Şu an itibarı ile ülkemizde fazla bilinmese de uzun vadede hazine niteliğinde olan beş kitaplık serinin ikincisi olan "Körelten Hançer"i bitirdim.
Basitçe kitabın konusu, beş yıl ömrü kaldığına inanan prizmamız Gavin Guile'nin hesaplarının yanlış çıkması ve bu daralan zamana yapılması gereken birçok görevi sığdırma çabasına dalıyoruz. Bir yandan Renk Prensi ile sürdürülen savaş, bir yanda Karris'e duyduğu sönmeyen aşk, bir yanda oğlu olmayan oğlu Kip bir an için bile olsa dinlenme fırsatı bulmadan hem zihinsel hem bedensel bir fırtınanın içinde ayakta kalmaya çalışıyor Guile.
İlk kitapla kıyaslandığında çok daha eli ayağı düzgün, çok daha eksiklerini gidermiş bir kitap var elimizde. İlk kitaptan birçok soru cevabını bulurken ne yazık ki daha birçok sorunun cevabını sonraki kitaplara bırakıyor.
Şahsen en çok merakımı cezbeden bölümler Andross Guile ile Kip'in oynadıkları Dokuz Kral satırları. İlerleyen kitaplarda bu iki karakterin gelişimleri ve değişimleri özellikle merak uyandırıcı. Yazarla yapılan söyleşide uzun vadede bu oyunun gerçek hayatta da oynanabilir olması için girişimlere başlanmış. Benim gibi fantastik diyarlara tutkun insanlar için böyle küçük de olsa dipnotlar okuma aşkını kamçılayan darbeler niteliğinde.
Okuduğunuz için teşekkürler.