Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat Yolunda Varlık nedir sormaksızın yaşanmaz mıydı? Bu sırrını faş etseydin ruh kanmaz mıydı? Gönül uyur olsaydı hiç uyanmaz mıydı? Gözlerimi bir dağılmaz dumanda buldum. Yıldızlara baktım, senden haber görmedim; Seni arar iken bilsen neler görmedim; Yeri kat kat süzdüm, senden eser görmedim, Bir vicdanda seni, bir de Kur'an'da buldum.
Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde? Seher yeli eser yırtar eteğini gülün Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye
193-177-178
Reklam
"Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar Hür ve mes'ut bir şarkı halinde Penceremizden uzanır nur. İstediğimiz şekilde doğar gün, Dilediğimiz gibi yağar yağmur. Gök yüzüne hayranlığımız biter; Kapımıza çırılçıplak gelen bahar, Bir tohum halinde toprağa düşer. Bizim için başka türlü eser rüzgar Bahçelerin aşinalığı artar. Herkes gibi biz de doyasıya yaşarız hayatı Yıldızlar dilimizle konuşur. Elbet bir gün, bizim de sevgilim Köyümüzde beyaz badanalı, bir evimiz olur."
Gönülde yerleşip karar eden hayır ve şer, ne kadar varlık varsa onları yerinden kaldırıp belâ külhanında aşk ateşiyle yakıp yok etmek şarttır. Gönül gözünü ağyâra (başkalarına) bakmaktan, derd, belâ, mihnet ve gam perdesiyle örtmek gerektir ki, o gönül hânesi halvet olup temizlensin. Gönül, Hak’tan gayrı şeylerden arınınca onda, tecellîyat mumu parlar. Gönül hânesi temizlenip aydınlanınca, Cenab-ı Hakk’ın didârı bu gönülden müşâhede olunur. Bu gönüle her gün nice kere Hakk’ın nazarı değer. Rabbânî nazargâh bu gönüldür... Ancak bir gönül Hakk’ın gayrı ile kirlenirse, yani o gönülde zerre kadar varlıktan eser kalırsa, o gönül Hakk’a mahal olamaz... Bir gönül Hakk’ın gayrıya yönelirse, onda mâsivâ muhabbeti ziyâde olur.
Manzume, manzum eser;
Nazım, "dizmek, ipliğe inci dizmek" demektir. Edebiyatta ölçülü ve kafiyeli mısra kümeleriyle kurulan söz ve yazıya denir. Nazımla ortaya konmuş kısa eserler manzume, uzun olanları da manzum eser adını alır.
Ben zaten arada bir hiç olmayacak şeylerden şüphe edip, yine hiç olmayacak şeylere inanıverirdim. Ama öyle zamanlar­da bile, için için hakikati hep bilirdim. Şüpheler, aklımın şöyle bir takıldığı ince meltemler gibi eser geçerdi.
Sayfa 262 - Hep KitapKitabı okuyor
Reklam
Örneğin çiçek aşısı için başlatılan küresel kampanya öyle başarılı oldu ki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1979'da insanlığın kazandığını ve çiçek hastalığının kökünün kazındığını ilan etti. İnsanlar ilk defa bir salgını yeryüzünden silip atmayı başardı. 1967'de 15 milyon kişiye bulaşan, bunların da 2 milyonunu öldüren hastalıktan 2014'e gelindiğinde eser yoktu. Bu mutlak zafer bugün o kadar kesin ki artık WHO insanları çiçek hastalığına karşı aşılamayı bile durdurdu.
Sayfa 22
Eylül hüzün ve matem ayıdır
3 senedir kitaplığımda duruyordu bu eser bende bir çok okur gibi cesaret edip okumaya hazır hissetmiyordum kendimi dün sabah 8 de başladım ve 33 saate bitirdim. Bir çok yorumda çok sıkıcı olduğunu görmüştüm bu da beni açıkçası kitaba karşı ön yargı oluşturuyordu ve sürekli erteliyordum. Ama şimdi keşke daha önce okusaydım diyorum. Romanda 3 ana
Solda, mavimsi gri saçlarının hizasından biraz yukarıda, bir etajerin üzerinde duran kitaplar gözüme çarptı. Ciltleri çok güzeldi; bunların klasikler olduğu besbelli. Pacôme, geceleri uyumadan önce, ihtiyar Montaigne'den birkaç sayfa ya da Latince'den Horace'ın bir şiirini okuyordu kuşkusuz. Ara sıra, sırf bilgi edinmek için, bir çağdaş eser de okumuş olmalıydı.
Soyut bir metni gerçekten anlayarak okuduğunuzu varsayalım. Üzerinden 5-10 yıl kadar geçti. Siz fark etmediniz ama o kitap sürekli kafanızda ve bakış açınızdaydı. Kâinatı bu eserin de verdiği bakışla 5-10 yıl gözlemlediniz. O eseri tekrar okuduğunuzda bu 5-10 yıllık gözleminizi o kitabın kenarına artık not olarak dökebilir ve o eseri gerçekten güzel örnekler getirerek açıklayabilirsiniz. Yani eser-gözlem-eser sıralaması ile bilinçaltında olan bilgiyi bilinçüstü düzeyde de kavrayabilirsiniz.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.