“Önsözler kitaplarla, kitaplar şehirlerle aranıza girebilir. Bir kitabı da bir şehri de tanımanın en iyi yolu, doğrudan içine dalmaktır oysa.”
Ankara’da, Yenişehir’de bir öğle vakti eski bir kavak ağacı yıkılır. Bu esnada kavak ağacının yakınlarında birbirinden alakasız görünseler de bir şekilde birbiriyle bağlantılı olan bir grup insanın kafasından geçenlere, hayatlarının bir kesitine tanıklık ediyoruz. Bu nedenle kitapta bir baş karakter olmasa da çoğunlukla Ali, Olcay ve Doğan üçlüsünün ilişkileri ve bakış açıları üzerinden ilerliyor kitap. Aynı zamanda Ankara’nın meşhur sokaklarında gezip meşhur mekanlarında otururken hayal edebiliyorsunuz kendinizi. Bu yüzden bu kitabı sadece bir Ankara sever olarak da okuyabilirsiniz. Veya kavak ağacı üzerinden yapılan, o dönemin bir toplumsal eleştirisi olarak da görebilirsiniz.