Anlanmak…
Başkalarının beni anlayamamasından gizlice övünüyorum, ama sonra benim de onları anlayamadığımı fark edince, onları küçümsediğim gibi kendimi de küçümsüyorum.
Sayfa 250 - Can
Yalnızdım...
Madem yalnızdım, yalnız erkekler gibi davranmalıydım. En ucuz, en bayağı zevkler yalnızca yalnız erkeklere sunulurdu, yalnız erkekler bayağı olduğundan değil, bayağılığın ve ucuzluğun erkeklerin yalnızlığını en iyi unutturacak ilaç olduğunun keşfedilmesindendi bu, daha düzeyli ve güzel şeyler insana yalnızlığını ve unutmak istediklerini hatırlatırdı çünkü.
Sayfa 71 - Can
Yaz!
Yaz! Yazmak, varlığının etrafa saçılmış parçalarını bir araya getirebileceğin tek yoldur.
Sayfa 19
Okur Takip Önerileri
Karıcığım
Senin kaç yaşında olduğunu
ne düşündüm şimdiye kadar
ne de bundan sonra düşüneceğim.
Ve inanmıyorum bir kış günü dünyaya geldiğine.
Sen mutlaka baharda doğmuş olmalısın,
toprak uyanırken.
Sayfa 81
Zaman
Şimdi denen bir zaman var mıydı ki? Şimdi diyene kadar geçip gitmiyor muydu zaten, hep dönüyordu zamanın tekerlekleri.
Sayfa 45
Hayat
Hayat yeterince acı çektirmek, ruhumuzdan parçalar koparmak için hep tetikte bekliyor. Yeterince acı çektikten sonra da göçüp gidiyoruz şu âlemden.
Sayfa 16
Bağlılık?
Kişi bir önceki yaşamındaki akrabalarını bırakıp buraya gelir, buradakileri de bu yaşamda bırakıp gider. Herkesi bırakan bir kimsede bağlılık nasıl oluşabilir ki?
Sayfa 79
Mustafa Fazıl Paşa
“Biz eski usulümüz sebebiyle telef oluyoruz. Bu eski usul bizim devletimizin memurlarını bozmuş ve berbat etmiştir. Bunlar da bozduklarından eski usulü bir kat daha bozup berbat etmişlerdir. Artık bu usulü terk edelim ve hükümeti muhafaza edemedikten başka, ezip harap eden yıllanmış eski kaideleri bırakalım; sâir devletlerde yerleşmiş, onlara bais-i saadet olmuş olan yeni nizâmât ittihaz edelim.
Sayfa 106
Vuslat günü
“Yakdım tenimi vasl günü şem’i tek amma Hünîn ciğerim la’l-i dürefşânın içindir.”
Vuslat günü, tenimi mum gibi yaktım ama bil ki bu tedarik, ancak hicranın gecesi içindir.
Sayfa 68
Su
“ Hayret ilen parmağın dişler kim etse istimâ Parmağından verdiğin şiddet günü ensâre su”
Şiddet gününde Ensar’a (Hz. Muhammed’in) parmağından su verdiğini duyanların, kendi parmaklarını dişlemesi.
Sayfa 44
İktidar
“Soyluların desteğiyle prens olanlar, halkın desteğiyle prens olanlara göre iktidarını müdafaa etmekte daha büyük zorluk çeker; çünkü çevresinde kendisiyle aynı düzeyde olduklarına inanan birçok insan bulunur ve onları istediği gibi ne yönetebilir ne de idare edebilir.”
Sayfa 49
Yeni Prens
Yeni bir prensin tebaasını silahsızlaştırdığı hiç olmamıştır; tam tersine, halkın silahsız oldugunu keşfedenler onları daima silahlandırmıştır, çünkü silahlandırdıkları zaman o silahlar senin silahlarin haline gelir, şüpheli olanlar sana sadik olur, zaten sadık olanlar öyle olmaya devam eder ve halk destekçin haline gelir.
Sayfa 102
Malcolm
“Bir yanı daha var benim bozuk yaradılışımın. Zenginliğe de öylesine düşkünüm ki, kral olunca Keser biçerim bütün beyleri mülklerini almak için. Kiminin incisine, elmasına göz dikerim, Kimin evine barkına. İştahım yedikçe artar. Artınca da kavga çıkarırım. En dürüst, en iyi dostlarıma, hepsini yok edip kendi varlığımı artırmak için.”
Sayfa 82
Deneyimli bir göz…
“Deneyimli bir göz hiç aldanmaz bu konuda. Bu katı ya da yıkı çizgilerden, bu çökük, donuk ya da çarpışmanın son parıltılarıyla parlak gözlerden, bu derin, sayısız kırışıklardan, bu öylesine ağır ve sarsak yürüyüşlerden, aldanmış aşkın, değeri bilinmemiş bağlılığın, ödülsüz kalmış çabaların, sessizce, alçakgönüllülükle katlanılan açlık ve soğuğun sayısız söylencelerini çıkarıverirler hemen.”
Sayfa 24
Yabanıl Kadın Cici Sevgili
“Ne kadar ozan olursam olayım, düşünmek istediğiniz kadar da aldanmıyorum, o yapmacıklı ağlamalarınızla beni fazla yorarsanız, yabanıl kandırmışsınız, gibi davranacağım size, ya da sizi boş bir şişe gibi pencereden fırlatıvereceğim.”
Sayfa 21
“İsa şunu dediğinde, olasılık hesabı yapmıştır: ‘Acıkmış olanlar doyacaklardır, ne mutlu onlara.’ “
Sayfa 115
