"Ahır odasında toplanmış sabah çayı içiyorduk. Karım ev tarafına gitmişti. Zelzelenin silkmesiyle kalkıp kaçmak istedik. Duvar üstümüze geldi. Benim belime birden bir şey değdi. Baş tarafım kapıdan dışarı çıktı. Karım, ev tarafında sağlam kaldığı için beni çekti, çıkardı. Çocuklar bağırıyorlardı: Baba bizi kurtar! Kızlar ağlıyorlardı. Büyük oğlum da, kızlara: Ağlamayın, babam şimdi bizi kurtarır, diyordu. Kızlar çığrışıyorlardı. Yarım saat, bağıra bağıra gözümün önünde öldüler. Nasıl kurtarabilirdim, üstlerinde tam bir metre don tutmuş toprak vardı. Gözümün önünde bağıra bağıra öldüler. Son demine kadar oğlum: Ağlamayın kızlar, babam bizi kurtarır, diyordu. Kurtaracak, kurtaracak, diye diye öldü."
Sayfa 103 - yapı kredi yayınları, 16. baskıKitabı okudu