Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat Emree

Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi,kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin.
Reklam
Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır.
Başaramayanların bir bölümü toplum normlarının egemenliği altına girer. Bu insanlarda bireyleşme çabası olmadığı için çevreye uyum sağlamada sorun yaşanmaz. Burada kastedilen kendi çıkarları için toplumla uzlaşan kişilerdir. Böyle bir insan, bir başka seçeneği hiç düşünmemiş olduğu için topluma boyun eğ- miş biridir, topluma yaratıcı bir boyut katmasa da var olan sis- tem için yararlıdır ve çevreden saygı görür. Toplum değerleri geçerli olduğu sürece o da geçerlidir. Ama için için kendisini değersiz hisseder. Bu duygunun gerisinde varoluşuna anlam katma ve bireyleşme çabalarından vazgeçmiş olmanın suçluluğu bulunur.
Sayfa 154Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgi uğruna kendi benliğini ortadan silerek diğer insanları hoşnut etmeye çalışması sonucu sömürülebilir ya da ciddiye alınmayabilir ve bunu fark ettiğinde de yoğun bir kızgınlık yaşayabilir. Bu kızgınlığını dışavurduğunda, çevresindeki insanlar onun uysal davranışlarına alışmış oldukları için kendısı suçlu duruma düşe- bilir ve böyle bir sonuç öfkesinin daha da artmasına neden ola- bilir. Yaşadığı öfke bu durumu aslında kendisinin yarattığını görmesini engeller ve bunun sonucu insanların ikiyüzlü ve nankör olduğu biçiminde aşırı genellemelere kapılırsa, benzeri hataları sürekli yineleyebilir.
Sayfa 147Kitabı okudu
Seçilen sözcükten de anlaşılabileceği gibi, narsisist insan kendisiyle bir tür sevgi ilişkisi içerisindedir. Çünkü yalnızdır. İnsanlarla birlikte olduğunda da yalnızdır, ama onlarla ilişki halinde olduğu sanısındadır. Gerçek anlamda ilişki, zaman zaman ortaya çıkabilecek sorunların "işbirliği" ile çözümlenebileceğini öğrenmiş olmayı içerir. Narsisist insanlar işbirliğini öğrene- memiş kişilerdir. Çünkü yalnızca kendi görüşlerinin doğruluğuna inanır ve diğer insanların duygu ve düşüncelerini anlamak için çaba göstermezler.
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
İnsan bir zaman tüketicisidir. Üstelik bize ayrılan bu zaman oldukça sınırlıdır da. Ama yine de çoğumuz yapmak istediklerimizi sonsuza dek zamanımız varmışçasına erteleriz. Yaşamımız boyunca yitirdiğimiz bazı şeyleri yeniden elde edebilir ya da yerine başka şeyler koyabiliriz. Ama tükettiğimiz zamanı asla!
Sayfa 107Kitabı okudu
Toplumumuz bireylerinde oldukça yaygın bir biçimde görülen bir olgu da, kendi zamanının yönetim sorumluluğunu üstlenmeyi öğrenememiş olmaktır. Ne var ki, eyleme geçmeyi ertelerken organizmanın harcadığı enerji, o eylemi gerçekleştirerek harcayacağı enerjiden çok daha fazla olduğu gibi, kişinin kendine saygısının azalmasına da neden olur. Çünkü en sonunda eyleme geçmek "zorunda" kaldığımızda bu artık kendi seçimimiz olamaz. Kendi seçimimizin dışında sürüklenmiş olmanın bedeli ise mutsuzlukla ödenir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Bazı insanlar yaşam boyu karşılaştıkları düş kırıklıkları sonucu, beklentilerini bir sınır içinde tutma eğilimi geliştirirler. Gerçekleşmesini çok istedikleri bir olaya çok yakınlaştıklarında bile umutlarını frenler, zamansız bir kutlamaya girmekten çekinirler. Bu insanlar duygusal dünyalarının üstünü sanki bir kapakla örterler. Sorunlarından söz ederken de başka bir insana ait olayları anlatıyormuşçasına davranır, yaşadıkları durumlara iliş- kin herhangi bir duygusal tepki vermezler.
Kızgınlığı sevmek ilk bakışta anlamsız bir tanım gibi görülebilir. Ancak, gerçekten de bazı insanlar yalnızlıklarını ve boşluklarını gidermede kızgınlık duygusunu uyuşturucu bir madde olarak kullanır ve diğer insanlara karşı yaşadıkları sürekli öfke sayesinde kendileriyle yüzleşmekten kaçınırlar.
İyi anne ya da baba,kendisini yaşayabilen kişidir. Yaşamın içinde olan ve kendisini yaşayabilen kişi,diğer insanların da yaşamına saygılıdır.
Reklam
Bir insanı sevmek,onun gerçekleriyle anlamaya çalışmayı da içerir.
Kararı anne verir, baba ilan eder. Kararların so-nucundan ise baba sorumlu tutulur. Bu yönden değerlendirildiğinde, toplumumuzda aile yapısının biçimsel olarak babaerkil, ama gerçekte üstü kapalı bir anaerkil yapıya sahip olduğu bile söylenebilir.
Gerçekten de insan, başkalarıyla birlikteyken birçok şeyi daha iyi yapar. Ama kendi içinde yine de yalnızdır ve içinde yaşadığı dünyaya karşı yürekli bir savaşım vermek zorundadır.
İNSAN, varolduğu günden bu yana sürekli olarak, içinde yaşadığı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telaşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklımıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut hiç vakit olmadı.
Sayfa 265Kitabı okudu
1.129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.