Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E. Nur

Pizarro’nun başarısında etkili olan nedenler arasında tüfeklere, çelik silahlara ve atlara dayanan askeri teknoloji vardır, Avrasya’da her zaman görülen bulaşıcı hastalıklar vardır, Avrupa’nın denizcilik teknolojisi vardır, yazı vardır. Bu kitabın adı bir bakıma, Avrupalıların başka kıtalardaki halkları egemenlikleri altına almalarına olanak tanıyan bu yakın nedenlerin kısaca ifade edilmiş biçimidir.
Sayfa 87
Reklam
Pek çok sesi birbirinden ayırt edemiyordu artık, neşelileri gözü yaşlılardan, çocuksuları erkeksilerden ayıramıyordu, bir bütün oluşturuyordu hepsi, özlemin yakınması ve bilen kişinin gülüşü, öfkenin haykırışı ve ölen kişilerin iniltisi, hepsi birden şimdi, hepsi iç içe geçmişti, birbirine bağlanmış, binlerce kez birbirine sarılıp dolanmıştı. Ve tümü, bütün sesler, bütün amaçlar, bütün özlemler, bütün çileler, bütün hazlar, bütün iyi, bütün kötü şeyler, tümü birden dünyayı oluşturmaktaydı. Tümü birden oluşumların ırmağı, tümü birden yaşamın müziğiydi.
Sayfa 133Kitabı okudu
Nasıl ki çağdaş yoğun üretimde malların standartlaştırılması bir gereklilikse, sosyal süreçte de insanların standartlaştırılması öyle bir gerekliliktir. Ve bu işe “eşitlik” denmektedir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan ancak aklını kullanarak, bir daha elde edememek üzere yitirdiği insanlık öncesi uyumun yerine yeni, insanca bir uyum koyarak ilerleyebilir.
Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Sonra köşeyi gördü. Bazen, görünür bir sebep olmadan, insana önünden geçtiği yapı, bir sokak köşesi, üstünde oturduğu sandalye hayatında önemli bir yer tutacakmış gibi gelir.
Şunu iyi bilmelisin sevgili Kriton! Yanlış konuşmak sadece dile karşı işlenen bir suç değildir, aynı zamanda ruhlara da zarar verir.
Sayfa 173Kitabı okudu
Artık ayrılma vakti geldi çattı, ben ölmeye, sizler de yaşamlarınızı sürdürmeye gidiyorsunuz. Hangisinin daha iyi olduğunu sadece tanrı bilebilir.
Göründüğü kadarıyla, ikimiz de güzellik ve iyilik hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. O, hiçbir şey bilmediği halde bir şeyler bildiğini sanıyor, oysa ben hiçbir şey bilmemekle birlikte bunun bilincindeyim. Bu durumda, hiçbir şey bilmediğini bildiğim için, az da olsa ondan daha bilgeyim sanırım.
Yasın psişik bakımdan çok özel bir işlevi vardır; yaşayanların ölüye ilişkin anılarını ve ölüden beklentilerini ondan koparıp almak.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Ölen kişilere duyulan düşmanlığa her vakit yol açan başlıca nedenin, bilinçdışında onlara karşı beslenen düşmanlık duygusu olduğu gerçeği gözardı edilecek gibi değildir. En çok değer verilen, kendine herkesten yakın hissedilen kişilere karşı beslenen düşmanlık duygusu, ilgili kişiler yaşadığı sürece latent (gizli) olarak insanın içinde varlığını sürdürür, yani ne doğrudan ne de bir yerdeş ürünle dolaylı olarak bilinçte boy gösterip kendini ele verir. Aynı zamanda hem sevilen, hem kin ve nefret duyulan kimselerin ölümünden sonra böyle bir şey düpedüz olanaksızlaşır. Dolayısıyla, iki duygu arasında ister istemez bir çatışma patlak verir. Ölümle birlikte ölen kişiye karşı yoğunluğunu artıran sevecenlik duygusu, sonunda bilinçdışında latent olarak yaşayan düşmanlık duygusunun varlığına katlanamaz duruma gelir; öte yandan, bu düşmanlık duygusundan bir memnunluk duygusunun gelişip ortaya çıkmasına da göz yummak zorundadır. Böylece bilinçdışındaki düşmanlık duygusu dışyansıtım yoluyla ortadan kaldırılarak kötü ruhlar tarafından cezalandırılma korkusunu açığa vuran seremoninin yolu açılır ve zamanla tutulan yasın, ayrıca duygusal çatışmanın gücü azalır, sonunda ölülere ilişkin tabu zayıflar ya da unutulup gider.
Sayfa 112Kitabı okudu
Nevrozlu hastalar kendilerini katlanılmaz olarak duyumsar, temas yoluyla yanlarındaki yörelerindeki kişilere bulaştıracakları salgın bir hastalığın taşıyıcısı gibi görürler. Başta tabu yasaklarını incelerken tabunun da başkalarına bulaşma ve geçme özelliğini içerdiğini belirtmiştik.
Silahlanma yarışının töre duygularını nasıl çarpıttığı olağanüstü bir şeydir doğrusu, çok da üzücüdür üstelik. Şimdi ben bir kişiyi bile bile kanser etsem adım canavara çıkar, ama bile bile birkaç bin kişiyi kansere sürüklediğimde, soylu bir yurtsever olurum.
Osiris'e insan soyunu ortadan kaldırmaması için yalvarmaya ben gitmiş olsaydım, şöyle derdim: Ey adaletli acımak bilmez yargıç, soydaşlarımın yer yüzünden silinmesi pek yerindedir, özellikle günümüz için yerindeliği su götürmez bu yargının. Ama biz hepimiz suçlu değiliz, aramızdan ancak birkaçı olayların akışıyla içine sürüklendiğimiz bu durumdan gayrı bir durumun özlemini duymayacak körlüktedir. İlk çağ bilgisizliğinin bataklığından, çağlar boyu süregelen bir varoluş savaşından daha yeni çıktığımızı unutmayın.
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.