Hiç arkadaşım yok. Bu anormal olduğumu kanıtlıyormuş. Ama tanıdığım herkes ya bağırıyor ya ortalıkta çılgınlar gibi dans ediyor ya da birbirlerini dövüyor. Bugünlerde insanların birbirini nasıl incittiğini fark ediyor musun?
Belki günümüz insanı olmadığımdandır orta çağa hasretim. Belki kurguların mükemmelliğinden gelecek iştahım... Ancak bildiğim bir şey var. 1800'lerde Şanzelize'de küçük bir öğleden sonra yürüşü yapmak istediğim. Sosyoloji biliminin konusunun oluşmasını izlemek... Cinsiyetlerin, insan olmaktan öteye geçmediğinin insan hafızasında nasıl yer edeceğini görmek... Fransız mimarisinin estetiğini, etkisini sürdüğü dönemde görmek... Ancak orda olmayı istediğim kadar uzayda, başka bir gezegende -bir gün-oluşacağına inandığım ilk insan yapılanmasının bir parçası olmayı da istiyorum. Bir bilinmeze koşan süvarileri incelemek ve onlarla birlikte olmak. Gününün teknolojisinin doruğunu kullanmak fakat bunu yaparken insanların geleneksel tavırlarını portrelemek te istiyorum. Geleceğin her ayrıntısının geçmişten, uzun yoldan gelen bir sebebi vardır. Ben bununla birlikteyim. Peki ya siz?
Sözlerini süslediğinde insanlara güzel şeyler duyurusun. Herkes katılmasa da bir kesim duyduklarından hoşnut olacaktır. Ama bazen insanlara güzel de davranmak gerekir. Davranışlarını süslediğinde, aklı başında herkes hoşnut olacaktır. Yine de sana köstek olmak isteyen insanlar tanıyacaksın günün birinde. O gün mütevazı olduğun kadar umursamaz da davranmalısın. Hatta insanlara duymak istemedikleri şeyleri söyleyeceksin. O gün başarılı olduğunu anlayacaksın. İşini doğru yaptığını...
Çünkü başarı her zaman kıskançlık ve rekabet doğurur. Elbette yoluna çıkmak isteyeceklerdir. Başını hep dik tutmalısın. Demem o ki sen güçlü bir taş isen damalı tahtada, önce seni devirmek isteyecektirler. Doğru olan şeyi yaparken ve söylerken, insanlar hoşnut değilse eğer, konuşulanlar topuklarının altında olacaktır.
Bilim kurgu üstadından modern edebiyata bir armağan. Kurgusunu okuyucuya aktarırken nakış nakış karakterlerini işliyor. Tabi ki ilk bakışta karakterlerin nasıl aktarıldığına dikkat edemiyorsunuz fakat birden aklınızda kimin nasıl hissettiği beliriveriyor. İnsanlığa bu denli uzakken aslında insan olmanın ne olduğu kurgunun sarmaşık kollarından biri.