Ahmet H.

İnsan amacını -ne pahasına olursa olsun kendini adayarak, azim ve özveriyle gerçekleştirmek istediği amacını- bir kez saptadı mı artık onun boyunduruğu altına girmiş demektir; hayatın kendisi bu amacın boyunduruğu altındadır artık. Böylece, başka, bambaşka şeyler yapabilme olasılığına sırt çevirmiş oluruz. Oysa, değişiklik tohumunu, bambaşka bir şey yapma potansiyelini içimizde her zaman taşırız. Irmağı geçerken bile at değiştirebilmeliyiz; düzen "böyle yapılmaz" diyor diye bundan çekinmemeliyiz. Daima bu olasılığa açık tutmalıyız kendimizi, bu olasılığın var olduğunu unutmamalıyız.
Sayfa 192Kitabı okudu
Reklam
Biz, özgür olmaktan korkuyoruz aslında. Yerleşik düzenin dikte ettiği, herkesin de karşılıklı olarak kabullendiği tutum ve davranış sınırlarının içinde kalmak istiyoruz. Bizi nihai bağımsızlığa götürecek adımı atmaya cesaret edemiyor, kendi içimizdeki sese kulak vermekten çekiniyoruz. Çünkü öyle yaptığımız zaman, bize genellikle deli deniyor. Bize deli denmesini istemiyoruz. Bize deli denmesinin ve deli muamelesi yapılmasının sonuçlarına katlanacak gücümüz yok.
Biz, özgür olmaktan korkuyoruz aslında. Yerleşik düzenin dikte ettiği, herkesin de karşılıklı olarak kabullendiği tutum ve davranış sınırlarının içinde kalmak istiyoruz. Bizi nihai bağımsızlığa götürecek adımı atmaya cesaret edemiyor, kendi içimizdeki sese kulak vermekten çekiniyoruz. Çünkü öyle yaptığımız zaman, bize genellikle deli deniyor. Bize deli denmesini istemiyoruz. Bize deli denmesinin ve deli muamelesi yapılmasının sonuçlarına katlanacak gücümüz yok.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Suskunluk, duyuların yoğunlaşmasına yol açar insanlar arasindaki sessizlik, iletişimin çoğalmasını sağlar. Çünkü sessizliğin içinde, ikimizden ya da üçümüzden daha büyük olan bir şeyi paylaşız. Sessizlik, duyularla algılananların tümünün doruk noktasıdır. Söylenen sözcük, sessizliğe yapılmış bir müdahale, bütünlüğe yapılmış bir tecavüzdür. Sözcükler toplam deneyimimizin küçücük bir bölümünü bulandir, farklılaştırır, sınıflandırır ve en sonunda onu yeni baştan düzenler. Bu, durgun suya bir tas atip olusan halkalar yüzünden suyu eskisi kadar açık seçik görememeye benzer. Bu bağlamda sözcük, taşın kendisidir.
Sözün ve yazının çürümesi tüm diğer çürümelerin işaretidir; hem neden hem de sonuçtur. Kendi ruhunu arındırmadan ne sözü ne de yazıyı arındırmak hayal edilebilir. İçinde yaşadığımız dönem bu bakımdan tehlikelerle doludur: Bunları uzak tutmak için uyanık olmak gerekir.
Reklam
Çözülmesini İstemiyorsan Bağlama
Çıkar ilişkisinde taraflar ne kendilerini ne de karşılarındakini (muhatabını) koruyabilir. Çıkar ilişkisinde korunabilen sadece çıkardır. Çıkar korundukça da (karlı çıkan hangi taraf olursa olsun.) olayın kahramanı olan insanlar kayba uğrar; lakin çıkar yani kar büyür. Kar insanlara egemen olur. İnsanlar kendilerine çalışmazlar, kara hizmet ederler ve kendilerinin karlı çıktığını sanarlar. İnsanlar arasında çıkar bağı değil de gönül bağı varsa, her biri muhatabını korumayı gözeterek davranacaktır. Bu yüzden taraflar ilişkilerin dengeli ve eşit olmasını istemeyecek ve bilakis dengeyi ve eşitliği karşısındaki lehine bozmaya çalışacaktır. Karşısındaki mi dedim? Dil sürçmesi. Gönül bağı ile bağlı insanlar bağlandıklarını karşılarında görmezler. Hatta onu kendilerinden ayırmazlar bile. Gönül bağı ortadan kalkabilir bir bağ değildir. Çünkü gönülden bağlı olanlar nasıl, ne sebeple ve hangi şartlar altında bağlı olduklarını bilmezler. Bağlılıklarını bir usule bağlamış olsalardı, her usulsüzlük bu bağı çözerdi. Bağlarının bir sebebi olsaydı, o sebeple birlikte bağ da kaybolurdu. Belli şartlarda gönül bağı tesis edilebilseydi, o şartlara hakimiyetle gönüllere hakimiyet mümkün olurdu. Halbuki gönül bağı çözülmez çünkü gönlün nereden bağlı olduğu bulunamaz
Neden kör olduk. Bilmiyorum, bunun nedeni belki bir gün keşfedilir. Ne düşündüğümü söylememi ister misin? Söyle, sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük. Görem körler mi! Gördüğü halde görmeyen körler mi ?
Sayfa 310Kitabı okudu
Çevrenizdekilerden üstün olmanın asil hiçbir yanı yoktur; gerçek asalet, önceki benliğinizden üstün olmaktır.
Sayfa 227Kitabı okudu
"Bazı insanlar, birisine iyilik yaptıklarında hemen bunun karşılığını almak için fırsat kollarlar. Bazıları da fırsat kollamazlar belki, ama yaptıkları yardımın bilincindedirler ve bunu ödenmesi gereken bir borç olarak görmeye devam ederler. Ama bazı insanlar vardır ki, bunu bile yapmazlar. Karşılık beklemeden üzüm veren bir bağ gibidirler... Başkalarına yardım eder... Sonrasında da dönüp giderler... Biz de öyle olmalıyız."
Sayfa 290Kitabı okudu
Bir insana, olduğu kişi gibi muamele ettiğiniz zaman, onu olduğundan daha kötü hale getiririz; oysa içinde taşıdığı cevher sayesinde olabileceği kişiymiş gibi davranırsak, onu olması gereken kişi haline getiririz.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Edep nedir bilir misin? Edep, kılıcını son haddine kadar keskinleştirmendir, öyle ki, kesmek zorunda kaldığın kol ıstırap duymasın. S.Hüseyin Nasr
"Müslümanın çabasının asıl özelliği, kendi doğrularını ortaya koyma noktasında toplanıyor, diyoruz. Başkasının yanlışını düzeltmekten, onu düzelteceğim diye uğraşmaktan çok, kendi doğrusunu ortaya koyarak onun geçerliliğini sağlamayı öne alan tavır: başkasının yanlışını belirlemek bu çabanın olsa olsa bir sonucu olabilir, sebebi değil. Bir kez 'Allah' dedikten sonra, her çeşit putla, putçukla savaşmak şarttır; fakat savaşın mücerret sebebi putlara karşı koymak değil, Allah'ın vaz ettiği" dini, insanlar arasında yürürlüğe koymaktır. Putlara karşı savaşmaksa, sadece savaşma sebebinin doğal sonucu olarak ortaya çıkıyor."
"Müslümanın İslam'dan taviz vermeye hakkı yoktur. İnsan ancak sahip olduğu haklar üzerinde tasarruf edebilir, ancak kendi haklarından feragatte ve fedakarlıkta bulunabilir. İslam, Müslümanlara bir emanettir. Onun hükümlerini insan olarak ben getirmediğim için bu hükümlerden taviz verme hakkını da kendimde göremem. Kimse, haiz olmadığı bir hakkı başkasına devredemez."
Zaman, başarı ve başarısızlık arasındaki boşluğu büyütür. Zamanı neyle beslerseniz zaman onu katlar. İyi alışkanlıklar zamanı müttefiklerinize dönüştürür. Kötü alışkanlıklar ise düşmana.
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.