Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uğur yılmaz

Uğur yılmaz
@fovizm
Ressam
Marmara üniversitesi güzel sanatlar fakültesi
4 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Toplum
Menfaatlerin bittiği noktada, ahlak pusulaları şaşıran bir toplumun içindeki iyi insanları kötüleştiren bu normlar, bu hiyerarşi, çağımızın kara vebasıdır.
Reklam
The Legend of 1900
Tüm bu şehir, sonunu göremiyorsun. Son, lütfen, lütfen bana onun sonu nerede gösterir misin.? Beni durduran gördüklerim değildi, görmediklerimdi. Bu koca şehirde bir sondan başka her şey vardı. Ama bir sonu yoktu. Görmediğim şey ise, bütün her şeyin nerede son bulduğuydu. Dünyanın sonu… Piyanoyu ele alalım. Tuşlar başlar, tuşlar biter. Bilirsin
Çok düz bir mantığa sahipler. Olguları, tek bir yargı yetisi ile ele alıyorlar. Anlatılan herhangi bir şey, onlar için tek düze bir mantığa sahip, önceden belirledikleri kurallara bağlı, standart. Farklı düşünmüyorlar. Belkide düşünecek kadar hissedemiyorlar, görmüyorlar. Sadece bakıyorlar. Oysa görmek ve bakmak, farklıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
8 Mart
Bir erkeği menfaatleri dışında seven, karakteri ve kalbi için seven, bütün emekçi kadınların kadınlar günü kutlu olsun.
Bugünü de geçmişine işledi insanoğlu. İlmik ilmik işledi hayatı, yazdı içindeki neşeyi, melankoliyi, hüznü, kasveti, mutluluğu. Yazılanın elbet bir gün silineceğini bile bile yazdı ve yazdı. Ya sayfalar tamamen bitecek, ya da tam ortasında hikaye bitecekti. Umarsız düşlerin içindeki umudu ile yaşayanlar ve gerçeğe boyun eğenlerin silsilesi içinde kaybolanlar da vardı. İnsanoğlu yazdı ve yazdı, sayfaların kül olacağını bilerek.
Reklam
Kalpleri tren istasyonu gibi artık insanların. Kavuşmalar ve ayrılıklar var heryerde. Artık silmekte kolay, yeni bir sayfa açmakta. Ancak izler daima kalır silince. Yırtıp atmalı…
Güzel kadın yoktur. Sevildikçe güzelleşen kadın vardır. Çiçekler su ister, güneş ister. Ancak fazla güneş, çiçeği yakar. Fazla sevgiyi karakteri olgunlaşmamış bir kadın kaldıramaz. Sevgi nankörlüğe, bencilliğe kaybeder. Tıpkı güneşin çiçeği yaktığı gibi, biri daima yanar…
Bütün bu şehir, bu caddeler, kaybolmak için çıktığım bu sokaklar, yolculuklar… Bunların bir sonu vardı. Bu caddelerin, çıkmaz bir sokağı vardı. Oysa ben, bütün bu sonların içinde bir sonsuzluk oluşturabilmiştim. Yaşamanın bir sonu olduğunu bilmeme rağmen bu sonsuzluğu nasıl oluşturabilmiştim? Sanırım bir sürekliliğin içinde, zamanın içinde, kendi yaratmış olduğum melankolinin içinde kayboldum. Sonunu bulduğumda, her şeyin sonunu bulduğumda o kapıyı açmadan bu melankolinin içine geri döndüm. Ve tekrar kayboldum.
İnsan, karanlık bir ormanda toprakta kalan ayak izi gibidir. O izler bir gün silinir…
Yaşamak, neydi yaşamak? Bu varoluşun yegane amacının ne olduğunu sorgulamayı unutmuş bu nesil, heyhat ki ne heyhat. Ölümsüzmüş gibi bir sürekliliğin içinde kaybolan bu ruhlar, aldandılar… Oysa kelebek, Işığın altında ölüm dansı yapan kelebek, güzel bir örnekti insanoğluna. Ruhun etik değerler ile kusursuzlaştırılmasından ziyade sadece tatminkâr bir yaşam sürmeye çalıştıkça, gerçekte kim olduklarını bilemeyecekler.
Reklam
Kent izin vermiyordu insanın düşünmesine, yalnızlıkla yüzleşip kendini tanımasına, izin vermiyordu. Bu karmaşa, bu süreklilik, bu sefil sosyal olmaya çalışma çabası yüzünden. Her şey çok hızlı, çok hızlı oluyor. İnsan, kaybolmuş bu düzenin içerisinde. Her şey artık tek düze. Kent, insanın kendini tanımasına izin vermiyordu. Oysa bu, hayattaki en büyük sorulardan biriydi. Her neyse, dışarıda hafif bir yağmur var. Şemsiyemi alıp çıkıyorum ben. Bir şeylere ayak uydurmaya çalışan bu kalabalığın içine dalıyorum. Kulaklarımda yalnızlığın melodisi, termosumda kahvemle, kaybolmak için yürüyeceğim yine bu akşam.
Dış görünüş bir seraptır. Ruhani güzelliği görebilenler, kendi ruhlarını kusursuzlaştıranlardır. Hiç kuşkusuz bu bir tür sınamadan ibarettir. Estetik olan suret değiştirilemez. Ancak bir ruh, her zaman iyiyi ya da kötüyü seçebilir. İnsan, sınanır…
Kışı Nasıl Tanımlarsın?
Bir parça yalnızlık, jazz müzik, kitaplar ve kahve… Basit görülebilir ancak, içinde kaybolur insan. Bu nitelikli bir kayboluştur. Yolu tekrar bulmak istemezsiniz.
Onlar, kendilerini hiç bir zaman bulamadı, tanıyamadı. Özgün bir karakteri olan, çıkar amacı gütmeyen iyi insanlar yok artık. Matruşka bebek misali, sürekli değişen kimlikler. Suretler aynı, oyunlar farklı. Ruhlar, arafta kalmış o ruhların sesini bir ben mi duyuyorum.
Toplumsal beklentilere uyma baskısı
Takım elbiseyi giyinmek kolaydır, çok kolaydır. Ancak düğmeyi hangi kitlenin önünde iliklediğine dikkat etmek gerekir. Zira düğmeyi iliklemek, saygıyı temsil eder… Terziler, düğmesiz teslim etmeli takımları.
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.