Değerli arkadaşlarım;
Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
İyi Bilimkurgu, İyi Edebiyattır sözüne karşılık diyeceğim şudur; DUNE, Bilimkurgunun “Edebiyatıdır.”
“Ya kahraman olarak ölürsün, ya da kötüye dönüşmeni izleyecek kadar uzun yaşarsın.”
Bu repliği “Batman” severler Nolan’ın yönettiği Kara Şövalye filminden hatırlayacaktır. Bu hayatta herkesin bir amacı vardır, en amaçsız insanın bile
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisi, özellikle bilimkurgu-fantastik sever okurların merakla takip ettikleri bir seri. Hatta önce keşfediliyor, sonra merakla takip ediliyor, en sonunda da "acaba seriye yeni kitap ne zaman eklenecek?" diye pusuya yatırıyor.
Seri "Dune" romanıyla 2015 yılında başlamış (Kaynak: Vikipedi).
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Dune Çocukları güncellediğim incelemem gelsin o zaman:
Serinin ikinci kitabını incelerken; daha çok kahramanların insani yönlerine yer verildiğini, onların psikolojik durumu hakkında birçok şey bulacağımızı yazmıştım. Ve bu da seriyi benim açımdan keyifli ve merak uyandırıcı hâle getirmişti. Ve kısa bir devam kitabı niteliğinde okumuş, kendimi
❞Ben senden zayıf olduğum zaman senden özgürlüğümü isterim çünkü bu senin ilkelerine uygundur; ben senden güçlü olduğum zaman senin özgürlüğünü alırım çünkü bu benim ilkelerime uygundur.❞
Sarmal Yayınevi 1. Baskı: Nisan 1998, Türkçesi: Arzu Taşçıoğlu, Deniz VuralKitabı okudu
“Din çocukların yetişkinleri taklit etmesidir. Din eski insanların kistleşmesidir: Tahminlerden ibaret mitolojinin, evrene duyulan güvene dayanan gizli varsayımların, kişisel güç arayışındaki insanların söylediği sözlerin, bütün bunların biraz aydınlanmayla harmanlanmasıdır. Dillendirilmeyen başlıca emir hep şudur: ‘Sorgulamayacaksın!’ Oysa biz sorgularız. Yolumuz bu emre karşı gelmeyi gerektirir. Kendimizi adadığımız iş, hayal gücünün serbest kılınması ve insanoğlunun en derin yaratıcılık yeteneğine hizmet edecek şekilde kullanılmasıdır.”