sen de bekle, insan uzaklığı kadardır
ve insanın ancak uzaklığı kadar şiiri vardır
aşk bazen şiiri bekler olmak için,
şiire düşerse nihayet bir kitapla kapanır
şiirle aşkla kapanmaz boşluk büyür daha da
boşluğa heves et ama ondan iyilik umma
şiire heves etme, aşk yalnız yürür
ve yalnız geçilen gece şiire çıkar…
Sırattan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden.
Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Bir eşikteyim; somut değil, soyut. İğrenme, nefret etme ya da delirme arasında bir yerdeyim. Gerçi hiç sağlıklı bir ruha sahip oldum mu, bilmiyorum. Ruhum incinmeye başladığı günden beri eski sağlığına kavuşamadı. Az bir berraklıkla hatırladığım o zamanlar, rüya gibi. Hafif bir uykuda görülen rüya gibi. Öylece iki yüz yıl hareketsiz durup bunu
Bu arada Xmen Marvel evrenine katıldığına göre Disney keşke Gambit ve Rogue filmi çıkarsa Sony akıl edemedi çünkü :D bu ikisi birbirini sevdiği halde Rogue'nin güçleri yüzünden birbirlerine dokunamıyorlar çok güzel aşk filmi çıkar bundan tabii Disney'in senaryoyu bok edip filmi berbat etme ihtimali baya yüksek.
En şerefli ilim, konusu en şerefli olandır. Bilinenlerin en şereflisi Allah'tır, bundan ötürü Allah'ı bilmek(marifetullah) bilgilerin en yücesini, hatta diğer şeyleri bilmenin şereflenmesi, bunların Allah'ın fillerini veya kulu Allah'a yaklaştıran yolu yahut da kendisi vasıtasıyla Allah'ı bilmenin ve O'na yaklaşmanın kolaylaştığı bir şeyi bilmek demek olmasından ileri gelir.
Kullar arasında açıklığın farklı derecelerde olabileceğini sakın inkâr etme, zira bâtın basiret, tıpkı zahir göz gibi olup güneş ilk doğarken zuhûr edenle tepeye çıktığında zuhúr eden bir değildir.
Çınar'da kalabalığın içinde yürüyordum. Burası Denizli'nin simgesi olan horozun olduğu il merkeziydi. Az ileride Özay Gönlüm üçlü baĝlamasıyla oturmuş bana "Çöz de al Mıstafali" çalıyor ve öyküsünü anlatıyor gibiydi. Bu düşüncelere dalmışken, sağdan soldan gelen araç sesleri ve bağırış çağırışlarla kendime geldim.
"Beni
Spinoza, Schopenhauer, Kierkegaard ve Nietzsche, gerçek özgürlüğü, olduğun şeyin farkına varma, olduğun şey olmaya cesaret etme ve olduğun şeyi sevme olarak tanımlarlar. Özgürlük yanılsaması ise, olmadığımız ve bize dışarıdan verilmiş bir şeyin yazgısını "serbestçe" sürmektir.
Bir insan diğer insanları ne denli çok sevdiğinden sürekli söz ediyorsa, bunu neden ilan etme gereğini duyduğu sorusu da akla gelir.
Çünkü insanları gerçekten seven biri, bunu sürekli dile getirme gereği duymaz, sevgisini yaşantıya çevirir.