Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sevgili kitap dostlarım, D & R' daki 5 TL kampanyasını gözlerimle görmek için Forum İstanbul mağazasına gittim ve hayal kırıklığına uğradım. dr.com.tr/Kataloglar_/Bu-... adresindeki kitaplardan Forum İstanbul mağazasında maalesef yoktu. Öylesine indirimli gibi 3-5 kitap konulmuştu. Geçen yıllardaki gibi 5 TL
DİĞER KÜTÜPHANELER Kütüphanenin Adı Yeri 23 Nisan Ulusal Egemenlik K Üsküdar Akademililer Sanat Mer.K Beyoğlu Akatlar Kültür Mer.K Etiler AKM KütüphanesiTaksim Alman Arkeoloji Enstitüsü K Ayazpaşa Alman Arkeoloji K Ayazpaşa
Reklam
Said-ı Nursi Türkiye'de ilk defa Fener Rum Patrikhanesi' ne gidip el öpen insandır; yine Fethullah Gülen, Vatikan' a gidip Papa' ya emrinizdeyim diyen ilk kişidir.
Sayfa 181Kitabı okudu
1994'te Avrupa Birliği, Fener Rum Patrikhanesi Patriği Bartholomeos 'ü "Bizans Devlet Başkanı "olarak seçtiğini duyurdu. Avrupa Birliği 'nden devlet başkanı unvanı edinen Fener Patriği, basına verdiği demeçlerde "Lozan'ı tanımıyoruz" diyecekti! Avrupa Birliği, Fener Patriğine İstanbul merkezli Bizans Devleti başkanı ünvanı verirken, Fener Patrikliğinin tıpkı Vatikan devleti gibi bir statüye kavuşturulması ve Türkiye toprakları üzerinde bir tür "devlet içinde devlet "olup çıkacağı düşünülüyordu.
Zaharya
Türk mûsikisi bestekârı, hânende. Nûri Şeyda Bey, İkdam gazetesinde yazdığı bir makalede (7 Rebîülevvel 1316/26 Temmuz 1898) Zaharya’nın (Zacharias), III. Ahmed döneminde (1703-1730) Fener Rum Ortodoks Patrikhânesi Kilisesi’nde ilâhi okuyan bir rahip ve iyi bir tambur icrâcısı olduğunu söyler, ardından Mîr Cemil ve Kürkçü lakaplarını alışının sebeplerini araştırır. Başta Suphi Ezgi ve Yılmaz Öztuna olmak üzere sonradan yazılmış metinlerde Zaharya’nın 1740 yılı civarında öldüğü belirtilmektedir.
Sayfa 76 - Cilt 44/Gönül Paçacı Tuncay
Demokrat Parti hükümetinin Kıbrıs sorunu iyiden iyiye ortaya çıkana kadar, Papa Eftim ve Türk Ortodoks Kilisesi'ne karşı Fener Rum Patrikhanesi'ni destekler bir politika izlediği görülmektedir. Bu doğrultuda Başbakan Adnan Menderes, Başbakanlık Müsteşarı Salih Korur ve yaveri ile birlikte 6 Haziran 1952'de Fener Rum Patrikhanesini ziyaret
Reklam
Pontus meselesinin ortaya çıkmasındaki iç unsurların başlıcaları Merzifon Amerikan Koleji, Fener Rum Patrikhanesi ve Metropolitlikler nezdinde yapılan ayrılıkçı faaliyetlerdir.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden sonra geniş yetkiler verdiği İstanbul Fener Rum Patrikhanesi, her fırsatta Türk milletini sırtından vurmuş, düşman güçlerle sürekli işbirliği içinde olmuştur. Oysaki Osmanlı Devleti, Patrikhaneye dini statüsü gereği son derece saygılı davranmış, patrikleri el üstünde tutmuş hatta patriklere padişahla doğrudan görüşme yetkisini dahi vermiştir. Ancak Patrikhane tarih boyunca ayrılıkçı faaliyetlerine devam etmiştir.
Türk Ortodoks Patrikhanesi, Atatürk'ten sonra gelen hükümetler tarafından hak ettiği ilgi ve itibarı görememiştir. Atatürk, Fener Rum Patrikhanesine karşı oldukça kararlı bir politika izlemiş, ancak daha sonra gelen hükümetler... taviz vermiş, aşırı hoş görü içinde olmuşlardır.
Sayfa 413
432 syf.
10/10 puan verdi
Milli mücadele döneminin önemli kahramanların biri Papa Eftim. Osmanlı'nın güçlü olduğu zamanlarda Fener Rum Patrikhanesine vermiş olduğu imtiyazlar belli bir süre sonra imparatorluğun yıkılması için kullanılıyor. Patrikhane, milli mücadele döneminde ise Türk Ortodokslarını Rumlaştırarak asimile etmeye çalışıyor. İşte Papa Eftim( Karahisarlıoğlu Pavri) bu plana görüp karşı çıkıyor. Bu karşı çıkışla beraber mücadele başlıyor ama bitmek bilmiyor, öyle ki torunu Sevgi Erenerol kumpas davası Ergenekon'dan yargılanıyor. Kitabı okurken üzülerek görüyoruz ki Fener Patriği başta Yunanistan olmak üzere ABD, Vatikan ve Avrupa ülkelerinden destek alırken Papa Eftim Atatürk'ten sonra tam anlamıyla yalnız bırakılıyor sadece Alparslan Türkeş ilgileniyor. Kitabın verdiği bilgilerden bence en önemlisi Papa Eftim'in de ömrünü onlarla mücadeleye adadığı Fener Rum Patrikhanesi'nin ülkemize ve milletimize karşı faaliyetleridir. Patrikhane, ''ekümeniklik-evrensellik'' iddiası ile Vatikan gibi bir devlet olmayı hedefliyor. Tıpkı İstanbul fethedilmeden önce Bizans'ın devlet içinde devlet olması gibi Patrikhane'de tekrar devlet içinde devlet olarak Bizans'ı diriltmeyi amaçlıyor. Patrikhane Lozan'da İstanbul'dan gönderilmek istense de gönderilemiyor fakat imtiyazları elinden alınıp var ile yok durumuna getiriliyor. Atatürk sonrasında ise taviz verile verile Patrikhane tekrar güçleniyor. Patrikhane'yi topraklarımızda bir ur olarak düşünmek yerinde olur. Pkk terörü görünür olduğundan güvenlik dediğimizde belki akla en fazla pkk gelir fakat kitabı okuyunca anlıyoruz ki Patrikhane'nin terörü sessiz, sedasız ama daha tehlikeli.
Türk Papa
Türk PapaÜmit Doğan · Kripto Basın Yayın · 201647 okunma
Reklam
Milli mücadele yıllarına gelindiğinde Fener Rum Patrikhanesi, Türk Ortodokslarını Hristiyan olduklarından dolayı yoğun Rumlaştırma politikasına tabi tutmuştur. Fener Rum Patrikhanesi'nin bütün çabalarına rağmen bu insanlar, Kurtuluş Savaşında Mustafa Kemal Paşa'nın yanında yer alırken Fener Rum Patrikhanesi'nin faaliyetleri ve Yunan işgaline de sert tepki göstermişlerdir.
Sayfa 11
Onun için 1923'te, gayret gösterip özerk olarak Fener Patrikhanesi'ne bağlandılar. Dolayısıyla Fener Patriğinin güya orada bir söz hakkı vardır. İşte buradaki bu Ökümenik Patriyarka'nın bütün nüfuzu budur. Sayalım şimdi: Türkiye'deki 2.500 Rum-Ortodoks, Avustralya ve Amerika'daki bir milyonu aşkın kişiyle, Finlandiya'daki yirmi bin kişi. Hepsi budur. Fener'in bütün beynelmilelliği, ruhanî alanı bundan ibarettir.
Mora'daki vahşeti yöneten Papazların ilk amacı Türklerin yok edilmesi davasına hizmet sunmaktı. Avrupa bu hizmeti takdirle karşıladı. Vahşet, Avrupa’da “Liberalizm ve Hıristiyanlığın zaferi” olarak yankı buldu. Katliamların Yunanlılığa ilişkin amacı ise Türkler’den arınmış, kendi içinde birlik gösteren bir ulus ortaya çıkarmaktı. Bir ulus meydana
Devlete ihanetten asılan Fener rum patrikhanesi baş papazı patrik gregorios'un rus çarına yazdığı mektubu. Dikkatle okuyun... "Türkleri maddeten ezmek ve yikmak mümkün değildir. Cünkü Türkler çok sabırlı ve dayanıklı insanlardır. Gayet gururludurlar ve izzet-i nefis sahibidirler. Bu özellikleri de; dinlerine bağlılıklarından, kadere riza
160 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.