Osmanlı devrinde Hariciyecimizin daima ağzı açık fakat kulakları sağır ve hatta gözleri kördü. Yani kendi sırrını tutamaz, düşmanların aleyhimizdeki hareketlerini duyamaz, göremez veya anlayamazdı. Bir milleti felakete sürüklemek için de bu kadarı yeterliydi.
Duyguların insanı kör ettiğine, kararlarını gereğinden fazla etkileyip yönlendirdiğine; kalbin sevgiden çok öfkeyle yönetildigine, bunların da acılara, cinayetlere, kötülüklere sebep olduğuna karar vermişti.