Dünyayı bir salyangozun izlerinde dolaşsam,
Elimde parlak bir harita
Hiçbir atlasta henüz yer almamış.
Ardımsıra yollara hayalimin kırıklarını bıraksam
Yeter mi bu izler beni kendime getirmeye acaba?
Birini sevmeye koyulmak başlı başına bir iş, bir girişimdir. Güç ister, yürek ister, körlük ister... Hatta başlangıçta öyle bir an vardır ki uçurumun üstünden sıçramak ister. Düşünmeye kalkarsan aşamazsın onu.
Seni, güzel eden, dost eden, dayanılmaz eden yine sen'sin. Bunu da öğren. Ve hiçbir kahraman, hiçbir aziz, hiçbir hergele, sana azap veremez! Azabı, sen kendin icat ediyorsun.
Ne yapıyorsun? Hiç doğmamış bir güneşin batışına mı üzülüyorsun? Senin olmayanı kaybetmek niye bu kadar üzdü seni ! Şimdiden sonra dönse ne olur? Neyi düzeltebilir artık, bunca yıktıktan sonra...
Sevgiye ve aşka herkesten çok inandığınız halde, ilişkilerin hoyratlığı ve kötülüğüne terk edilen, yarı yolda bırakılan ilk siz oluyordunuz. Çünkü hissettiğiniz gibi yaşamak istiyordunuz. Ne taktik biliyordunuz, ne de kullanışlı maskeleriniz vardı. Bu yüzden ayrılıkların o derin hüznünü tek başınıza yaşamak hep size düşüyordu...