Oguzhan Emre

Oguzhan Emre
@emreoguzhan
Mektup yazdığı kalemi kaldırdı. Sigarayla kibriti cebine soktu. Yatağın üstüne oturdu. Bir yaşantıyı tam bitirmeli. Hiç bir iz kalmamalı ondan. Yeni yaşantılar için. Yeni yaşantılar için. Bunu önceden bilseydim, yaşantı milyoneri olmuştum. Ha-ha.
Reklam
Bütün hayatımı, en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hesapladığım iyiliklerin hayaliyle geçirdim albayım.
Oguzhan Emre

Oguzhan Emre

, bir kitabı okumaya başladı
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay
9/10 · 31,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Oguzhan Emre

Oguzhan Emre

, bir kitabı okumaya başladı
Işık Bahçeleri
Işık BahçeleriAmin Maalouf
8.1/10 · 4.111 okunma
240 syf.
4/10 puan verdi
İzlediğim bir filmi (Tinker, Tailor, Soldier, Spy) oldukça gerçekçi bulup, beğenmem sonucu araştırdığım yazarın en meşhur kitabı olması sebebiyle büyük beklentilerle okudum fakat ne yazık ki aradığımı bulamadım. Detaylarda boğuldum, bitmesi gerektiğini düşündüğüm yerde bitmedikçe sabrım tükendi. Belki de beklentim çok yüksekti. Belki bu kitabın da film olarak sunulması kitaptan daha çok haz verebilecektir. Beğenmedim.
Soğuktan Gelen Casus
Soğuktan Gelen CasusJohn Le Carré · Kırmızı Kedi · 2014248 okunma
Reklam
464 syf.
·
Puan vermedi
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı hem aptallık, hem inanç devriydi hem de kuşku, aydınlık mevsimiydi, karanlık mevsimiydi, hem umut baharı hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana…” Başlarken farkına varmadan okunup geçilen bir cümlenin, kitap bittiğinde aslında kitabı en iyi anlatan cümle olduğuna kanaat getirdim. Kötülüğün, daha büyük kötülüğü doğurduğu oldukça acımasız fakat toplumsal özgürlüğün icadı gibi kabullendiğimiz bir dönemin romanı.
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202359,3bin okunma
240 syf.
4/10 puan verdi
Soğuktan Gelen Casus
Soğuktan Gelen CasusJohn Le Carré
7.4/10 · 248 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
1889 yılında yayınlanmış bu kitap, sanki okunduğunda günümüzde yazılmış hissiyatı veriyor. Konuların işlenişi, diyaloglar ve bir çok detay, yazarın olağanüstü şekilde zamanını aştığını gösteriyor ve hayrete düşürmekle bilrikte, saygıyı fazlasıyla hak ediyor. Kitapta yazarın karakterler üzerinden verdiği mesajın aynısını kitabın sonunda açıklama şeklinde bir de kendisinden dinliyoruz. Din, mezhep ayrımı gözetmeksizin karakterler üzerinden yazarın parmak bastığı toplumsal görüler, aslında bir insanın kendine inanışlarının emrettiği yasaklar olmasa bile yalnızca erdemli yaşamayı düstur edindiğinde dahi uzak durması gereken olgular olarak işlenmiş. Yahut bu konuyu biraz daha basit görmek istersek, kendi toplumumuza yakın olarak, olayın geçtiği Hristiyan toplumunun ve buna dahil olan karakterlerin dahi onaylamadığı anlatılmış. Tüm bu toplumsal eleştirilerin haricinde, kadın erkek ilişkileri ve evlilik kurumunun istenmeyen sonuçlar ve durumlarla yüzleşildiğinde ne noktaya gelebileceği gösterilmiş. Okunması ve okutulması gereken ve ders veren bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kreutzer Sonat
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Can Yayınları · 202010,8bin okunma
Artık anlaşmazlıklarımız karşılıklı düşmanlığımızı doğurur olmaktan çıkmış, düşmanlıklarımız anlaşmazlıklarımızı doğurur olmuştu.
Reklam
Köylülerin az da olsa bir bölümünün alışılmış yemeği ekmek, kvas, bir de soğandır. Bu yüzden sağlıklı, dinç olurlar. Tarlada rahat çalışırlar. Demiryolunda çalışırken ise daha iyi şeyler yerler: Pilav, yarım kilo et... Yedikleri eti on altı saat el arabasıyla beş yüz kiloluk taşları taşıyarak eritirler. Böyledir onların yaşamı. Ama bizlerin mideye indirdiğimiz bir kilo eti, av eti, balık, türlü türlü yiyecekler, içki nereye gidecek? Duygusal aşırılıklara.
Zaten az önce de belirttiğimiz gibi, bilgelik ya da deliliğe, yahut sık sık görüldüğü üzere, her ikisine birden gömülmüş beyinler hayat olaylarına ancak pek yavaştan nüfuz edebilirler.
Mükemmelliğiniz, üstünlükleriniz, nitelikleriniz umurumda değil. Her nitelik bir kusura dönüşür; tutumluluk cimriliğe varabilir, cömertlik müsriflikle yan yanadır, yiğitlik kabadayılığın bir adım ötesindedir; çok dindar olduğunu söyleyen yalancı sofudur; erdemin içinde Diyojen'in hırkasındaki delik kadar günah vardır. Kime hayransınız, ölene mi öldürene mi, Sezar'a mi Brütüs'e mi? Genellikle öldürenden yana olunur. Yaşasın Brütüs! O öldürdü. İşte erdem budur. Erdemi kabul ederiz, ama bu aynı zamanda çılgınlıktir. Üstün insanların garip zaafları vardır.
Sayfa 785Kitabı okudu
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.