Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DÜRÜSTLÜK VE SAMİMİYET
Yitirdiğimiz değerler arasında en çok öneme sahip olanlarıdır diye düşünüyorum. Zira şeffaf olmayan tüm iletişimlerimizde verilen her kararın, atılan her adımın, yapılan her tespitin günün sonunda karanlıkta kaldığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. Bundan daha kötüsü ise aydınlığa kavuşmak yerine korsan maskesi kullanmaya alışıyoruz/alıştırılıyoruz.
171 syf.
1/10 puan verdi
EN OBJEKTİF OKUR YORUMU
Kitabın yazarı ile ilgili bilgi verme gereği duymuyorum çünkü inceleme sekmesini açtığınızda çoğu kişinin bir veya birkaç siteden (çoğunlukla aynı sitelerden) kopyala yapıştır yaptığını görürsünüz. Burada eleştirim hem bu sözüm ona inceleme yapanlara hemde kitabın ta kendisine.Öncelikle hepimiz populizm kurbanı olmuşuz. Herkesin okuduğunu okuyor,
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,4bin okunma
Reklam
Evrimsel tarihimizin büyük bir kısmında atalarımız kabileler halinde yaşadı. Kabileden ayrılmak -ya da daha kötüsü, dışlanmak-bir ölüm fermanıydı .” Yalnız kurt ölür ama sürü hayatta kalır.” Bu arada başkalarıyla iş birliği ve bağ kuranlar daha güvende olmanın, çiftleşme fırsatlarının ve kaynaklara daha fazla erişimin keyfini sürdüler. Charles Darwin’in belirttiği gibi ,”insanlık tarihi boyunca iş birliği ve doğaçlama yapmayı en etkin şekilde öğrenenler baskın gelmişlerdir. “ Sonuç olarak en derin insan arzularından bitir, ait olmaktır. Ve bu kadim tercihin modern davranışımız üzerinde güçlü bir etkisi vardır.
Atomik Alışkanlıklar
Atomik Alışkanlıklar
Henüz yaptıklarımla yüzleşecek gücüm de cesaretim de yoktu. En kötüsü deneydi, biliyor musunuz? Pişman değildim. Yaptıklarım canımı çok yakıyordu ama pişman değildim. Bana yapılanlardan dolayı kimse pişman değildi, bu yüzden ben de pişman olmayacaktım. Tüm hayatım ihanetimin acısını yaşamakla geçecekti ama ben bir gün bile bunun pişmanlığını yaşamayacaktım.
Hayatta başarı kazanan bütün insanların, okul yılları başarısız geçmişti. Çalışkan olmak, ilerisi için kötü bir işaretti. Böyle insanlar para kazanamaz, kadınlarla ilişkide başarıya ulaşamazdı. En kötüsü, hayatın dışında kalırdı. İnsanların ıstıraplarına yabancı olurdu. Hiçbir zaman gerçekleri göremezdi.
Sayfa 318 - İletişim Sinan Yayınları İkinci Bölüm
En kötüsü de oydu işte: Hayatının en mutlu dönemine bakıp yaşadığı mutluluğun gerçek olup olmadığını bilmemek.
Sayfa 441Kitabı okudu
Reklam
Ölüm geliyordu, ölümün sesini işitiyordu yaşamak isteyen kulakları. Ölümün nefesini hissediyordu yaşamak isteyen teni. Ve en kötüsü; yıllardır yaşamdan ölüme çevrilen gözleri, şimdi ölümden yaşama çevrilmişlerdi. Şimdi en baştan yaşasaydım… Her şeyi bambaşka yapabilseydim… Ne yapabilirdim? Yapardım bir şeyler, yeter ki tekrardan yaşayayım. Ölüme saatler kala dakikalar ne kadar acıtıyormuş insanı. Başka türlü yaşamalıydım. Başka türlü olabilirdi. Neden böyle yaşadım, neden böyle ölüyorum? Başka türlü de ölebilirdim… Hızlanan nefesiyle beraber düşünceleri de hızlandı. Kalbi küt küt atıyordu ve tüyleri diken dikendi. Gözleri yaşların arasından parlak bir maviye bürünmüştü, yaşamın pınarına dalmak istiyorlardı – karşılarında ölümün karanlığını görmelerine rağmen…
“En kötüsü de şu: Böyle olacağını biliyordum. Ama yine de kendi kendime heyecanlandım.”
İçinde iyi gibi olan her şey lekelenmişti. İhtirasının mahmuzu körelmişti; ona bu ihtirasın dürtüşünü hissettirecek canlılığı kalmamıştı Martin'in. Bir ölüydü o. Ruhu ölmüş gibiydi. Bir hayvandı, işe koşulan bir hayvan. Yeşil yapraklardan elenen gün ışığında bir güzellik bulmuyordu. Mavi gök kubbesi de artık ona açığa vurulmak için titreşen sırlara, kozmik enginliğe dair bir şeyler fısıldamıyordu eskisi gibi. Artık hayat onun için dayanılamayacak kadar sönük ve anlamsızdı; en kötüsü ağzında kötü bir tat bırakıyordu. İç dünyasını aksettiren aynanın üzerine siyah bir örtü çekilmişti, hayal ise, tek bir ışınının girmediği bir hasta odasında yatıyordu.
Sayfa 230 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.