Ah Oblomov canım Oblomov!
Oblomov o dönemin Rusya'sında ne derebeyi olan soylu ataları gibi çiftliğinde köylüleriyle yaşabilmiş ne de şehir hayatına tutunabilmiş birçok insanın özeti bir yerde. Fakat onu kendine has bir karakter yapan bir şey var ki o da Oblomovluk!
Bazen Oblomov nolur kalk artık yatağından desem de Oblomovluk bir tembellik değil esasında. Yapamamak, edememek var temelinde. Öyle ki Oblomov her şeyin farkında olarak hayatını değiştirmeye de çalışmış, aşık da olmuştur. Bu onu tatlı bir aşığa dönüştürmüş, hareketli bir hayatın ortasına atmıştır. Tabii ki bir yere kadar. Ruhunun derinlerinde hareketsiz, durgun bir mutluluk hasreti varken evliliğin getireceği sorumluluklar, yükler onu korkutmuş ve onu aşkından bile vazgeçirmiştir. Bu vazgeçiş sonun başlangıcı gibi biraz. Oblomov bir daha hareketli bir hayatın içine girememiştir. Hayalindeki uyuşuk mutluluk içinde hayatı son bulmuştur.
Çok severek okuduğum bir kitap oldu neticesinde. Kesinlikle okunması gereken kitaplar arasında yer alan kült bir eser. Oblomov çok orijinal bir karakterdi ve okurken keyif aldım.