Bir çırpıda okunabilir. Hikayeden hikayeye atlıyorsunuz. Tabi ki bazı hikayeler çok üzüyor. Bazıları da tebessüm ettirebiliyor. Selahattin Demirtaş'ın o insanın içini ısıtan dilini bu kitabında hissettim. Bazı hikayelerde olaylar çabuk gelişip çabuk sonuçlandı. Hani birşey izlerken biter de bitmesini istemezsiniz. Onun gibi hissettim. Bazı hikayelerinde kendi hayatından kesitler var. Bu kısımları sevdim. Toplumsal olaylara duyarlılığını zaten biliyorduk siyasi kişiliğinden. Bunu kitaba yansıtması ve bu olayları dile getirmesi etkiledi beni. Okumak isteyenlere, öneriyorum bu kitabı. Kolay değil şu zamanda böyle yazar kişiliğine sahip siyasetçi bulmak.
Seher
SeherSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 201711,2bin okunma
Reklam
847 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Taht Oyunları, okumak için geç kaldığım eserlerden bir tanesi. Okudukça her sayfasında kendime hayıflandım. Romanın fantastik ögeler içermesi bir yana. Şahane bir anlatım söz konusu. Müthiş bir akıcılık var. Bu yönden herhalde severek okuyacağınızı düşünüyorum. Benim şahsi olarak romanlarda bir başka konuya geçiş yapıldığında geçmiş konudan kopma durumum oluyordu. Ancak bu kitapta geçişler olmasına rağmen konuya son derece hakim kalabiliyorsunuz ( Diziyi izlemem de etkili olmuş olabilir ). Diziyi izleyenler için şunu söylemek istiyorum. Kitap kendi içinde çok fazla ayrıntı barındırıyor. Yaşanan bir çok olayın altında yatan nedenlere hakim oluyorsunuz. Gerçekten barındırdığı fantastik ögeler, karakterlerle beraber kendisine özgü farklı bir dünyada olduğunuzu hissediyorsunuz. Herkese öneriyorum.
Taht Oyunları
Taht OyunlarıGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20138,9bin okunma
83 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Amok Koşucusu
Stefan Zweig kitapları, uzun bir gemi yolcuğunda limanlardan birine uğramak gibi. Benim için de bu limanlardan birisi. Kitaba gelecek olursak özetle Kalküta'dan Avrupa'ya gelen bir gemide karşılaşan iki kişiden birisi doktor. Olaylarda bu doktorun ağzından anlatılıyor. Arada asıl anlatıcı da araya giriyor. Kitabı okurken aslında insanın bazı dehşet anlarında kendinde olmadığında kötü şeyler yapabileceğini düşündürtüyor. Hindistan'da kendini yalnız hisseden bir doktor, kendi gibi bir Avrupalı kadının yardım talebinden sonra ona karşı saplantılı bir duygu besliyor. Tabi bu durumun sonradan neden olduğu başka hadiseler meydana geliyor. Psikolojik çöküş süreci kısaca. Son derece akıcı bir dile sahip. Tek seferde okunacak bir kitap.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2018111,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
207 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Leylim Leylim
Milena'ya Mektupları okuduktan sonra aslında mektup olayındaki samimi duygulara ve gerçek tepkilere hayran kaldım. Sonuç olarak belli bir kurgu kaygısı yok ve olduğu gibi insanın kendisini yansıtan sözler olması etkileyici gelmişti. Leylim Leylim ise Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşuyor. Bu mektuplar sonradan Leyla Erbil'in
Leylim Leylim
Leylim LeylimAhmed Arif · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201316,3bin okunma
79 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Satranç
Kitabın içeriğiyle ilgili pek birşey anlatmayacağım. Rahatlıkla bir saatte en kötü bir buçuk saatte okunacak bir kitap. Bakmayın 3 günde bitirdiğim yazdığına. Bu sabah okumaya başladım. Kısaca olayın özüne değinmek gerekirse dünyaca ünlü bir satranç ustası var. Mirko Czentovic adındaki bu satranç ustası aslında dışa karşı kapalı hatta bir çok
Satranç
SatrançStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2018237,6bin okunma
Reklam
400 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Milena'ya Mektuplar
Bir aşktan daha fazlası bence Milena'ya Mektuplar. Çünkü kitabı okuduğunuzda aslında durumun basit bir aşk hikayesi olmadığını anlayacaksınız. Dönemin tüm ağır koşullarının yanı sıra iki kişi arasındaki aşkla beraber edebiyata ilişkin paylaşımları, dönemin sosyal yapısı, o dönem yazarlarla ilişkileri, fikir alışverişlerine tanık olabilirsiniz.
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Panama Yayıncılık · 201454,7bin okunma
160 syf.
5/10 puan verdi
·
17 saatte okudu
Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz
Öykülerden oluşan bir kitap. Öykü kitaplarında çok sayıda öykü olduğu zaman okurken çok fazla bölüm atlıyor hissine kapılıyorsunuz. Tam 17 öykü var kitapta. Bunlardan bir tanesi zaten kitaba adını vermiş. Açık konuşmak gerekirse öyküler çok ilgimi çekmedi. Bazen duygusal, bazen mutlu hikayeler var. Ancak çok fazla yabancı hissettim kitabı okurken. Yani çok fazla kendimizden bir şey bulamıyoruz. Örneğin bir hikayede işte annesi 65 yaşında olan bir adam annesini başka biriyle beraber olurken görüyor vs. Yazarın kendi hayatından kesitler mi bilmiyorum artık. Ama çok ilgimi çekmedi. Okurken hemen bitsin dedim. Öykü kitapları okurken bu hikaye sayısının en fazla 10 ile sınırlı tutacağım. İnanılmaz kopukluklar yaşadım. Dilin akıcı olması bile etkilemedi beni. Ama üst üste iki kitabı yarıda bırakamazdım. :)
Aşk Konuştuğumuzda Ne Konuşuruz
Aşk Konuştuğumuzda Ne KonuşuruzRaymond Carver · Can Yayınları · 2013250 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Yabancı
Aslında çoğu zaman, kendimizi de bazen topluma karşı yabancı hissederiz. Ancak romandaki baş karakterimiz Meursault, bu durumu çok uçlarda yaşayan bir karakter. Annesinin ölümüyle başlıyor olaylar zinciri. Meursault'un, annesinin ölümünün kendisi üzerinde keder yaratmadığı gibi aksine çok umursamaz tavırları hemen göze çarpıyor. Bu tür davranışların herhangi bir toplumda göze çarpmaması olanaksızdır. Haliyle Meursault için de duygusuz bir insan mı sorusunu soruyorsunuz. Okuduğunuz sırada eminim ki bu karaktere çok kızacaksınız. Bazen ahlaki, bazen vicdani ve bazen de insani sorgulamalar yapacaksınız. Hiç bir ayrıntıyı kaçırmamanız gerekiyor. Ve zaten okuduğunuzda göreceksiniz ki çok güzel bir çeviri ve akıcılık var. Roman, iki bölümden oluşuyor. Aslında heyecanlandığım kısım ikinci bölüm. Olaylar monoton devam ederken bir anda hareketlilik kazanıyor. Okurken tat alacağınız bir kitap. Not: Toplumla uyumsuz bir insan olabilirsiniz. Ancak bu insani duygularınızı asla köreltmemeli.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,8bin okunma
65 syf.
·
Puan vermedi
·
12 saatte okudu
Sokrates'in Savunması
Öncelikle benim aldığım bu kitap özet niteliğinde. Bu yüzden bolca alıntı söz barındırmakta. :) Kitabın normal baskılarını internetten bulabilirsiniz. Sokrates'in suçlandığı konular; çocukları yozlaştırdığı ve yoldan çıkardığı, Tanrısız olduğu ve para karşılığı eğitim vermesi. Savunma boyunca her suçlandığı konuya kendine özgü bir tezle cevap vermesi ve savunmasında çok net örnekler vermesi beni mest etti. Dil çok sadeydi. Anlaşılırdı.
Sokrates'in  Savunması
Sokrates'in SavunmasıPlaton (Eflatun) · Müjde Yayınları · 052,9bin okunma
112 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kırmızı Pazartesi
Kitabın kapağında yazdığı gibi "işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü." Kitabın daha başında romanın kahramanının öldüğünü öğreniyorsunuz. Tabi bu tür sonu belli olan romanların insanların büyük kısmında heyecan kaybına neden olduğunu biliyorum. Ancak şöyle bir şeyi gözden kaçırmamak lazım. Romanın kahramanı böyle bir son yaşarken bunun altında yatan nedenleri merak edip okuyunca daha da tat aldım diyebilirim. Dilin akıcılığı konusunda sorun görmedim. Çevirinin sorunsuz olduğunu söyleyebilirim. Okunması gereken kitaplardan bir tanesi. Dipnot: Kitabın bir yerinde Ortadoğu'dan gelen insanlara Güney Amerika'da Türk gözüyle bakıldığı söyleniyor. Türklere, Arap gözüyle bakıldığı tezi Güney Amerika'da çökmüş görünüyor. :)
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 201377,9bin okunma
Reklam
95 syf.
8/10 puan verdi
David Copperfield ( Sihirbaz olmayan ) :)
Kendisi okuduğum ilk kitaptır. :) İlkokulda kitapların olduğu dolaptan arkadaşlarımızla seçtiğimiz kitapları sırayla birbirimize verirdik. Bir kitap seçmem gerektiği söylendiğinde David Copperfield gözüme çarpmıştı. Tabi ki o kitabı almamın nedeni ise Kürk Mantolu Madonna meselesindeki gibi David Copperfield'ı o ünlü sihirbaz zannetmemdi. ( Not: 2003 veya 2004 yılları arası bir dönem ve ben 4. sınıftayım). Kitabı heyecanla aldım. Beklentim şuydu; tabi ki David Copperfield, sihirbaz olduğu için sırlarını anlattığı bir kitap olarak kafamda kurguladım. Maalesef okumaya başladığımda gerçeği öğrendim. Roman çok uzun değildi. İlkokul öğrencileri için hazırlanan bir kitap. David'in babası öldükten sonra annesiyle beraber yaşadığı ve üvey baba şiddeti hatta üvey hala şiddeti gördüğü bir romandı. Tabi ki hatırlamıyorum geri kalan kısmı. Asıl David Copperfield romanının özeti gibi düşünebilirsiniz okuduğum kitabı. :)
David Copperfield
David CopperfieldCharles Dickens · Gendaş Kültür Sanat Yayıncılık · 19993,593 okunma
64 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Stefan Zweig'in bu kitabında bir kadının, sevdiği adama yazdığı mektup var. Adından da anlaşılacağı gibi. :) Mektupta aslında platonik bir aşık kadın var. Ve sürekli bir beklenti içinde karşı taraftan. Tabi ki sevmek güzel bir erdemdir. Ancak sevginin fazla olanı da yararlı değildir kanımca. Hikaye benim için tam olarak bunu anlatıyor. Aslında fedakarlık yaptığımızı sandığımız zamanlarda başka insanların hakkını da elinden aldığımızı düşünmemiz lazım. ( Kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır. ) Dilin yine akıcı olduğunu söyleyebilirim. Ancak benim okuduğum bu kitapta çok fazla kelime yazım hatası vardı. Gerçekten dikkatimi dağıttı diyebilirim. Duygusal yönü fazla olan bir öykü. Okurken acaba fedakarlık mı var bu aşkta (platonik) yoksa bencillik mi diye de çok düşündüm. Okuyanlar varsa üzerine konuşulabilir. :)
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Venedik Yayınları · 2018225bin okunma
61 syf.
7/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Bir Çöküşün Öyküsü
Okuyacaklar için kısa bir özet geçmek isterim. Öyküde geçen Madame De Prie karakterinin saray yaşamından uzaklaşıp daha sade bir hayata geçiş yapmasından sonraki olayları anlatıyor. Öykünün dili son derece akıcı ve anlaşılır. Öykü, yalnızlık teması üzerinden ilerliyor.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · Venedik Yayınları · 201877,3bin okunma
249 syf.
8/10 puan verdi
·
42 günde okudu
Semerkant
Hassan Sabbah ile Nizamülmülk arasındaki çekişmeyi ilk Alamut romanında görmüştüm. O romanda konu genel olarak bu ikili arasındaki rekabet odaklı gidiyordu. Semerkant romanı ise daha çok Ömer Hayyam üzerinden devam ediyor. Romanı okuduğumda aslında konunun sadece Ömer Hayyam'ın yaşadığı dönem üzerinden gideceğini ve öyle biteceğini zannediyordum. Ama daha sonra Ömer Hayyam'ın hayranı olan Benjamin Omar'ın Ömer Hayyam ile ilgili esere veya eserlere ulaşmak için önce İstanbul'a sonra da İran'a kadar süren bir çeşit serüvene tanık oluyorsunuz. Yani roman iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm Ömer Hayyam'ın yaşadığı dönemde geçerken, ikinci bölüm ise Ömer Hayyam'ın eserlerini bulmaya kendini adayan Benjamin Omar'ın yaşadıklarını anlatır. Romanın bazı yerlerinde çok daraldığımı söylemeliyim. Normalde maksimum 5 günde bitireceğim bir kitaptı. Ama bayağı uzun sürdü. Okumak isteyenlerin tarihe ilgileri varsa öneriyorum. Onun dışında tarih bilgisi olmayanlar için biraz uzak bir roman.
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 200161,7bin okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
Alamut
Şuan Semerkant'ı okuyorum. Daha Önce Vladimir Bartol'un Alamut kitabını okumuştum. Bu romanların ortak özelliği Hasan Sabbah ve Nizamülmülk arasındaki çekişmeden bahsetmesidir. Alamut romanı akıcı ve anlaşılır olmakla birlikte bazı yerlerinde sizi şaşırtacak olayları anlatıyor. Hasan Sabbah'ın fedailerini nasıl yetiştirdiği ve kendi davasına nasıl inandırdığı gibi olaylara tanık oluyorsunuz. Nizamülmülk'ün de devlet adamlığının övüldüğü romanda bu ikili arasındaki çekişmenin geçmişine dair bilgilerde mevcut. Şuan okuduğum Semerkant romanı ile Alamut romanlarının içerik olarak olayları anlatmada farklılıkları olduğunu söyleyebilirim. Semerkant'ta Alamut'a göre olaylar daha farklı gelişiyor. İki zıt görüş diyebilirim. Alamut'u zevkle okumuştum sizlere de öneriyorum. Semerkant için de aynı şeyleri söyleyebilirim. Tarihe ilgisi olanların mutlaka okuması gereken romanlardan birisi Alamut.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Yurt Kitap Yayın · 200941,7bin okunma
158 syf.
7/10 puan verdi
Teneke Romanı
Bundan 8 yıl önce kütüphanede başlayıp 2 ila 3 saat içerisinde okuduğum kitap. Konu, klasik köylü-ağa çekişmesini ele alıyor. Sizi sıkmayan ve konunun temelini size doğrudan vermeye çalışan bir roman. Kaymakamın, burda verdiği mücadelede yanında yer alan karakterlerden bazılarını çok sevmiştim. Sömürü düzenine karşı verilen bu kutsal mücadeleyi çok benimsiyorsunuz. Sonuç ne olursa olsun bir insanın gerekli mücadeleyi vermesi sizi etkiliyor. Yaşar Kemal'in en iyi eseri olmasa da siz de bir etki bırakıyor.
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,7bin okunma
Reklam
391 syf.
9/10 puan verdi
Ruhun Gökkuşağı
Mehmed Uzun'un okuduğum ilk kitabı, iyi ki de ilk bu anlatıyı okudum. Ruhun Gökkuşağı kitabını okuduğunuzda Mehmed Uzun'un romanlarını yazdığı zamana hakim oluyorsunuz. Kendi yaşamından bahsederken aslında neden romanlarımı okumalısınızı açıklıyor. Ruhun Gökkuşağı kitabında başta Yılmaz Güney olmak üzere bir çok tanıdık isimle anılarına şahit oluyorsunuz. Çok etkilenmiştim okuduğumda. Bu yüzden o hafta içinde çoğu roman kitabını almıştım. Eğer romanlarını okumadıysanız ve okuyacaksanız. İlk olarak Ruhun Gökkuşağı kitabını okumanızı öneririm. Ben iyi ki öyle yaptım diyorum.
Ruhun Gökkuşağı
Ruhun GökkuşağıMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 2013735 okunma
688 syf.
9/10 puan verdi
Suç ve Ceza
Lisenin başlarında okuduğum bir roman. Kitabı o zaman okuduğumda ( 2009 yılı) ben de bıraktığı ruh hali pek iyi değildi. Hatırladığım kadarıyla insanı kendisinin içine çeken bir roman. Bir yerde Raskolnikov olmak istiyorsunuz. O karakterle kendinizi fazlaca bütünleştiriyorsunuz. O zaman okuduğum kitabın çevirisinin çok kötü olduğunu hatırlıyorum. Suç ve Ceza'nın her insanın okuması gereken kitapların başında geliyor.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2015159,8bin okunma
184 syf.
7/10 puan verdi
Şeker Portakalı
Tatlı ve şımarık çocuk Zezé'nin başından geçen olayların anlatıldığı bir roman. Zezé'nin zeka dolu müthiş potansiyelinin aslında sevgisiz bir ortamda nasıl yok olduğuna tanık oluyorsunuz. Aslında hayatımızda yer alan insanların bize ne kadar etki ettiğine dair de olaylara tanık oluyorsunuz. Akıcılık konusunda bir problem görmedim. Ancak bazı yerlerde insanı çok fazla "bunaltan" tekrar gördüm. Genel itibariyle aslında çocukların hayal güçlerinin ne denli yüksek olduğunu ve bunun farkında olarak onlara karşı nasıl davranmamız gerektiği üzerinde düşünmemi sağladı. Roman okunmaya değer. Özellikle okuduktan sonra filminin de izlenilmesini öneriyorum. Bazı karakterlerin kafamızda kurguladığımız şekillerinin vücut bulan hallerini görmek epey güzel gelmişti bana.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022230,5bin okunma