herkese selamm.. uzun bi suredir inceleme yazamadim cunku son senem sinavlarla ugrasiyorum ayrica okudugum kitabi da hic begenmemistim ve rs ye girdim.. ve bi klasikle geri dondum. okudugum ilk klasik dostoyevski beyaz geceler.. klasik okumaya baslamak istiyordum ve uzun bi sure arastirdim bir cok kitabin konusuna baktim ve beyaz geceleri okumaya
metrobuste kucuk bakismalarla baslayip buyuk bir aska donusen hikaye.. bu kitapta dunya ve esranin hikayesini okuyoruz. hikaye dunyanin ve esranin bir sabah metrobuste karsilasmasiyla basliyor, bu tesaduf bir kac kere daha yasaninca artik birbirinden habersiz birbirlerini bilerek gormek istiyorlar ve ikisi de her sabah oldugundan daha erken
3391 in sonunda egeyle izmir fransada beraber yasamaya baslamislardi, o kucuk tatli evleri hâlâ hayalim :') ama fransadaki hayatlari ilk kitapta olan olayin telefonla onlara bir haber gelmesiyle degisiyor ve hikaye basliyor. izmir turkiyeye geri donuyor ve gizemler aciga cikiyor. izmir icin guzel ama ege icin o kadar guzel bi donus olmuyor
okudugum en tatli, en hos, en saf aska sahip kitaplardan biriydi. zaten biliyorsunuz, konumuz egeyle izmirin mesafe aski. ege izmiri izmirde egeyi oyle guzel seviyor ki aska olan inancimi kazandiran kitaplardan biri diyebilirim, cok cok guzellerdi. bu saf ask disinda egeyi izmirden ulkesinden uzaklastiran bi gecmis olayi var (olay spoiler) bunun
bu kitabi cok sevdigim bi arkadasimin onerisiyle okumaya basladim. biraz on yargiliydim cunku tamamiyle fantastik bi romani sever miydim emin degildim ama on yargilarimdan kesinlikle kurtulup sans vermeye degecek bi kitapti. kitabin konusu soyle: 4 elementimiz var, ates su hava ve toprak. bu 4 element ve yoneticileri o dunyaya ait kani tasiyan
